And before you know it Çeviri Türkçe
915 parallel translation
And before you know it, you're walking on air.
Onu tanımadan önce... havada yürüyorsun.
And before you know it there it is on your wrist.
Bir de bakmışsın ki o bileklik bileğinde.
They'll spread the word and before you know it- - l don't know if you're on the level.
Sen farkına bile varmadan dünyayı ayağa kaldırırlar... O seviyedemisin bilmiyorum.
Now, I'm gonna give you a nice little shot, and before you know it, you'll be back across the Channel.
Size bir ilaç vereceğim. Farkına bile varmadan Kanal'ı geçmiş olursunuz.
They might get real serious about each other... and before you know it, I got me a new brother.
Biribirlerine ciddî hisler duyabilirler Bir de bakmışın, yeni bir ağabeyim olmuş.
And before you know it, she'll be listening good, asking you questions, and when I come home l can fill her in on all the details.
Her şeyden önce, seni dinleyecek, sana sorular soracak ve eve geldiğimde ona tüm detayları anlatacağım.
And before you know it... you're sleeping.
Ve sen farkına bile varmadan uyur gidersin.
I gather the facts, examine the clues... and before you know it, the case is solved. Oh, yes.
Delilleri toplarım ipuçlarını araştırırım ve sizin ruhunuz bile duymadan olay çözülür.
And before you know it, they're gonna be here.
Ve sen farkına varmadan, burada olacaklar.
People begin by sneering at family life, and family institutions, and before you know it, we'll have intermarriage between black and white!
İnsanlar aile hayatını, aile kurumlarını hiçe saymaya başladı, ve biz farkına bile varmadan, zenci ile beyazın evlendiği günler gelirse hiç şaşırmam.
Get this set up, and before you know it, you and me will be down at the bottom of the sea with that submarine.
Gerekli ayarları yap, Sonra biliyorsun, Sen ve ben biliyorsun o denizaltı ile denizin dibine ineceğiz..
And before you know it... Billy will be out and you'll be back here with him.
Emin ol Billy dışarı çıktığında dönmüş olacaksın.
You have lunch a lot and before you know it attachments form and... you know...
Defalarca birlikte yemek yiyeceksiniz. Bir sürü birbirine bağlanan insan var.
The season will be over before you know it, and she'll be back here with us.
Göz açıp kapayana kadar sezon biter. Sonra burada bizimle olacak.
Now, let me tell you, Mr. Gibson... I'm not going back to Detroit before I have my vacation and if you don't like it, you can take my job and you know what you can do with it?
Size bir şey söyleyeyim bay Gibson, tatile çıkmadan Detroit'e dönmüyorum beğenmiyorsanız alın onu, ne yapacağınızı biliyorsunuz?
I lied to you, and I think you should know it before we get married.
Yalan söyledim ve bunu evlenmeden önce bilmelisin.
You just toe the line, stick to the rules and, before you know it, they'll be knocking time off your sentence.
Kurallara uyarsan... sen farkına bile varmadan, cezanı azaltmaya başlarlar.
You know, it would be just my luck if they both went and died before the morning papers.
Çok şanslıyım. Teşekkür ederim.
Perhaps you know the plant, how it waits for the warm sunshine and soft winds before it unfolds its petals.
Bitkiye aşinasınızdır belki, taç yapraklarını açmadan önce ılık günışığını ve hafif rüzgarları bekler.
It was hard enough getting me to marry you before, and I didn't know you.
Önceki evlenme teklif edişinde seni tanımıyordum.
You're a very bad liar, Mr. McGarrity, but you're a good man, and I'm ashamed I didn't know it before.
Çok kötü bir yalancısınız Bay McGarrity. Ama iyi birisiniz ve bunu daha önce göremediğim için kendimden utanıyorum.
Only, if you know where to find the boy, find him, tell him to come back before it's too late, while he still has time to pay his punishment and still has most of his life to live like an ordinary human.
Yerini biliyorsanız bulun onu. Çok geç olmadan teslim olmasını söyleyin. Hala cezasını çekmeye vakti varken ve hayatının geri kalanında sıradan bir insan gibi yaşamasına fırsat varken.
I know it'll be a long time before you return to us, but remember all that Timmy and I live for is the day that you'll come back forever. "
Geri dönüşünün uzun sürebileceğini biliyorum, ama unutma ben ve Timmy'nin tek yaşama sebebi senin sonsuza dek döneceğin gün. "
I know what you're getting at, and I tell you, it won't be long before an airplane will fly nonstop across both oceans.
Nereye varmaya çalıştığınızı anladım, ve diyebilirim ki bir uçak iki okyanusu da durmaksızın aşabilir.
It was just in passing, you know, and he was hurrying... and had gone on before I could question him.
Sadece karşılaşmıştık, onun acelesi vardı. Ve ben bir şey soramadan gitti.
You'll be up and about before you know it.
Kısa sürede kalkarsın.
You know, I thought before I made a report to your wife, or the police, it would be mutually profitable if you and I discussed it first.
Biliyor musunuz, eşinize ya da polise bildirmeden önce düşündüm ki, ilkin konuyu aramızda tartışmamız ikimizin de çıkarına olacaktır.
Before you hit the target in his little love nest you have to know everything about the flat and the building, as well as the architect who built it.
Küçük aşk yuvasında hedefini vurmadan önce daire ve bina hakkındaki her şeyi onu inşa eden mimar gibi bilmelisin.
And then, before you know it, comes the night of the preview.
Hayır. Ben Franz değilim. Prenses senin bir sonraki başrol oyuncunum.
And then before you know it, before you know it...
Evet, Bayan Louella Parsons, meşhur film yazarı.
