English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / Adversity

Adversity Çeviri Türkçe

320 parallel translation
Yes, great is my adversity
Evet, sıkıntılarım çok büyük.
- into the valley of the shadow of adversity.
- bu olağanüstü yolculuk başladı.
The valley of the shadow of adversity.
Zorlukların gölgesi altındaki vadi.
The circus trains, like Noah's Ark, will carry and shelter man and beast through flood and mud and heat and storm, through triumph and adversity.
Sirk treni Nuh'un Gemisi gibidir, Hayvanları ve bakıcılarını Tozun, çamurun, sıcağın ve fırtınaların içinden geçirerek,
Good company in adversity
Şanssız bir arkadaş.
Who else but your blood brother could lead us in our adversity?
Kan kardeşinden başka kim olabilirdi?
The subject of my address to you this evening is adversity.
Bu akşamki vaazimin konusu zorluklar.
I always find it heartwarming to see a family standing shoulder to shoulder in the face of adversity.
Ben felaket karşısında bir ailenin omur omuza olmasını görmeyi yürek ısıtıcı bulurum.
But one day, in a week, a month, a year on that day when, God willing, we all return to our homes again you're going to feel very proud of what you've achieved here in the face of great adversity.
Ama bir gün ; bir hafta, bir ay, bir yıl sonra olsun o gün geldiğinde, inşallah, hepimiz evlerimize döneceğiz işte o zaman, burada büyük zorluklarla başardığınız bu işten hepiniz gurur duyacaksınız.
Or sever the cords of adversity that have bound thee to set thee free.
Sizi saran sıkıntılardan ferahlayıp yeniden özgür olabilesiniz.
All our best wishes to both our heroes, that even in the adversity, never gave up on their love.
Artık ne olursa olsun birbirini seven kahramanlarımız her türlü sıkıntıya rağmen aşklarından vazgeçmediler.
You began a self discovery among adversity in a hostile world,... in which you had to fit by force and for which your customs, your manners even your own thoughts,... were unsuited or directly negative.
Kendin bu vahşi dünyada zorlukları keşfettin,... alışkanlıklarını ve davranışlarını ayarlamak zorunda kaldın kendi düşüncelerinde bile,... tamamen olumsuzdun.
It's an officer, courageous, indomitable, that fate has dunk into adversity.
Bir subay var, cesur, yılmaz, fakat kaderi.. sıkıntılar içinde.
She's a lady who was able to stay above hearsay, gossip, scandal and adversity.
Kendisi kulaktan dolma dedikodulara,.. ... skandallara ve sıkıntılara maruz kalan bir hanımefendi.
A gentleman's dignity blossoms in adversity.
Çektiği sıkıntılar insanın asaletine asalet katarmış.
You said you always stood up to adversity like that girl, what's her name?
O kız gibi her zaman sorun çıkartan birini söylüyordun neydi onun adı?
I can fight adversity.
Gizli bir planım var. Kadere meydan okuyacağız!
We wish to share with you the adversity of fate.
Efendim kendi düşüncelerini... paylaşmak istiyor.
That's the kind of humour in the face of adversity that keeps America strong.
Zor durumlardaki bu mizah anlayışı Amerika'yı güçlü kılıyor.
They've been welded together by adversity.
Şu ana kadar yeterince vaaz dinlediler.
Ha! Wit in the face of adversity!
İngilizlerden bir şeyler öğrenmişsin.
Melchett reacts to adversity... by renewing bonds from which he was otherwise liberated
Malchett ise karşılığında.. sattığı tahvilleri yeniledi.
Somehow miraculously, The town's retained every gotten adversity... right in the middle of southern California sun shine.
Her şeye rağmen mucizevi bir şekilde kasaba, Güney Kaliforniya'nın yakıcı güneşinin altında özelliklerini ve çektiği sıkıntıları unutmamış.
Someone you can talk to about everything, who'll stand by you in adversity, and who'll help pull the cart or sell at your stand when you're away.
Her şeyi konuşabileceğiniz zor günlerde yanınızda olacak arabayı çekmenize size yardım edecek ya da siz yokken standınızda satış yapabilecek birine ihtiyacınız var.
