English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And it's not

And it's not Çeviri Türkçe

23,731 parallel translation
And, plus, it's not nearly enough, so...
Ve ayrıca yetmeye yaklaşmıyor bile bu yüzden...
- You assume failure, and then you look for a way to not be blamed for it.
Başarısız olduğunuzu düşünüyorsunuz, suçlanmamak için bir yol arıyorsunuz. Aynen.
You're not on that level, it's mostly just cruise-ship magicians and conventions.
Ben o seviyede değilim. En iyi yababileceğim tekne ve araba şovlarında sihirbazlık yapmak.
Yes, and that's not it, there's...
Ve sadece bu değil, ayrıca...
And he can't be strung out when they do, or it's not gonna end well.
Ve geldiklerinde uyuşturucu etkisinde olamaz, yoksa bunun sonu iyi bitmez.
And it's not my fault you don't have any friends
Ve sana yardım edecek arkadaşlarının
Well, it's not about my plans, it's about... us and your deal with Cade.
Ama bu benim planım hakkında değil bizim hakkında. Ve senin Cade'le yaptığın plan hakkında.
You know I love the water, and it's not like I have to pay the mortgage or anything.
Suyu sevdiğimi biliyorsun. Ve mortgage ya da herhangi bir şey ödemek zorunda da değilsin.
Hmm. Well, you basically still live there, and it's not like he's pouring you any drinks.
Hâlâ orada yaşıyorsun ve onun sana hizmet ediyormuş gibi bir hali yok.
It's why I'm not on the case and it's why I'm not supposed to be in this room talking to you.
O yüzden bu soruşturmada değilim ve bu odada seninle konuşuyor olmamam lazım.
I mean, it's not like I know them personally, and Maze is right...
Kendilerini şahsen tanımıyorum. Ayrıca Maze haklıydı.
Yes, well, anyway, her and Amenadiel want to get back to the Silver City, but it's not my home.
Amenadiel'le birlikte Silver City'e dönmek istiyorlar ama orası benim evim değil. Evet, her neyse. Hiç olmadı.
It's like we don't know how to act around each other, so we just kind of make this small talk and act normal, but it's - - it's so not normal.
Sanki birbirimize nasıl davranacağımızı bilmiyoruz gibi. Sadece sohbet ediyoruz, normal davranmaya çalışıyoruz ama bu hiç normal değil.
Uh, and I wanted to say... if you ever want to talk, I know what it's like to come back and not feel like you really fit.
Söylemek istediğim eğer konuşmak istersen geri dönmenin ve uyum sağlayamamanın nasıl olduğunu bilirim.
And I'm gonna go out on a limb here and guess that it's probably not out there and probably not in here.
Şimdi gidip dışarıyı arayacağım ama muhtemelen orada değil ve muhtemelen burada da değil.
But I spent it on my daughter's wedding dress, and now she's not getting married!
Onu kızımın gelinliği için harcadım ama o evlenmiyor artık.
This device is not on a timer. It's designed to be detonated remotely, and since no one saw us enter, we're quite safe.
Uzaktan kumandayla patlatmak için tasarlanmış, kimse bizi girerken görmediğine göre epey bir güvendeyiz.
I'll call them myself and make sure it's not too late.
Geç kalmadığımızdan emin olmak için onları bizzat arayacağım.
And when I think about it more, I think about whether it's dead or not.
Ve bunu ne kadar çok düşünürsem, ölü olup olmadığını düşünüyorum.
Not the tapas and stuff, but it's really good.
Eski menü artık yok. Ama yine de güzel.
- It's not admissible. - Brandon and Alyssa had sex with ropes.
Brandon ve Alyssa iplerle birlikte seks yapmış.
A mistake's been made and I'm not sure how to correct it.
Bir hata yapıldı ve nasıl düzelteceğimi bilmiyorum.
yoga and jujitsu, spowing : spinning and rowing, Zustified : that's Zumba while you binge-watch Justified, - it's actually not really...
bisiklet ve kürek çekme Zustified da Justified izlerken Zumba yapmak oluyor aslında pek de...
And it's not silly.
Ayrıca aptalca falan değil.
He doesn't know where I am from one moment to the next, and he says he's fine with it but what if he's not, actually.
O bundan sonra nerede olacağımı bilmiyor, ve benim için sorun değil diyor ama aslında sorun.
And if the big idea here is the browser, and it's that easy to build, then it's not a big idea at all.
Eğer olay Web tarayıcısıysa ve bu kadar kolay yazılabiliyorsa, büyük bir olay değil demek ki.
