Allez Çeviri Türkçe
162 parallel translation
Allez, up!
Hadi kaldıralım!
Allez-oops. Ah!
Hadi-hop.
Between allez-oops.
Hadi-hop derken.
Allez-oops.
Hadi-hop.
Now, allez-allez -
Hadi... hadi...
Allez-oops. Ah.
Hadi-hop.
Allez -
Hadi.
Allez, August.
Hadi, August.
Allez.
Hadi.
Hello, Monsieur North. Comment allez-vous?
Merhaba, Mösyö North.
- Allez?
- Gidelim mi?
Allez. Écoutez-moi.
Git. haydi.
I'm sure his father is very happy now. Ja? Allez.
Evet.Eminim babası bu yüzden çok mutludur.
Allez. Vite. Arrêtez les gars!
yürü. yürü. hızlı.
- Allez, Cécile.
- Hadi Cécile.
Allez-oop.
Hokus pokus.
Allez, viens.
- Haydi, yürü.
Why is it always ladies of no position who have all the fun, Leo? - Allez, viens.
Hanımefendilerin eğlenmeye neden hiç hakkı yok Leo?
Allez vite, n'importe où.
Allez vite, n ´ importe ou.
Allez!
Allez!
Allez, allez!
Allez, allez!
Allez.
- Haydi.
Here I am. Allez, allez!
İşte bu kadar!
- You mean, "Allez-up!"
- "Yukarı çık!" mı diyorsun?
Allez.
Haydi.
Allez!
Haydi!
- Allez-y voir le camion.
- O kamyona bin.
Allez avec bon Dieu.
Huzur içinde uyu.
Bonsoir, bonsoir, monsieur, madame... vous allez bien qu'est-ce que vous préfèrez ce soir?
Hanımefendi, beyefendi hoş geldiniz. Bu akşam ne almak isterdiniz? Kendisi karar versin mi ne dersin?
Comment allez-vous?
Nasılsınız?
Allez!
Hadisene!
Allez!
Gazla!
- Allez. go on.
- Niki, hadi.
Allez! Oh, no. No, no, no.
Hayır, hayır, hayır.
Good morning, Mademoiselle Odette. - Comment allez-vous? - Tres bien, merci.
Verena, niye bu kadar geç kaldın?
Allez, au revoir. Come in.
İçeri gel, canım.
Allez-vous-en, allez!
Hadi git peşinden hadi!
- And I said : "What?"
- Vous allez vous mariez? - Ona "Ha?" dedim.
- Allez-oop!
- Allez-oop!
Emballez-le, emportez-le, allez-y.
Al bunu, al bunu, devam et.
Emportez-le, allez-y.
Al bunu, devam et.
Allez!
Yerine geç!
Comment allez-vous?
Comment allez-vous?
Je voudrais allez en Espagne.
Telaffuza dikkat.
Allez, viens.
"Allez, viens."
Allez.
"Allez."
Allez, Jeanne.
Gidelim, Jeanne.
- Allez..
- Hadi ama...
Allez!
Haydi.
- Allez, vas - y.
- Hadi, git!
Maintenant, vous allez me dire ce que vous venez foutre ici parce que de mon côté, il n'y a pas de problème. - oh, what a relief, because you know, we thought maybe you'd skipped out on us. - Moi?
Neyse şimdi içim rahatladı bizi ektiğini falan düşünmüştük.