Aimer Çeviri Türkçe
15 parallel translation
The bomb aimer had to help push it back because this hand was pretty weak, my shoulder had been hit and it was keeping the stick back by holding my hands in front.
Lövyeyi geriye çekmek için silahçının yardımı lazımdı çünkü bu el zayıftı. Omzumdan yaralıydım. Ellerimi önde tutarak lövyeyi geride tutuyordum.
Need a bomb aimer, do you?
Bombacıya ihtiyacınız var değil mi?
Next to the invention of a bowl 6 feet wide with tall rims for the problem aimer.
Tabi iki metre genişliğinde isabet sorunlular için yüksek kenarlı klozetlerin icadından sonra.
It's your aimer.
O, dürbünün.
Just look through the aimer.
Dürbünden bak.
Aimer. Reese?
Reese?
Putain, je suis en forme et je peux te dire que tu vas aimer ça.
"Putain, je suis en forme et je peux te dire que tu vas aimer ça".
So you see, you see, that without a musket-stand, the aimer is in full control of the trajectory of the bullet.
Tüfek ayaklığı olmadan nişan alan kişi merminin gidiş yönünü kontrol edemiyor.
So, in order for this to work, the aimer - let's say Geyle or Jongkind - has to be in close association with the lieutenant who shouts the orders to fire.
Yani, bunun işe yaraması için nişan alanın mesela Geyle yahut Jongkind olsun bu ateş etme emri veren Teğmen ile yakın işbirliğinde olması gerekir.
The new one is the aimer.
Yeni gelen de nişancı.
But the aimer?
Peki ya nişancı?
Rhinoceros, wake your aimer and let's finish with the bullshit.
Gergedan, uyandır nişancını da, şu işten kurtulalım.
The aimer...
Nişancıymış.
Il n'y a qu'un bonheur dans la vie, c'est d'aimer et d'etre aimé.
Il n'y a qu'un bonheur dans la vie, c'est d'aimer et d'etre aime.
Look at this print ad for Aimer.
Az önce dosyayı inceledim.