Now the only chance is to try and get down to a lower a - altitude and, er... er... you know... before it gets cold... and we...
Şimdi yapacağımız tek şey daha alçak, bir yükseltiye inmek ve soğuk basmadan ve biz...
There's quicksand here and you'll be dragged down before you know it.
Burası bir bataklık ve daha öğrenemeden dibe doğru sürüklenirsin.
Yesterday, and the day before, you keep saying I can do it... and Miss Kinnian says I can do it, everybody says I can do it... but I know I can't do it.
Dün ve önceki gün yapabileceğimi söylediniz. Ve Bayan Kinnian da yapabileceğimi söylüyor, herkes yapabileceğimi söylüyor. Ama ben yapamayacağımı biliyorum.
For it will spread before you know it, all over Europe, and everywhere.
Çünkü göz açıp kapayana kadar bütün Avrupa'ya, her yere yayılacak.
And as I said before, the important part is, have it blessed... because if it's not blessed, you will not get the benefit out of it, you know.
Önceden de dediğim gibi önemli olan kutsanmış olması çünkü kutsanmadıysa bir işinize yaramayacaktır.
Then before you know it the executioner's raised his sword, the neck stiff, a nice clean cut and off with his head. Oh my god, how horrible!
Aman Tanrım, ne korkunç!
And, well, we know it's gonna be two weeks before you're leaving, but some of the men here are gonna be out on patrol when it comes your time to leave us, and, well, we'd like to take this opportunity...
Ve bunu siz gitmeden iki hafta önce yaptığımızı biliyoruz ama bizi bırakma zamanın geldiğinde buradaki bazı askerler dışarıda devriyede olacak ve biz de bu fırsatı değerlendirmek istedik.
Ya hit that water. Before you know it, you're coming down right off of one of those walls and you're just ridin'perfect.
Dalgaya çarpıp, duvardan aşağı kayardım mükemmel bir sörf olurdu.
So you understand, before this game is over, I want every prisoner in this institution to know what I mean by power, and who controls it.
Şunu anlamış ol ki, bu maç bitmeden önce buradaki her mahkûmun güç demekle ne demek istediğimi bilmesini istiyorum.
But, before I say more, let me tell you I know I depend on my father and that the name of son subjects me to his will that it would be wrong to engage ourselves without his consent that heaven has made him our master and that it is our duty not to dispose of ourselves but in accordance to their wish.
Ama daha fazlasını söylemeden önce, babama bağımlı olduğumu biliyorum. Oğlu olarak adını taşımakla onun rızasına tabiyim. Onun onayını almadan sözlenmek en büyük hata olacaktır.
Before you know it, you're going to be running up and down that soccer field making one goal after another, really.
Bunu bilmeden, bir gol ve bir gol daha yaparak sahiden top sahasını turlayacaksın.
And before I knew it, there were two circles, dancing, you know... one dancing clockwise, the other dancing counterclockwise... with this rhythm mostly from the waist down.
Ben daha farkına varmadan, iki çember oluşmuş, dans ediyordu biri saat yönünde, diğeri saat yönünün tersinde dans ediyorlardı bu belden aşağı ritimle beraber.
Well, I tried it once before in summer camp and I know for a fact that you can't get a good night's sleep when someone else is in the same bunk with you.
Bir yaz kampında denemiştim. Yatağında başka biri olunca doğru dürüst uyunamadığını gördüm. Teşekkür ederim.
Tell me, I don't mean to be forward, but was it, um, a difficult decision to, you know, come from a convent and everything, and guard your chastity, to decide to share the bed with Leopold before the wedding?
Size bir şey soracağım. Ama saygısızlık etmek istemiyorum. Evlenmeden önce Leopold'la aynı yatağı paylaşmak..... manastırdan gelen..... bakire bir kız olan sizin için biraz zor olmayacak mı?
What if we dig the pool, you know... and Carol Anne sleepwalks and falls into it before there's any water?
Ya havuzu yaptırırsak ve Carol Anne gece uykusunda yürüyüp... içinde su yokken havuza düşerse?
And then, before you know it, you are impudent.
Sonra farkına bile varmadan intibaksız oluverirsin.
I mean, it's all right if you're a teenager, you know, you've never had it before, you know, and you say, "What is this all about?" You keep drinking and getting sick and throw up. But grown people do that.
Ergenseniz ve başınıza daha önce hiç gelmediyse, kusana kadar içmeyi anlarım da, yetişkinlerin hafta sonlarını bu şekilde geçirmelerini anlamıyorum.
let's have a cup of coffee you surely know, you've got that from your bosses before you moved in that I was in jail for 2 years I don't know if they mentioned Djura, probably they have he was in jail too, for 4 years you see, they informed you right and I admit it whenever someone asks me, I say " Yes, I adored him!
Gel, seninle bir kahve içelim. Taşınmadan önce patronların sana iki yıl hapis yattığımı mutlaka söylemişlerdir. Bilmiyorum ama kuvvetle ihtimal ki, Djura'nın 4 yıl hapis yattığının da sözünü etmişlerdir.
You know, the only thing to do... is to walk out of here before it's too late... and never see one another again.
Biliyorsun, yapılacak tek şey çok geç olmadan buradan uzaklaşmak ve bir daha asla görüşmemek.
Before you know it, I could be gone, and we won't have said some important stuff.
Sen farkına varmadan önce ölmüş olabilirim. Ve bazı önemli şeyleri söylememiş olabilirim.
After all this time... and everything we went through before, you know, it's kind of weird.
Bunca zaman sonra... ve önceden yaşadıklarımız, anlarsın, biraz garip geliyor.