And I can see if I'd done it myself, then that would be a bit weird, but I'm not mental.
Bunu sadece ben yapmış olsaydım birazcık garip olacağının farkındayım ama kaçık değilim.
Government's not going to pump billions into it just'cause some lab coat says so, and it grabs 200 green votes.
Sırf bazı laboratuvar önlüklüleri söylüyor diye ve 200 tane çevreci oyu kapar diye hükümet bu işe milyarlar basmaz.
It's just getting really difficult the way your girls talk to me when you're not here, - and I just think that they should learn some respect, - Oh, okay.
Kızlarının sen yokken bana karşı olan tavırları zoruma gidiyor ve biraz daha saygılı olmaları gerektiğini düşünüyorum.
No, it's not because it was really scary and there's bears in it and there was a windmill.
- Değil çünkü çok korkunçtu. Ayılar vardı ve bir de yel değirmeni.
And it's not going to be you.
Ve bu sen olmayacaksın.
And while no one was named, it's not to say it wasn't cause for concern.
İsmini kimsenin zikretmiyor olması endişelenmemek için yeterli değildi.
According to today's newspaper headlines, it seems that it's the end of the road for motoring presenter Jeremy Clarkson and said that it's with deep regret the decision had been taken not to renew him.
Bugünkü gazete manşetlerine göre sunucu Jeremy Clarkson için yolun sonu gözüktü. Ayrıca yeniden onunla çalışmamanın derin üzüntüsü içinde olduklarını eklediler.
Yeah, you see, Arnold Palmer was a golfer and he made up this drink where it's not a full glass of lemonade or a full glass of iced tea.
Evet, biliyorsun ki, Arnold Palmer bir golfçüydü. Ne tamamen soğuk çay ne de limonata dolu olan bu içeceği yapmamıştı.
She saved my life I don't know how many times, and not because she's programmed to, but because she cares, and once you start to care, it's not so easy to turn your back
Kaç kere hayatımı kurtardığını hatırlamıyorum bile ve öyle programlandığı için de değil önemsediği için.
And Garrett's not the only one of your old friends who doesn't like it.
ve bu durumdan hoşlanmayan tek eski arkadaşın Garrett değil.
And he's mastered it. So he's not just a great shooter. He's not just a man who can hide in plain sight.
O yalnızca kusursuz bir tetikçi ya da tenhada saklana sıradan bir adam değil.
I put it into a steel water tank, and there's not even a scratch.
Demirli suya koydum üstünde bir çizik bile çıkmadı.
As S.A.C., you ought to know, this office is getting a reputation, and it's not one I think you want.
Bu yaptığınız sayesinde adınızın kötüye çıkacağını... bir Özel Ajan olarak bilmeniz gerekir.
But it's not like the flowing water can be gathered up and sold.
Fakat nehirde akan suyu toplayıp satamazsın.
But it's not like we can tie a side of beef to a tree and just wait.
Ama bu bir parça kanı denize damlatıp beklemek gibi olmaz.
I'm trying to get this fence up and running, but I've got a pack of wolfish things outside the door, and it's not looking too good for me.
Şu çiti çalıştırmaya çalışıyorum ama kapımda kurdumsu şeyler cirit atıyor ve sonum çok da iyi görünmüyor.
And when it's not medical, the patient gets to choose where they want to be.
Tıp bilgileri vermediği zamanlarda hastalara istedikleri yere gitme olanağı sağlıyor.
Guess it's not just all gizmos and gadgets.
Havalı aletlerim işlerini uydurma yapmazlar.
Is it or is it not Taco Tuesday, and your turn to pick up said tacos?
Bugün Taco Salısı mı değil mi, ve taco alma sırası sende değil mi?
At least two people are dead at that camp, and if I'm right, it's not gonna end there.
O kampta en az iki insan öldü, .. ve eğer haklıysam iki kişiyle son bulmayacak.
She said the cops are wrong and it's not over.
Polislerin yanıldığını, olayların bitmediğini söyledi.
But for now, the darkness has passed and it's a time of recovery to stand once again... in the face of evil and let it be known that we will not kneel.
Fakat şimdilik, karanlık geçti, Ve bu bir toparlanma zamanı, bir kez daha durmak için kötülüğe karşı ve bilinmesine izin ver diz çökmeyeceğimizi.
Wordy stuff confuses me, and it's not the same.
Belge olaylari kafami karistiriyor, ayni sey degil.
And I know it's not easy.
Kolay olmadığını da biliyorum.
Well, she's back in bed and not happy about it.
Yine yatağa döndü ve bu durumdan hiç memnun değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]