Minimum effort and maximum adversity.
Asgari emek ve azami karşıtlık.
He has profited from adversity
O klanımız için büyük bir tehdit!
Each of us, in his own way, must learn to deal with adversity in a mature and adult fashion.
Hepimiz, olgun bir yetişkin gibi zorluklarla baş etmeyi öğrenmek zorundayız.
Bound, bound, bound be all demons... and powers of adversity... from the north, south, east, and west.
Bütün iblislerin eli kolu bağlansın sıkıntının güçleri bağlansın kuzeyden, güneyden, doğudan, batıdan bağlansın.
I've had my share of adversity, thanks to that miserable second-rate detective, Basil of Baker Street.
Baker Caddesi'ndeki şu sefil ikinci sınıf dedektif Basil sağolsun, ben de payıma düşen sıkıntıları yaşadım.
These are some precious family heirlooms what I've always refused to... be parted from, even in times of direst adversity.
Bunlar en zor zamanlarımda bile asla elden çıkarmadığım birkaç değerli aile yadigarıdır.
Until you are initiated, your body will suffer. Plenty of adversity awaits you.
Kabul edilene dek bedenin acı çekecek, uyuyamadığın geceler olacak.
We've overcome a lot of adversity, overcome a lot of pain.
Bazı zorlukların üstesinden geldik,... bazı acılar yaşadık.
It is one of those women what they show best his in the adversity.
Sıkıntılı zamanlarda güçlü olmayı başaran kadınlardan.
He greets the day with a smile and confounds adversity with a kind word.
Güne gülücüklerle başlıyor ve zorlukları nezaketiyle aşıyor.
Bye-bye, blues So long, adversity
"Bye-bye, blues So long, adversity"
Not know of the marriages I've seen break face of adversity.
Güçlük baş gösterince yıkılan çok yuva gördüm.
Watson juice in the face of adversity.
Watson, para sıkıntı karşısında.
Human spirit overcoming human adversity. Sounds like Horatio Alger in the barrio.
İnsan ruhu insan gelişiminin üstesinden geliyor.
" Resigning myself to adversity.
" Kendimi sıkıntıdan uzak tutar.
It's amazing how through all this adversity, we managed to stick together.
Bunca zorluğa beraber katlanmamız harika birşey.
Myrtle J. Mussburger did not raise her boy to go knock-kneed at the first sign of adversity.
Mussburger oğlunu, ilk zorlanma belirtisinde....... bacaklarının çarpılması için yetiştirmedi.
As I ask Brackett... do you take Peterson to be your wedded wife... promising to cherish and protect her... be it in good fortune and adversity?
Brackett. Peterson'ı karın olarak kabul ediyor musun? Onu koruyacağına, daima seveceğine iyi günde, kötü günde yanında olacağına yemin eder misin?
And do you take Brackett to be your wedded husband... promising to cherish and protect him... be it in good fortune and adversity?
Peki, sen Brackett'i kocan olarak kabul edip onu koruyacağına, daima seveceğine iyi günde ve kötü günde yanında olacağına yemin eder misin?
To triumph in the face of adversity.
Zorlukları her zaman yenmişizdir.
Nice to see you haven't lost your sense of humor in the face of adversity.
Zorluklar karşısında mizah anlayışınızı yitirmediğinizi görmek güzel.
Adversity has never stopped you before.
Sıkıntılar seni daha önce asla durdurmadı.
But as Borzage once stated, "Souls are made great through love and adversity."
Ama Borzage'nin de belirttiği gibi : "Ruh, aşkla büyük güçlüklerin üstesinden gelir."
She soldiers on under adversity.
Zor şartlarda çalışan bir askerdir.
Triumph over Adversity.
Güçlüklere Karsi Zafer.
Most of the species we've encountered have overcome all kinds of adversity without a Caretaker.
Karşılaştığımız bir çok tür, bakıcıları olmadığından, bir çok sıkıntı yaşadıklarını gördük.
Step two to becoming a queen - ignore adversity.
Kraliçe olmanın ikinci adımı - Zıtlıkları boşverelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]