English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And don't

And don't Çeviri Türkçe

129,470 parallel translation
So why don't you summon up some Primary powers and help us out?
Neden tüm yetkilerini kullanıp bize yardım etmeye cesaret etmiyorsun?
And now all I can do is make sure I don't make that same mistake with anybody else, so...
Artık yapabileceğim tek şey aynı hatayı başkasıyla yapmadığıma emin olmaktır.
And if we don't?
Ya alamazsak?
We don't know that, and there's still time to find a way to stop it.
Bunu bilmiyoruz. Durdurmak için hâlâ zamanımız var.
I don't believe in fate... in cycles or loops... but if it is all true and one day you find me wearing this at the CDC...
Döngü ve devirdeki kadere inanmam... Ama hepsi gerçekse ve bir gün beni CDC'de bunu takarken bulursan...
It's pieces of a puzzle and I don't know how they fit.
Yapbozun parçaları gibi ama nasıl denk gelirler bilmiyorum.
We don't get to change the past and keep the future.
Geçmişi değiştirip geleceği elimizde tutamayız.
They're gonna kill Cole and Cassie if I don't get to them first.
Eğer onlardan önce bulamazsam Cole ve Cassie'yi öldürecekler
If we're gonna try to con our way into this party, we need to look like we belong, and we don't have nearly enough.
Eğer bu partiye gireceksek, oraya aitmiş gibi olmalıyız ama nerdeyse hiç bir şeyimiz yok.
I'm your brother, and you don't trust me?
Ben senin kardeşinim ve bana güvenmiyor musun?
Why don't you guys head to Miller's, and I'll catch up with you later?
Siz Miller'ın adresine gidin, ben sizi yakalarım.
You're trying to buy time, and we don't have any.
Zaman kazanmaya çalışıyorsun, ama zamanımız yok.
But why don't you go to your room, and I'll tell you all about it later.
Sen odana git, ben sonra sana olan biteni anlatırım.
I mean, its followers have to set up prayer altars like these that are either mobile or easily dismantled so the local police don't find them and destroy them.
Müritler polise yakalanmamak için böyle mobil ya da kolayca sökülebilir sunaklar kuruyor.
I don't see one here for Sue and Dalia.
Sue ve Dalia için göremedim.
Don't say ice cream, I had to watch Major slobber up gallons of it and it ruined ice cream.
Dondurma deme sakın Major'ın litrelerce dondurma yediğini izledim ve dondurmanın anlamını yok oldu.
I wouldn't be a bit afraid, and it would be lovely to sleep in a tree all white with bloom in the moonshine, don't you think?
Hiç korkmazdım. Ay ışığında beyaz çiçekli bir ağaçta uyumak kadar güzel bir şey olamaz değil mi?
You're letting a strange child into your house and you don't know a single thing about him!
Tanımadığın bir çocuğu evine alıyorsun ve hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
I don't suffer no backtalk, and if I find you lacking, you'll know the toe of my boot.
Karşılık verilmesine dayanamam. Hatanı görecek olursam tekmemi tadarsın.
And I don't care if I hurt your feelings by saying so.
Duygularını incitecek olmam da umurumda değil.
Don't you think you'd better... say it... and just... have it over with?
Sence de özür dileyip kurtulmak daha iyi olmaz mı?
Don't text and drive.
- Araba kullanırken mesaj yazma.
If he doesn't, he gets in trouble, and they don't... the hospital... they don't know where he is.
Almazsa başı belaya girer ve onlar da... Hastane yani. Nerede olduğunu bilmiyorlar.
You don't want to live in a bunker, and you don't want to be the good little soldier, always doing what Clarke tells you to do.
Bir sığınakta yaşamak istemiyorsun ve her zaman Clarke'ın sana dediklerini yapan iyi küçük bir asker olmak istemiyorsun.
You saved me, and I don't mean just by opening the door.
Beni kurtardın. Kapıyı açmana bakmıyorum.
Don't drop it. You and Emori load the generator.
Düşürmeyin, sen ve Emori jeneratörü yükleyin.
Remember, we'll have an hour each. Don't turn them on till I tell you, and after that, breathe easy.
Unutmayın birer saatimiz olacak, onları ben söylemeden açmayın, sonrasında rahat nefes alırız.
If we don't, she died in vain, and I'm not gonna let that happen.
Başaramazsak, boşuna öldü, bunun olmasına izin vermeyeceğim.
I know, and it is, but, I don't know, maybe now that I'm a dad,
Biliyorum, ve öyle de,
And right now, I don't care.
Ve şu anda, umrumda değil.
You wanna see your mama and Jonas, don't you?
Jonas ve anneni görmek istemiyor musun?
And it's something you don't understand.
Ve bu senin anlayamayacağın bir şey.
And if ultimately you don't want to do this, that's fine.
Sonuç olarak bunu yapmak istemezsen önemli değil.
You don't get wasted in bars and bail on your patients...
Vaktini barda geçirip hastalarını yüzüstü bırakmazsın.
And worse yet, don't lie to Caroline and her parents.
Daha da kötüsü, Caroline'la ailesine yalan söyleme.
And I don't know you. Jackson...
Seni tanımıyorum.
And I don't break my promises.
Ben sözlerimi tutarım.
I don't care if it's a clerical error, she's out, and you take the fall.
Ve eğer Nas en ufak bir hata yaparsa bahane kabul etmem, işi biter. Suçu üzerine alırsın.
I don't think Scott would notice if a nice piece of pizza came right up and bit him.
Scott'ın farkedeğini sanmıyorum eğer güzel bir dilim pizza gelip onu ısırırsa.
You're the Chief's husband, and you don't know anything?
Şefin kocasısın ama hiçbir şey bilmiyor musun?
He looks miserable and he's scared to death for you, and I don't want to lie to your husband anymore, so can I just tell him something, please?
Perişan bir halde. Sizi kaybetmekten ölesiye korkuyor. Kocanıza daha fazla yalan söylemek istemiyorum.
What's between you and Dr. Webber is none of my business... you don't owe me an apology.
Dr. Webber'la aranızda olanlar beni ilgilendirmez. - Benden özür dilemen gerekmez.
And then you made dinner plans with Richard, and then you blow them off like they don't mean anything.
Sonra Richard'la yemek planı yapıp önemsiz biriymiş gibi iptal ediyorsun.
now we're losing April... and we don't have the residents.
Asistanlar da yanımızda değil.
It's not special treatment, and don't call her that.
Özel muamele değil. Ayrıca ona şef karım demeyin.
And I don't care how it looks... Jackson, she knows.
- Nasıl görünürse görünsün- - - Biliyor zaten Jackson.
why don't we give you a few minutes of peace and quiet?
Seni dinlenmen için bir süre yalnız bıraksak iyi olacak.
You don't remember that you and I started this for Webber?
Webber'a arka çıkma meselesini beraber başlattığımızı unuttun mu?
And I don't know how.
Nasıl yapacağımı bilmiyorum.
If you don't have anymore questions, then Dr. Edwards and I will see you in surgery.
Başka sorunuz yoksa Dr. Edwards'la ikimiz sizi ameliyathanede bekleyeceğiz.
Yeah, but it isn't, and if we don't put it in someone soon, it's gonna die an no one gets it, so who's it going to?
Evet ama takılmadı. Eğer bir an önce birine takmazsak ölecek ve kimse alamayacak. Kime veriyoruz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]