And how would you know Çeviri Türkçe
405 parallel translation
And how would you know?
Nereden biliyorsun.
And how would you know what I like?
Peki nelerden hoşlandığımı nasıl biliyorsun?
And how would you know about it?
Ayrıca nerden bilirsin ki?
And how would you know?
Peki nasıl biliyorsun?
And how would you know?
bunu nereden biliyorsun?
And how would you know that?
Sen nerden bileceksin ki?
And how would you know?
Nereden biliyorsunuz peki? Az önce Eli söyledi.
- And how would you know that?
- Bunu nereden biliyorsun?
And how would you know?
Ve sen nasıl bilebilirsin ki?
And how would you know, faggot?
Sen ne anlarsın ibne?
He would like to know how and why you came to be interred here.
Buraya nasıl geldiğinizi ve neden alıkonulduğunuzu soruyor.
But the kind of life you lead, I ─ I don't know that life... and how could I make sure it would work out?
Ama senin yaşadığın hayat... Ben bu hayatı bilmiyorum. Bunun yürüyeceğinden nasıl emin olabilirim?
And you must know how you are well rid of a man who would do such a thing.
Ve senin de bilmen gerekir bir erkeğin böyle bir şey yapacağını.
Because the order would fall on me next and you know how Captain Kirk's enemies have a habit of disappearing.
Çünkü bundan sonra emir komuta bana verilecek ve Kaptan Kirk'ün düşmanlarının nasıl yok olduğunu biliyorsun.
And, Easly, this is the big one, and I'm sure a lot of the fans out there... would like to know how you feel.
Ve, Easly, bu büyük olan ve, eminim ki hayranlar... nasıl hissettiğini bilmek isterler.
And, uh, I just don't understand how you would know six days in advance that you would need a new jacket.
Ve, eh, anlamıyorum nasıl oldu da altı gün önceden yeni bir cekete ihtiyacınız olacağını bildiniz.
You are not ignorant, now that you know who I am how opposed it is to all my own interests and with my father's permission I hope you will allow me to say that, if things depended on me, it would never take place.
Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim. Babamın izniyle şunu demek isterim ki, eğer işler bana kalsaydı bu evlilik asla gerçekleşmezdi.
You took him for so-called Monk Wisdom... and were cheated of a lot of gold How would I know!
Sözde keşiş bilgeliğinle onun aklını çeldin neredeyse ölüyordunuz nerden bilebilirdim ki!
And how would I know that you're telling the truth?
Peki senin bana doğruyu söylediğini nasıl bileceğim?
And how the hell would you know?
Sen nereden bileceksin?
And unlike dicks, sometimes do the weirdest things. How would you like all your friends here to know that you wear a bra on your heads? Look, we're very sorry.
Bazen sevilmeyen aptallarda acayip şeyler yapabilir.
I think that... if you had seen her delight when I brought home the meat... and the tin of tongue, you would know how grateful we are.
Eti ve dil konservesini... eve götürdüğümde yüzündeki mutluluğu görmüş olsanız... ne büyük şükran duyduğumuzu anlardınız.
And how would you run yourjob, I'd like to know?
Ve işine nasıl gideceksin, bilmek isterim?
Seth Ryan have good parents so I would totally wanna be apart of that and Kirsten's not even a hugger oh you always know how to ruin a moment the teen choice awards, I feel a little gypped
Ben de öyle düşünmek isterdim ama gerçek şu ki ailem için yapmayacağım hiçbir şey yok. Sandy ile Kirsten, süper ebeveynler gibiler. Seth ve Ryan'ın çok iyi bir anne babası var.
Yeah, and he had one hand where his pants would be. And in his other hand... You know how you hold your beer?
Evet, bir eli pantalonu olması gereken yerdeydi ve diğer elinde sen biranı nasıl tutarsın?
You know, Tom, you told me a lot of the old-time stories about how you used to stick your arm in between the bars of the cell and a guard would come by and he'd fire you up a shot of morphine.
Eski günlere dair bir sürü hikâye anlatmıştın Tom. Hücrenin parmaklıklarından kolunu çıkarıyormuşsun ve bir gardiyan sana bir doz morfin veriyormuş falan.
Which would've been fine, but you know how he gets when they blow a game, and he drinks too much and starts telling the truth.
Ki yine de hava hoştu, ama onun nasıl olduğunu bilirsin, bir oyunu berbat ederler ve içkiyi fazla kaçırır ve doğruları söylemeye başlar.
You know, your dad and I, we used to sit around and try to figure how our lives would work out.
Eskiden babanla oturur geleceğimiz hakkında laflardık.
I thought you would start with a small amount... we would bait each other and- - You know how it goes.
Küçük bir miktarla başlayacağını düşündüm de sonra ben sana, sen bana olta atacak- -... sonrasını biliyorsun zaten.
