And i'm grateful Çeviri Türkçe
898 parallel translation
When I think of my mother, I'm grateful and I start to cry.
Ben minnettarım... annemi her düşündüğümde gözlerim doluyor.
You told me that you weren't going to believe anything and just going to ignore me. But I'm really grateful for the help you gave me.
Bana inanmayıp önemsemediğini söylesen de yardım ettiğin için teşekkürler.
For the photography I am grateful to Mr. Johan Ankerstjerne and to Mr. Richard Louw for the art direction.
Fotografi için Bay Johan Ankerstjerne'e ve sanat yönetmenliği için Bay Richard Louw'a minnettarım.
My daughter and I are grateful, sir.
Kızım ve ben minnettarız, bayım.
And I'm very grateful.
Ve çok minnettarım.
Must I therefore renounce them? While the gods grant me the strength and inclination and for as long as you are indulgent, little nymph, I shall be your grateful lover and my pipes shall sing till their dying breath, the praises of Eros.
Tanrılar bana güç ve beğeni bahşetmeye devam ettiği ve senin de düşkün genç bedenin razı olduğu sürece senin müteşekkir sevgilin olacağım küçük perim ve kol kaslarım da son nefeslerine kadar Eros'un zaferini methedecekler.
I know what you must have gone through... and I'm very grateful.
Neler yaşadığınızı biliyorum ve size minnettarım.
But for that inspiration and for that dream I shall always be grateful to you, Lucie.
Ama bu ilham için ve bu rüya için sana her daim minnettar kalacağım, Lucie.
I'm so silly and heedless, and I don't speak of it as often as I should... but I'm terribly grateful inside.
Çok budala ve düşüncesizim ve bundan, olması gerektiği kadar bahsetmiyorum ama içten içe sana büyük minnet duyuyorum.
You see, you helped me to find myself, and I'm very grateful.
Kendimi bulmamda bana büyük faydanız dokundu... ve bunun için müteşekkirim.
Well, you're grateful to me because I helped you to beat Cornelia, and I'm grateful to you because you helped me to beat life.
Bana minnettarsınız çünkü Cornelia'yı yenmenize yardım ettim... ve ben de size, hayatı yenmeme yardım ettiğiniz için minnettarım.
I repaid my debt, and I'm grateful to all of you.
Ben borcumu ödedim ve hepinize minnettarım.
Well, we've accomplished a lot in the last three days, and I'm very grateful to all of you.
Son üç günde hayli yol aldık. Hepinize minnettarım.
In the meantime, Ben and Oscar will have returned the bonds, I'm sure, and be very grateful to you.
Bu zaman zarfında da Ben ve Oscar tahvilleri geri getirecek ve sana da minnettar olacaklar.
Thank you for what you said, and I'm sure grateful to you for this here key.
Söyledikleriniz için teşekkür ederim. Bu anahtar için müteşekkirim.
And I'm grateful to him and all of you.
Biliyorum ve ona minnettarım...
And in my heart, I'll always be grateful to him.
Ona hep minnettar kalacağım.
Professor, you've solved this case beautifully and I'm very grateful but this country needs you on the Supreme Court bench.
Profesör, bu davayı çok güzel çözdünüz ve size minnettarım ama ülkenin size Yüksek Mahkemede ihtiyacı var.
And I want you to know that I'm not the only one that's grateful.
Bilmenizi isterim ki, minnettar olan tek kişi ben değilim.
You've taken a very great risk, and I'm very grateful.
Çok büyük bir risk almışsın, sana minnettarım.
And I and my people will be forever grateful to you, Miss Bryce.
Ben ve halkım sana sonsuza dek müteşekkir kalacağız, Bayan Bryce.
And I'm very grateful.
Çok minnettarım buna.
Your Excellency, that's the story of my life... and I'd be grateful if you'd push the button and have it over with.
Ekselansları, hayat hikayem böyle ve o düğmeye basıp beni gönderebilirseniz çok memnun olacağım.
- Never mind, you did, and I'm most grateful.
- Ama siz yaptınız, size minnettarım.
We're very grateful to you, Mr. Marlowe, and I'm very glad it's all over.
