An accident Çeviri Türkçe
12,410 parallel translation
It was an accident, and she had to be revived.
Bir kaza oldu ve onu ölümden döndürmeleri gerekti. Oh.
Yes. It's no longer an accident.
Bu artık bir kaza değil.
Unfortunately, Walter died in an accident two years ago.
Maalesef Walter iki yıl önce bir kazada hayatını kaybetti.
Walter accesses those vials and then dies in an accident.
Walter bu şişelere ulaşıyor ve sonra kazara ölüyor.
You were in an accident, Mr. Renfroe?
Kaza mı geçirdiniz Bay Renfroe?
Um, look. I didn't want to say anything. Dad got in an accident.
Bak söylemek istemedim ama babam bir kaza geçirdi.
Until recently, when an accident forced me to reveal myself to the world.
Taa ki son zamanlarda meydana gelen bir kaza beni, dünyaya ifşa etmeye zorlayana kadar.
Until recently when an accident forced me to reveal myself to the world.
Taa ki son zamanlarda meydana gelen bir kaza beni, dünyaya ifşa etmeye zorlayana kadar.
And so I hid my powers until recently when an accident forced me to reveal myself to the world.
Ben de güçlerimi gizledim. Taa ki son zamanlarda meydana gelen bir kaza beni, dünyaya ifşa etmeye zorlayana kadar.
Yeah, when I asked him about that, he said that killing Crane was an accident but taking the money would have been stealing.
Evet. Bunu ona sorduğumda Crane'i kazara öldürdüğünü ama parayı almanın hırsızlığa gireceğini söyledi.
There had been an accident, and... everyone was dead.
Bir kaza olmustu ve herkes olmustu.
It was an accident.
- Kazayla oldu.
The robot stated our collision was an accident.
robot çarpışması bir kazaydı.
Obviously, it could have been an accident, but there is also another possibility : the pirates did this on purpose.
Dürüst olursak, kazara da meydana da gelmiş olabilir ancak başka bir olasılık daha var korsanlar bunu bilerek yaptı.
CHIN : So his death was an accident?
Yani, ölümü kaza mıymış?
Make it look like an accident.
Kaza süsü ver.
I don't think Stephen Fisher died in an accident.
Bence Stephen Fisher araba kazasında ölmedi.
If you wanted to kill Fisher in a way that looked like an accident, you could easily rig up a car crash.
Eğer Fisher'ı araba kazası gibi göstererek öldürmeye çalışsaydın gayet kolayca bir araba kazası ortamı kurabilirdin.
At the moment, it looks like it might be an accident.
Şu anda kaza olabilir gibi duruyor.
Maybe it was an accident.
Belki de araba kazasıdır sadece.
Maybe it was an accident, but you know what, selling off his organs to Nina Slocum, that wasn't an accident.
- Belki kazaydı ama organlarını Nina Slocum'a satmak hiç de kaza değildi.
It was an accident.
Yanlışlıkla oldu.
Javi, it was an accident.
Javi, kazaydı.
Th-that was an accident!
Kazaydı!
I had an accident down the road.
Biraz ileride kaza yaptım.
It's possible Steven's death was an accident.
Steven'ın ölümü de kaza olabilir.
Despite on the I10, there's like an accident every 45 seconds,
I-10'da 45 saniyede bir kaza olmasına rağmen bir şey yok.
I found a report citing sleep deprivation, but it's not an accident, it's a child abduction.
Uyku yoksunluğundan bahseden bir rapor buldum, ama kaza değil çocuk kaçırmayla ilgili.
It was an accident.
Kazaydı.
It was an accident, Jav.
Kazaydı, Jav.
Whether this was a suicide or an accident nobody knows.
Bunun bir intihar mı yoksa kaza mı olduğunu kimse bilmiyor.
Is there an accident?
Kaza falan mı olmuş ki?
You said it was an accident.
- Kaza olduğunu söylemiştin.
It wasn't an accident.
Alicia? Olanlar kaza değildi.
Dominic Ewing's death was not an accident.
Dominic Ewing'in ölümü kaza değildi.
That it was an accident.
Bir kaza olduğunu söylediler.
It was an accident. What?
- Bu bir kazaydı?
No, that was an accident.
- Hayır o bir kazaydı.
This is not an accident.
Bu bir kaza değil.
So the kids of the wealthy fell in love and got into an accident.
Kısacası varlıklı ailelerin çocukları aşk oyunu oynayıp kaza yaptılar.
She lost the one she loved in an accident.
Sevdiği kişiyi kaza sırasında kaybetti.
Then one day... after her kids became grownups and life was finally going well... she died in an accident.
Sonra bir gün çocukları büyüyüp hayatı iyiye gitmeye başladığında bir kaza sonucu vefat etti.
I'm the pastor at first Lutheran, and I had... there was an accident.
Lüteriyen kilisesinde papazım. Bir kaza oldu.
No. It was an accident.
Hayır, kaza yüzünden.
That was an accident.
Kazara oldu.
It was an accident, we're still friends, his wiener's feeling better, so it's, uh, it's awesome.
Kazara oldu, hâlâ arkadaşız, kuşu daha iyi hissediyor. Yani harikayız.
- It was an accident.
- Kazaydı.
"On the date in question, I, Walter Patrick O'Brien, " was driving negligently as a result of being "in an overly emotional state, and hence, the accident..." That was not me.
"Söz konusu günde ben, Walter Patrick O'Brien aşırı duygusal durumda olmamdan dolayı aracı dikkatsizce kullanıyordum, ve kaza bu sebepten dolayı..." Ben böyle değildim.
It was an accident.
- Kazaydı.
You were asking the cards, was he thinking of you when he had the accident?
Kartlara kaza anında babanın seni düşünüp düşünmediğini sormuşsun.
He made an analogue... I imagine you're arguing "by accident."
Benzerini yaptı. "Kazara" olayını savunmak istediğinizi varsayıyorum.
accident 207
accidentally 108
accidental 28
accidents 58
accidents happen 73
an accountant 30
an actress 43
an actor 58
an acquaintance 23
an accomplice 25
accidentally 108
accidental 28
accidents 58
accidents happen 73
an accountant 30
an actress 43
an actor 58
an acquaintance 23
an accomplice 25