Doesn't even know how to begin, but... he has offered you a ride, and if it would help you out, please...
Nasıl başlanacağını dahi bilmez ama.. .. size bir tur önerdi, ve eğer size faydası olacaksa, lütfen..
And what I would like to know is how does a person who has virtually nothing to do with the big salad claim responsibility for that salad and accept a thank-you under false pretences?
Ve benim de bilmek istediğim nasıl birisinin büyük salata ile hiçbir ilgisi olmayıp da salata için teşekkürleri sahte bir görünüş altında kabul ettiğidir?
Why would they be different, and how do you know we'll be safe there?
- Neden öyle olsun? Güvenli olduğunu nereden biliyorsun?
Yeah, but Kimboley wants me to take the mother-to-be program at Clearview, you know. He thought it would be a good idea if I learned how to take care of the baby and stuff.
Ama Kimboley annelik programına devam edip bebek bakımını öğrenmemi istiyor.
- You weren't even able to go to your father's funeral, and if something in here was to cast doubt on the kind of man he was - I just know how it would affect me.
- Babanın cenazesine gidemedin,... burada bulduklarımız onun nasıl biri olduğu yönündeki şüpheleri arttırırsa inan bu beni çok üzer.
And how many people do you know who would actually want to do something like this?
Bu işi yapmak isteyecek başka birini nereden bulacaksın?
You know how to organize a resistance cell you're an expert in terrorist tactics you have close ties with Bajoran and Federation officials and besides all that, it would give you a chance to do what you were meant to do.
Direniş örgütü kurmayı biliyorsun. Terör taktikleri konusunda uzmansın. Bajor ve Federasyon yetkilileriyle yakın bağların var.
And how... did your would-be murderer know that you would all be out in the storm, directly below his line of fire?
Peki sizin şu sözde katiliniz nasıl oluyor da fırtına olacağını ve hepinizin orada, topun altında toplanacağını tahmin edebiliyor?
We both know she would never do that, and I'm sure you're probably wondering... how the exam got in her bag,'cause I know that's what I'd be wondering if I were you,
Tabi sınav kağıdının onun çantasına nasıl girdiğini merak ettiğinize eminim. Çünkü yerinizde olsam ben de bunu merak ederdim ve şey...
How would you know the difference between the dream world and the real world?
Hayal dünyası ile gerçek dünya arasındaki farkı nasıl anlardın?
Asked the other editors and department heads about how they felt about working for a "nymph"? Yes. Would you like to know their answer?
Bir toplantı yapıp, diğer editörlere ve yöneticilere bir nemfoman için çalışmanın nasıl bir şey...
And, you know what, this is my boyfriend and his father is the town sheriff and how would...
Ve işte bu da benim sevgilim. Babası kasabanın şerifidir ve...
And you would know how?
Nasıl olduğunu bilmek ister misin?
I know you wish nothing bad would ever happen to us, but bad things will happen, and we have to start learning now how to deal with those things.
Başımıza kötü bir şey gelmesini hiç istemiyorsunuz. Ama kötü şeyler elbet olacaktır ve bizim şimdiden onlarla başa çıkmayı öğrenmeye başlamamız gerekir.
Like how often would you say you and Vanessa you know?
Vanessa ile sen ne sıklıkta...
We've been getting some conflicting reports. And what we would both like to know is how often do the two of you actually...
Kafa karıştırıcı birtakım raporlar aldık da, ikimizin de merak ettiği şey ikinizin gerçekte ne sıklıkta...
You know how much I care about her, and you could have guessed it would end up this way.
Onu ne kadar önemsediğimi biliyorsun. Bu şekilde biteceğini tahmin edebilirdin.
I know how badly they treat you here, how the women in the market won't sell you any good food... and no man would hire you for fear of his wife.
Biliyorum sana ne kadar kötü davrandıklarını burada, pazardaki kadınların sana güzel yiyecekleri satmadıklarını, ve hiçbir erkeğin sana iş vermediğini, karılarının korkusuna..
And to tell you the truth, if the situation were reversed, I don't know how I would feel.
Ayrıca dürüst olmam gerekirse, eğer olaylar tam tersi olsaydı nasıl hissederdim bilmiyorum.
I don't know where your parents are right now, but how would you like to have to go and live with them for awhile?
Şu anda senin annenle baban nerede bilmem ama gidip bir süre onlarla yaşamayı nasıl bulurdun?
Well, it's a house full of grown men... and I would think that one of you fully grown men... would know how to make a damn sandwich!
Bu ev yetişkin erkeklerle dolu. Bence o yetişkin erkeklerden biri lanet bir sandviç yapmayı biliyor olmalı.
You know how children grow up here? Drinking, driving fast and worse. How would you know?
Burada cocukların nasıl büyüdüğünü biliyor musun, içiyorlar, hızlı araba sürüyorlar ve daha da kötüsü var.