Agency Çeviri Türkçe
6,641 parallel translation
No one outside the agency could have known where Martin was, so, we have to assume that the Bureau has been compromised.
Buranın dışından kimse Martin'in kim olduğunu bilemezdi,... yani Büro'nun ifşa olduğunu varsaymamız gerek.
The only risk is doing nothing. Our asset will take over the one federal agency posing a threat to us.
Ajanımız, bize tehlike oluşturan bir federal ajanı ortadan kaldıracak o kadar.
It's a private intelligence agency under contract to the NSA.
"Ensign." NSA tarafından yönetilen bir istihbarat birimi.
I quit the Agency... To have a family, to have a real life.
İşimi bıraktım, bir ailem olsun,... gerçek bir hayatım olsun diye.
You know, that little governmental agency that protects their own?
Bilirsin, her devlet kuruluşu kendinden olanı korur.
My cousin--she worked for a travel agency.
Kuzenim bir seyahat acentesi için çalıştı.
Look, I will call every law enforcement agency all the way down to South America if I have to.
Bak, gerekirse Güney Amerika'daki tüm emniyet teşkilatlarını ararım.
'Your last memory is of receiving a contact from an unknown agency - me.
Son hatıranız, bilinmeyen bir aracıyla iletişim kurmanızdı, yani benimle.
I was forced to conclude that no human agency would have allowed you to penetrate that wall.
Hiçbir kimsenin senin duvarı delip geçebileceğine imkan vermediğine sonucuna varmaya zorlandım diyorum.
Brandice Comstock has been at the agency for 20 years and has survived several administrations.
Brandice Comstock, 20 yıldan beri ajansta yöneticilik yapıyor.
Their agency has a direct line to Merrick, the Joint Chiefs, the President.
Ajansları Merrick ile, rütbelilerle ve başkanla doğrudan bağlantılı.
The agency Agent Keeler's with.
Ajan Keeler'ın ajansı.
Oh. What agency?
- Hangi bürodan?
MAY 2009. THE EUROPEAN SPACE AGENCY LAUNCHES THE PLANCK SATELLITE
Mayıs 2009 Avrupa uzay ajansı plank uydusunu fırlattı.
I'm sorry, what agency do you represent?
Affedersiniz siz hangi bakanlıktansınız?
Yeah, we left Seattle P.D. together, started up an agency.
Evet, Seattle polis departmanını birlikte bıraktık. Bir acente açtık.
We inform you that the Funeral Agency Damaia, Ltd.
Cenaze Düzenleme Ajansı... Damaia, Ltd.
The Funeral Agency Damaia, Ltd.
Cenaze Düzenleme Ajansı Damaia, Ltd. Şirketi...
From now on, you work for the Seoul National Police Agency Special Crime Investigation Unit.
Şu andan itibaren Seul Emniyet Müdürlüğü Özel Suçlar Birimi için çalışıyorsunuz.
This is Inspector Yu Mi Yeong from the Seoul National Police Agency.
Ben Seul Emniyet Müdürlüğünden Müfettiş Yoo Mi Yeong.
What agency you're from?
Hangi birimdensin?
It's a surrogacy agency.
Taşıyıcı annelik ajansı.
Heather called you herself, not through the agency?
Heather sizi kendisi aradı, ajans aracılığıyla değil?
She kept our phone number from that first meeting, and, uh, she suggested that we not go through the agency, to save money.
İlk buluşmadan sonra telefon numarımızı saklamış. Paradan tasarruf etmek için ajansı işe karıştırmamayı teklif etti.
Because you thought that dumping the agency was a good idea!
Çünkü ajansı kenara atmak sana iyi bir fikir gibi gelmişti!
The DEA believes there's a mole in our agency.
DEA içimizde bir köstebek olduğuna inanıyor.
The Agency is waiting for you with open arms.
Teşkilat seni dört gözle bekliyor.
He was done with the Agency, all of it.
Teşkilâtla ilişiği bitmişti, tamamen.
