And it's all because of you Çeviri Türkçe
245 parallel translation
McKENZIE : Rutherford realised that various elements inside the Earth were radioactive, like uranium and thorium and potassium, and that these generated an important amount of heat, and that this completely changed the basis of Kelvin's calculation, because instead of the Earth cooling all the time it actually had heat sources in it and that you couldn't any longer use that argument to estimate the age of the Earth.
Rutherford, uranyum, toryum ve potasyum gibi Dünya'nın içindeki bazı elementlerin radyoaktif olduğunu farketmişti ve bunlar sıcaklığın büyük bir kısmını oluşturuyordu ; bu Kelvin'in hesaplamasının temelini tamamen değiştiriyordu çünkü sürekli soğumak yerinde, Dünya içinde gerçekten sıcaklık kaynakları bulunduruyordu ve dolayısıyla Kelvin'in argümanı artık Dünya'nın yaşını hesaplamak için kullanılamazdı.
But my Scotch blood is working right this minute... and it tells me that there is one thing in your life that's worrying you... something that you find very difficult to handle... because all your strength and your courage... and your authority in the town seems to be of no avail.
Ama tam bu dakikada İskoç kanım devreye giriyor ve bana hayatınızda sizi endişelendiren bir şey olduğunu söylüyor üstesinden gelmeyi çok zor bulduğunuz bir şey çünkü bütün gücünüz, cesaretiniz ve kasabadaki yetkiniz beyhude görünüyor.
It's because of you and that whore that my leg is all scraped up.
Sen ve o orospu yüzünden, bacağım ne hale geldi bak.
And it's all because of you.
Bunların hepsi de senin yüzünden.
That's why you're in such a hurry to end it all, because you've had enough of those suspicions and indignities.
Önce kader, şimdi de bir polis soruşturması. Her şeyi sona erdirmek için aceleci davranıyorsunuz çünkü bu onur kırıcı durumdan ve şüpheli olmaktan dolayı bunaldınız.
A book, to me, means love... because when you give a book about a romantic place... it's like saying that all the days of your life should be as romantic as Spain... and surrounded by a cover of happiness.
Bir kitap, benim için aşkı temsil eder çünkü kitabı romantik bir yerde verirsen kalan bütün günlerinin İspanya gibi romantik olmasını ve mutlulukla geçeceğini söylemeye benzer.
Travelling back and forth across Europe, passing through customs without question because I was with you, and all the rest of it, babe.
Avrupa boyunca yolculuk etmek... Hem de seninle olduğum için sınırlarda sorun yaşamadan. Senin için hiçbir şey yapmıyorum.
We're all here tonight because of our daughter, Jade, a girl that brings so much light to our life, and as you can tell, if there's one thing we need, it's light.
Kızımız, Jade, sayesinde hepimiz buradayız. O hayatımıza çok fazla ışık getiren bir kız. ve gördüğünüz gibi, ihtiyacımız olan bir şey varsa o da ışık.
Now, if you don't think that's a serious business... tell me about it when your house is burning, we can't get the pump out... and the road's all blocked because of a nigger's car.
Eğer bunu ciddiye almıyorsan o zaman... bir zencinin arabası yüzünden yol kapandığı için... evin yanarken, pompayı dışarı çıkaramadığımızı düşün bir de.
And you, Golda You should be the happiest one of all, because you worked so hard for it.
Sana gelince, Golda öyle çok çabaladın ki en mutlusu sen olmalısın.
I don't know, It's nice to Iearn about people who are different from you, because when you're born some place and you live there all your life, you don't get exposed to a Iot of different kinds of people or places.
Bilemiyorum... senin gibi farklı birini tanımaktan inan büyük keyif alıyorum, çünkü aynı yerde doğup aynı yerde büyüyünce farklılığı olan insanlarla karşılaşmıyorsun, farklı yerler görmüyorsun.
First of all I gotta apologize, because we were trying to find you and it's a very important job, but I couldn't find you. So I had to give it to Walsh, but now he's fucking it up...
Öncelikle özür dilemem lazım, çünkü sana ulaşmaya çalıştık çok da önemli bir iş, ama seni bulamadım ve işi Walsh'a verdim.
