And even if you did Çeviri Türkçe
213 parallel translation
And even if you did, they'd only say you should've divorced her, that's all, instead of...
İnandırsan bile,... mek yerine, onu boşasaydın, diyecekler, bu kadar.
And even if you did, it's fourfeet to the ground twelve feet to the door and fourfeet to the doorknob.
Başarsan da, yere 1,2 metre kapıya 3.5 ve kapı tokmağına 1.2 metre.
And even if you did it,
Ve hatta yapmış olsan da,
And even if you did convince him to, I'm doomed.
Ve sen onu ikna edebilsen bile, ben lanetlendim.
And I wouldn't even know you if I did.
Seni bir daha göremeyeceğim.
You think you're superior, but you're quite an ordinary man... even if you did marry money... and people like me have got to slave for you... for 320 marks a month.
Herkesten üstün olduğunuzu sanıyorsunuz, ama çok sıradan birisiniz... para basıyor olsanız da... ve benim gibi insanlar, ayda 320 marka... köleniz olmak zorunda kalsa da.
Even if you did get one, why, all he'd do is sit by the side of the bed and start crabbing the government for not stamping out fever.
Bulsan bile tek yapacağı yatağın yanına oturup hükümet sıtmanın kökünü kurutmadı diye dırdır etmek olur.
He'd have come in and when he did, even if he'd never met you.
Seninle hiç tanışmamış olsa bile gelirdi.
And even if I did, I wouldn't take something from someone like you... with a tarbrush rubbed across his face.
Ben yapmış olsam bile, senin gibi suratından katran fırçası geçmiş birinden hiçbir şeyini almam.
And even if I did know, why would I tell you?
Hem biliyor olsaydım bile, neden size anlatayım ki?
I would feel remorse, and you must not forget that, even if I didn't kill him, I did think about killing him.
Hoşçakal dedim ve çıktım. Ona ne oldu bilmiyorum. Size anlatmak istediğim şey buydu.
Even if you did get them, and you got to San Francisco, how'd you find me?
Eğer onları halledip, San Francisco'ya gelebilsen bile, beni nasıl bulacaksın?
And even if she did escape, wouldn't she be coming after you?
Ayrıca kaçmış olsa bile, senin peşine düşmez miydi?
Listen, if you did the wrong thing... And even if people remember...
Dinle, yanlış bir şey yapmış olsan da insanlar hatırlasa bile..
They say if you can reach even one person, it means something.. And you did that.
Bir kişiye bile ulaşsan bir şeydir, derler ve sen bunu yaptın.
But even if her story is true and you do pity her, that has nothing to do with this case, because those three men did not rape her.
Ama hikayesi doğru olsa ve siz ona acısanız bile bunun, bu davayla hiçbir ilgisi yok, çünkü bu üç adam ona tecavüz etmedi.
- And even if I did it, it wouldn't help you!
- Bilsem bile, sana asla yardım edemem!
Even if I did get together with him, and this isn't saying I did or anything, but if I did, y'know that it wouldn't actually mean anything, I mean y'know that I really only love you,
Onunla beraber oldum diyelim, tabii, bu böyle bir şey yaptığım anlamına gelmesin, ama olduysam bile bunda başka anlamlar aranmamalı. Bir tek seni sevdiğimi biliyorsun, değil mi?
I don't want to play cards and even if I did, I wouldn't want to play with you.
Kart oyunu oynamak istemiyorum eğer isteseydim bile oynadığım kişi sen olmazdın
I understand, but the best I can do for you is give you an appointment, and even if I did that you wouldn't get Medicaid today.
Anlıyorum, ama sizin için yapabileceğim en iyi şey bir randevu vermek olur, ki bunu yapsam bile bugün bir acil Medicaid kartı alamazsınız.
I don't have the money here, and even if I did, I wouldn't give you any.
Para burada değil ve eğer olsaydı da vermezdim.
And even if I did, since you were here to ask us to do the same to others on your behalf you do not exactly have the moral high ground to complain, now, do you?
Tarasaydım bile, bizden aynı şeyi sizin hesabınıza yapmamızı istediğinizden bu durumdan şikayet etmeye yüzünüz olduğunu hiç zannetmiyorum.
And thank you for everything you did tonight, even if it didn't work out exactly as I'd hoped.
Bu akşam yaptığın her şey için teşekkür ederim. Sonuç umduğum gibi olmasa bile.
And even if he was, do you think I would admit to you that I did it?
Hem konuşsa bile, sence ben bunu kabullenir miyim?
I ain't seen nobody, and even if I did, I wouldn't tell you.
Kimseyi görmedim, görseydim bile, sana söylemezdim.
Even if Izzy didn't think so and said you were nothing and went ahead and did what he did to you.
izzy böyle düşünmese de, senin bir hiç olduğunu söylese de ve sana o şeyi yapmış olsa da.
If I ever did answer the questions... you know, even to exonerate myself... that would mean that it was okay for them to have been asked in the first place... and it isn't.