Size minnettarız, Bay Marlowe, ve bittiğine çok memnunum.
If you're grateful for what I did as a child, and you've come to thank me for it, there's no need.
Çocukken yaptığım şey için bana minnettarsan... ve teşekkür etmek için geldiysen buna hiç gerek yok.
Ezra, I know you were deeply devoted to my late husband... and I am grateful to you for your interest in my welfare.
Ezra, biliyorum rahmetli kocama derinden bağlıydın refahıma gösterdiğin ilgi için de sana minnettarım.
Mr. Temple, I'm mighty grateful to you for saving my life and all... ... but those two boys, the Osceolas....
Bay Temple, hayatımı kurtardığınız için ve herşey için teşekkür ederim ama şu Osceolalar için....
I don't need to be abrupt, and I'm grateful for your kindness.
Kaba olmak istemem. Nezaketinize minnettarım.
And I'm terribly grateful to both of you for making me aware of it.
Bunu anlamamı sağladığınız için ikinize de minnettarım.
I am grateful for that and other things.
Pek çok şeyin yanında bunun için de sana minnettarım.
I mind me, sir,... and I am very grateful.
Size çok minnettarım.
And I'm grateful she had me.
Beni doğurduğu için ona minnettarım.
I'm grateful for the interest of the people and of Your Eminence.
İnsanların ve Saygıdeğer Efendimizin ilgisine minnettarım.
That and more, because I'm a grateful person.
Bunu ve fazlasını yaparım, çünkü ben kıymet bilen biriyim.
- And I'm grateful to you...
- Size minnettarım...
You saved my life once, and for that I am grateful.
Hayatımı kurtardınız ve bunun için müteşekkirim.
A guy comes clean and grounds himself, I'm grateful.
Biri içini boşaltır ve gemide kalırsa minnettar kalırım.
You've been wonderful, Todd. And I'm grateful. Really, I am.
Sen harika biri oldun Tom, ve sana minnettarım, fakat duygularıma engel olamıyorum.
I realize what you're willing to endure moving to Brazil for our sake, and I'm grateful.
Brezilya'ya taşınma olayına bizim için katlandığının farkına vardım. Bunun için de minnettarım.
You're putting out the fire and I'm grateful.
Sen ateşi söndürüyorsun, ben de sana minnettarım.
And my starving people will be most grateful to me if I call upon my gods to give them a rich harvest, and so I shall, most spectacularly.
Ve benim aç halkım bana çok minnattar olacak, Tanrıları bereketli bir hasat vermesi için çağıracağım.. ve bu olağanüstü olacak.
And I'm so grateful for tonight.
Bu gece için müteşekkirim.
And I'll always be grateful to you for whatever happens in my life.
Ve yaşadıklarım için her zaman sana minnettar olacağım.
" I'm sorry for the trouble I've caused and endlessly grateful for all your kindness.
" Yarattığım sorunlar için üzgünüm ve nezaketin için teşekkürler.
I'm only grateful you live in the city and aren't around to embarrass me all the time.
Sadece kentte yaşamandan, buralarda bulunmayarak sürekli beni rahatsız etmemenden memnunum.
I must say I was very grateful and relieved to hear it.
Bunu duyduğuma müteşekkim ve rahatladım.
And I'm supposed to be grateful for being Julian Fleury's son.
Ve benim yine de Julian Fleury'nin oğlu olmaktan minnettar olmam bekleniyordu.
I shall remember that and be grateful I didn't cause you any suffering.
Onu anımsayacağım ve sana acı vermediğime şükredeceğim.
I'm... I'm trying to think about this insane case, and I'd be grateful if you would do the same.
Ben... ben şu delice davayı düşünüyorum, ve sen de aynını yaparsan müteşekkir olurum.
My life has been full of hard work, and I am grateful.
Hayatım çalışmakla geçti ve buna müteşekkirim.
and i'm proud of you 44
and i'm starving 33
and i'm not gonna lie 17
and i'm very sorry 29
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm glad 37
and i'm starving 33
and i'm not gonna lie 17
and i'm very sorry 29
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm glad 37