Well, I... I don't want you to get upset or anything but with Martin and all, maybe it's not a good idea to be seen together in the building, because he had a lot of friends.
Şey, ben....... ben üzülmeni falan istemem ama Martin komada ve belki de binada birlikte görülmemiz iyi bir fikir olmayabilir.
Suddenly he's all over you like it's a thing... and it's not a thing because I'm flying out of here tonight.
Ve bir şey yok, çünkü bu gece gidiyorum.
And you're gonna play better than you ever dreamed of because. goddamn it. that's what I demand of you. All right. let's go.
Ve hayal ettiğinizden bile daha iyi oynayacaksınız çünkü, lanet olsun, bu benim sizden istediğim.
No, I seem, on the contrary... a powerful, a motive force... with my own system of thought and philosophy. And all of you, my dears - because it's true - look as big as cockroaches... or some quite, quite unimportant things.
Tam tersine, kendine özgü düşüncelerim ve felsefemle, kendimi öylesine güçIü hissederim ki sizler gözüme değersiz böcekler gibi görünürsünüz!
All I know is that unless you do stop them, it won't matter who wins and who loses... because none of us, not a single world in 70 light-years in any direction... will live to see it.
Tek bildiğim, onları durdurmazsak kimin kazanıp kimin kaybettiğinin önemi kalmayacak, çünkü 70 ışık yıllık mesafe içerisindeki hiçbir gezegen yaşayıp da bunu göremeyecek.
A Briefing with Neelix will help you stay informed about ship's activities, uh, keep you abreast of your colleagues'accomplishments and broaden your knowledge about a wealth of subjects, but most of all, it will make you feel good because what you see here will always be the most uplifting, optimistic view of everything that happens on our ship.
Neelix'den özetler gemi ile alakalı aktiviteleri bilmenize yardımcı olacaktır, mesela, meslektaşlarınızın başarıları, bilgi seviyenizin arttırılması ama en güzel tarafı kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak, çünkü gemide olan her şey iyimser bir açıdan değerlendirilecektir.
Pretending you only care about football results because the world's a terrible place and what's the point of it all?
Sadece futbol sonuçlarıyla ilgileniyor gibi yapıyorsun, çünkü dünya berbat bir yer. Ve bunların amacı ne?
All the management at NBC... bunch of creeps, and I'm not afraid to say it right now, and, you know, it's funny, because I know you feel the same exact way I do about NBC
NBC'deki yönetim bir grup sersemin elinde ve bunu söylemekten korkmuyorum. Sen de biliyorsun bu çok komik çünkü senin de NBC için aynı şeyleri hissettiğini biliyorum.
Two lonely people meet at a bris, and it's all because of you.
İki yalnız insan bir sünnette tanışıyor. Senin sayende.
They say that because the pros can hit it so far... that they should lengthen the length of all the courses, and... you know, I know I'm probably droning on here... but what about tradition?
Profesyoneller o kadar uzağa vurabiliyorlarmış ki sahanın uzunluğunu uzattıkça uzatmaları gerekmiş, ve... Biliyor musunuz, Şu anda büyük ihtimalle saçmalıyorum... Ama geleneklere ne demeli?
And it's all because of you.
Ve hepsi senin sayende.
It's all really happening, and I know it's because of you.
Hepsi gerçek oluyor ve her şeyin senin sayende olduğunu biliyorum.
And it's all because of You. "
Ve bunun sebebi Sensin. "
- Well, I am, Holman, and it's all because of you.
- Evet Holman ve tüm bunlar senin sayende.
It's all here because of poo, and now I'll tell you why
Hepsi kaka yüzünden buradalar, sana sebebini anlatayım :
And it will be sad to shut down WCFW for the summer. But not to worry, because those of you in the Bethesda-Chevy Chase area can hear me all winter long on Jewish Day School Radio,
WCFW'yi önümüzdeki yaza kadar kapamak üzücü ama endişelenmeyin çünkü kış boyunca okul radyosu 89.9 FM Fox'dan dinleyebileceksiniz.
Or maybe a movie isn't a good idea at all, because you can't talk during, and then, you know, what's the point of any of it?