Eğer sorulara cevap verirsem... kendimi aklamak adına olsa bile... bence sakıncası olmazdı. Bu onlara ilk başta sorulmalıydı ama sorulmadı.
I don't even know it, and if I did... nobody wants to talk you.
Verdiğimden haberim yok. Eğer verdiysem de, seni arayan yok.
I don't know where Matthew is, and even if I did, I wouldn't tell you.
Matthew'ın nerede olduğunu bilmiyorum. Zaten bilseydim de sana söylemezdim.
And even if I did, I wouldn't tell you.
ve bilsem bile sana söylemezdim.
Besides, even if I did tell her that... well you know. I'm not saying that I do,'cause I don't. She's a princess and I'm an Ogre.
Ayrıca ona söylesem bile, ki söyleyeceğim demiyorum, çünkü söylemeyeceğim, o bir prenses ve ben ise...
Now, he's probably realized by now that even if you did pull off a miracle, and you could tag the FBI for the murder, that wouldn't help our client any.
Bir mucize yaratıp FBl'ın cinayetle bağlantısını ispatlasan bile müşterimize faydasının dokunmayacağını anlamıştır.
You'll never pass the DNE test, and even your lies won't be enough. But Brock, if you didn't buy the mining rights, then who did?
Dinle, çok düşündüm ve konuşmamız gerekli.
If you win, I have given Jacopo the chance to live, even if he did not take advantage of it, and you can take his place on the boat.
Sen kazanırsan, Jacopo'ya yaşama şansı tanıyacağım, eğer bunu istemezse, gemideki yerini sen alabilirsin.
And even if they did, I'd just say, "no, thank you".
Eğer sıkarlarsa'Sadece Hayır teşekkür ederim "derim."'
I don't really want to see you, and even if I did, I can't.
Hem seni pek görmek istemiyorum, istesem de olmaz.
And even if i did, which i won't, What makes you think he'd accept?
Dilesem bile, ki dilemeyeceğim, kabul edeceğini düşündüren ne?
No, you did, and I don't even know if we'll go.
On tane ekmek yedin. - Hayır sen yedin Gidip gitmeyeceğimiz belli değil.
And even if I did, you can't do a damn thing about it without losing your job, and costing me mine.
Versem bile bir şey yaparsan işini kaybedersin. Ben de benimkini..
You are more than welcome to return home and become my daughter again anytime and I would even begin to share my power and responsibility with you if you did.
Eve dönmen beni fazlasıyla mutlu eder. İstediğin zaman yeniden kızım olabilirsin. İstersen gücümü ve sorumluluklarımı seninle paylaşmaya hazırım.
And besides, even if I did, you can't visit here.
Ayrıca bilsem bile, ziyaret yasak. Hapishanede ziyaret edebilirsin.
Because even though the perception is that you have absolute power to do whatever you want the reality is you don't have that power. Some times, if you had really free hand if you really did what you wanted to do that suits your personal thoughts and your personal priorities you'd act differently.
Çünkü öyle algılansa da istediğinizi yapmak için mutlak gücünüz olduğu gibi gerçekte bu gücünüz yoktur ve bazan gerçekten elinizde olsaydı gerçekten kişisel düşüncelerinize ve kişisel önceliklerinize uygun olarak yapmak istediğinizi yapsaydınız farklı davranırdınız.
So even if you did the right thing and it was perfect he couldn't bear to accept it because there wasn't a choice.
Eğer doğru şeyi yaptıysa ve mükemmelse onu böyle kabullenmek gerekirdi.
And even if I did ingest a little bit of iodine 131, it wouldn't kill you.
Tesadüfen biraz iyot 131 yemiş olsam da, o kadarı adam öldürmez.
Could be hours before someone came along... and even if they did, they might not pick you up.
Birilerinin geçmesi saatler sürebilir ve geçseler de seni almayabilirler.
And even if I did, you could never prove it.
Yapsaydım bile, kanıtlayamazsınız.
I did not follow you here, and even if I had followed you here, it's just because you've been so secretive about Kendra.
Seni buraya kadar takip etmedim, ve etmiş olsam bile bu sadece, sen Kendra hakkında bu kadar ağzı sıkı davrandığın içindir.
He does. And even if he doesn't, he thinks you did it so it makes no odds.
Biliyor. hem bilmese bile, Senin yaptığını düşünüyor, farketmez yani.
And even if I did, you should never take anything I say seriously.
Öyle olsa bile, benim söylediğim hiçbir şeyi ciddiye almamalısın.
And even if I did, I wouldn't choose you.
Eğer olsaydı, seni seçmezdim.
If you get an opportunity to get even... with somebody who did you wrong and you don't take it... then you're over it, but if you don't... and you beat the hell out of them... you ain't over it yet.
"Eğer sana yanlış yapmış birisiyle eşit olma fırsatını yakalayıp da ona bir şey yapmazsan sen ondan üstünsün demektir ; ama yapıp da onu yerle bir edersen işte o zaman bu üstün olamadığın anlamına gelir."