Other than being suspended by the Agency I've faithfully served, no, nothing at all.
Sadakatle hizmet ettiğim Kurum tarafından açığa alınmam dışında mı?
But if you resign, this is you losing faith, not only in me and the Agency, but also in yourself.
Ama eğer istifa edersen sadece bana ve Kuruma olan inancını değil kendine olan inancını da yitireceksin.
The DCI believes that Auggie Anderson was involved with Walker's efforts to lie to our Agency, to hide her heart condition.
Milli İstihbarat Auggie Anderson'ın Walker'ın kalp rahatsızlığını saklamasına yardımcı olduğunu düşünüyor.
I need to be crystal clear with my operatives- - if you lie to me, go behind the back of the Agency, there will be consequences.
- Ajanlarımla aramda sır olmamalı, eğer bana yalan söylersen Kurumun arkasından iş çevirirsen sonuçlarına katlanırsın.
IF THERE WAS A REGULATORY AGENCY AT THE TIME, THEY WOULD'VE BEEN OUTLAWED.
Eğer bu anda düzenleyici bir kurum varsa yasadışı olurdu.
Our agency- - yours and mine- - is under attack back in Washington.
Teşkilatımız Washington'da büyük bir saldırı alltında.
Works with an agency that services the buildings of both victims.
İki kurbanın da binasına servis yapan bir bakım şirketiyle çalışıyor.
Adoption agency made a mistake?
Evlatlık kurumu hata yapmış olamaz mı?
Is this your way of telling me that you're canceling our meeting with the surrogacy agency tonight?
Taşıyıcı annelik kurumuyla yapacağımız görüşmeyi iptal etmek istediğini mi söylemeye çalışıyorsun?
Um, listen, I will meet you at the agency with a smile on my face.
Görüşme saati geldiğinde yüzümde bir gülümsemeyle seni bekliyor olacağım.
The North Korean Central News Agency just released a statement confirming the detentions.
Kuzey Kore Merkez Haber Ajansı, alıkoymayı kabul eden bir bildiri yayınladı.
The first case for argument is Jewel versus National Security Agency.
İlk duruşma davacı Jewel ile Ulusal Güvenlik Teşkilatı ( NSA ) arasında.
It reveals a court order giving the National Security Agency blanket access to millions of Verizon customers'records on a daily basis.
Haber, mahkeme kararıyla, Ulusal Güvenlik Teşkilatı'na milyonlarca Verizon müşterisinin günlük kayıtlarına sınırsız erişim verilmesini onaya çıkardı.
Central Intelligence Agency, solutions consultant and a, uh, telecommunications informations systems officer.
CIA için de çözüm uzmanlığı ve telekomünikasyon bilgi sistemleri memurluğu.
I think that we should consider that when we lose privacy, we lose agency, we lose liberty itself.
Mahremiyetimizi kaybettiğimizde, özgürlüğümüzü de kaybedeceğimizi ciddi olarak düşünmemiz lazım.
They're headquartered here in the U.S., deposits insured by the FDIC, which places them firmly within your agency's jurisdictional bailiwick.
Burada, Amerika'da merkezleri var. Bankadaki paralar devlet güvencesi altında, yani senin teşkilatının sorumluluk bölgesindeler.
It's a travel agency.
- Seyahat acentesi.
Hey, Price wasn't at the travel agency.
Price seyahat acentesinde değildi.
Well, the vendor did say that one law enforcement agency would be chosen to test the prototype.
Satıcı bir kolluk kurumunun prototipi test etmek için seçileceğini söylemişti.
I wonder which agency that would be.
Hangi kurum merak ediyorum.
I would not be in the possession of a government agency.
Burada devletin gözetiminde olmazdım.
I've already told the agency that this was my last project.
Şirkete bunun son projem olduğunu söylemiştim.
I'm President Lee Hyun Wook of ANA Agency.
Ben ANA Ajansı başkanı Lee Hyun Wook.