Belki sinemaya hiç gitmesek daha iyi çünkü film boyunca konuşamazsın. Zaten gitmeye ne gerek var ki?
- And it's all because of this stuff you gave him?
- ve bunun tek sebebi şu verdiğin mal...
And it's all because of you.
Hepsi senin sayende.
Good, because it's up to all of you To get lots of people to come and make it look great.
Güzel, çünkü bir çok insanın gelmesini sağlamak sizin göreviniz.
That was our first victory in five years, and it's all because of you!
Bu bizim beş sene içindeki ilk galibiyetimizdi ve bu senin sayende oldu.
Because, first of all, you don't say it right. And second, you don't know Charles. I do.
Çünkü öncelikle, yanlış söyledin, ikincisi de, sen Charles'ı tanımıyosun.ben tanıyorum.
Come on, this is it, the biggest of the big scores and it's all because of you.
Bugün burada çok ama çok büyük bir başarı elde ettik. Üstelik senin sayende.
Because at the end of yet another failed relationship... when all you have are war wounds and self doubt... you have to wonder, what's it all worth?
Çünkü basarısız bir ilişkinin daha sonuna geldiğinizde, yaralarınız tazeyken ve kendinizden şüphe ederken, merak ediyorsunuz bütün bunlara değer miydi?
And it's all because of you the best sidekick a homicidal maniac ever had.
Hepsi senin sayende. Katil bir manyağın sahip olduğu en iyi yardımcısın.
That's just how it is, and of course it's hard being a teenager because you see all the girls in the Cosmo girl are teen people, and they're all beautiful, and you think, "aren't I supposed to look like that?"
Aynen böyle hissediyorsunuz. Elbette genç olmak çok zor çünkü "Cosmo Girl" ya da "Teen People" dergilerinde bir sürü güzel kız görüyorsunuz. "Benim de böyle görünmem gerekmiyor mu?" diyorsunuz.
And it's all because of you, fratello.
Hepsi senin sayende, fratello.
And now it's all in jeopardy... because of you.
Ve şimdi bunun hepsi senin yüzünden tehlikeye girdi.
No, because it's twice as expensive, and then all you get is a chocolate and a bunch of flowers.
Hayır, çünkü iki kat pahalı,... ve tek verdikleri şey çikolata ve bir demet çiçek.
She's going to kill him, and it's all because of you.
Kadın onu öldürecek ve bütün bunlar senin yüzünden olacak.
And it's all because I had all of you around.
Tüm bunlar yanımda olduğunuz için.
And it's all because of.. well, you know.
Ve hepsi de... biliyorsunuz.
You know a lot of people think because a piano's so big, it is very strong and you can just pound it any way you want to and nothing will happen, but that's not so at all.
Piyano çok güçlüdür, ve istediğin gibi basarsın, ama bir şey olmaz. Piyanolar da insanlar gibidir.
Mom says it's because you have dependency issues and it was all just a matter of time before you threw it all away on some tramp.
Annem senin kendini çabuk kaptırdığından dolayı olduğunu söyledi. Ve herşeyi bir sürtük için... bir kenara atman an meselesiymiş.
When I first met him... it was funny because I befriended his daughter... and she's, you know... one of my all-time greatest friends, and... but I was still admittedly a little nervous... to meet her dad, and to, you know... step into that world...
Onunla ilk karşılaştığımda... Eğlenceliydi çünkü kızı ile arkadaş olmuştum...
It's the day you lost faith in your premonitions because of all you've been through and all your disappointments.
İmgelerine olan inancını kaybettiğin gün... geçirdiğin her şey, ve hayal kırıklıkların yüzünden.
- And it's all because of you.
- Hepsi senin sayende oldu.
Okay, Clark's gone all Captain Paranoid... and I think it might be because of that silver meteor you have.
Tamam, Clark tamamen paranoyaklaştı ve sanırım sebebi sendeki o gümüş kriptonit.
And I'm kind of lighthearted now, you know because it's all over and done with, so I'm like, " Cody?
Ve o zaman endişeli değildim çünkü her şey olmuş bitmişti, ve ben, " Cody?