And she left Çeviri Türkçe
2,584 parallel translation
I don't know, but she's gone and she left a note.
Bilmiyorum, gitmiş ve not bırakmış.
And she left in a hurry.
Aceleyle çıktı.
Well, of course she wouldn't because she can't,'cause we have her phone and she left in the middle of the night!
Tabii ki göndermez, çünkü gönderemez çünkü telefonu bizde ve gecenin bir yarısı bırakıp gitmiş!
She fought to protect you... and she left him, which - - that takes strength.
Seni korumak için dövüştü ve onu terk etti. Bu güç ister.
No Dad, the house was moms and she left it for me.
Hayır baba, annemin evi, o da bana bıraktı.
- We didn't even buck, and she left, and it's Karl's fault, so I'm gonna make him pay.
Bacak omuza bile yapamadık, ve şimdi gitti. Ve bu Karl'ın suçu. Bu yüzden onunla ödeşeceğiz.
And she left her purse.
Çantasını da bırakmış.
But she did a runner and left these photos behind. And?
Ama kadın kaçmış ve ardında bu fotoğrafları bırakmış.
Well, you can find it later because she and Luc just left.
Sonra da bulabilirsin, çünkü Luc ve o gittiler.
She came to the house and put him in my arms and left.
Eve geldi, ve çocuğu bırakıp gitti.
= After she willed her house and property to you, she left this world peacefully. =
= Evinin ve mallarının sana kalmasını vasiyet ettikten sonra bu dünyadan huzurluca gitti =
After the police left, she burnt the book, and removed every trace of evidence.
Polisler gittikten sonra herşeyi yaktı. Ve kanıtın tüm izlerini sildi.
She stopped being your patient when she cut out our son and left you to die.
Oğlumuzu kesip seni ölüme terk ettikten sonra hastan olmayı bıraktı.
Well, Jill never called after she left, but she sent these home over the years, all postmarked from Memphis, to let me and her mother, lila, know that she was okay.
Şey, Jill gittikten sonra hiç aramadı, ama yıllar boyunca bunları eve gönderdi, bütün posta damgaları Memphis'den benim ve annesi Lila'nın iyi olduğunu bilmemizi istedi.
But we're all adults and she reckons you've been banging hookers left, right and centre.
- Git kendini becer! Ama bizler yetişkiniz ve o senin orospularla beraber olduğunu biliyor.
She's our friend and he left her with nothing.
Dostumuzu bir hiç uğruna terket etti.
When my mother left my father, she didn't tell him she was leaving and taking me with her until we'd landed on the other side of the country.
Annem babamı terk ettiği zaman, biz ülkenin diğer ucuna varana kadar ona onu terk ettiğini ve beni de yanında götürdüğünü söylememiş.
But this afternoon, when it looked like you two had split up, your wife got fired, she lied to me about it and left with the baby.
Ama bu öğleden sonra, siz ayrılmış ve eşiniz kovulmuş gibi görünürken Meredith bana yalan söyleyerek bebekle beraber ortadan kayboldu.
If Lisa and I were to divorce, or if she died, even if she left me for another man, it makes no difference. I get nothing.
Lisa'yla ben boşansak ya da ölse, hatta beni başka birisi için bırakıp gitse bile bana hiçbir şey kalmıyor.
Anyway, so she left band practice, so I had to come in and get her purse.
Neyse o da provasını bırakmıştı buraya gelip, çantasını almıştım.
- YEAH, SHE GOT UPSET AND LEFT AFTER SHE SAW THESE MUGS.
Evet, kupaları gördükten sonra üzüldü ve gitti.
She just got up and left.
Kalktı ve gitti.
She left it at my house, and I was hoping to use it as an excuse to see her.
Evimde unutmuş. Ben de onu görmek için bunu bahane olarak kullanmayı umut ediyordum.
And one day she left me.
Bir gün beni bırakıp gitti.
Exactly, and after she left, I opened the door, and my dad was lying dead on the floor from the autoerotic - -
Kesinlikle, o ayrıldıktan sonra, kapıyı açtım ve babam otoerotik yüzünden ölmüş şekilde yerde yatıyordu.
She left, and you still need a little more time?
Seni terk etti ve senin hâlâ biraz daha zamana mı ihtiyacın var?
She left it behind with three pens, hairbrush, and a burned CD.
Giderken arkasında bırakmış. 3 kalem, 1 saç fırçası ve dolu bir CD ile birlikte.
Upon going to the door and talking to the mother, and she said that they were out, the boys were out, and so they left, and that's when their plan changed, that they were just going to kill her and take the car.
Kapıya gidip annesiyle konuştular. Annesi evde olmadıklarını, dışarıda olduklarını söyledi. Oradan ayrıldılar.
My associate left her alone for a second, and she took off.
Yardımcım onu bir saniyeliğine yalnız bıraktı o da kaçtı.
She was widowed and her husband had probably left her a sort of a business and it was a good business, powerful business, and she was able to manage it.
Hatice de bu kadınlardan biri gibi görünmektedir. Duldur ve muhtemelen kocasından bir çeşit iş devralmış ve bu iyi, güçlü işi devam ettirebilmiştir.
What have I missed? Stefan's still Klaus'little prisoner, Elena still thinks she can save him... and no one's thought about you since you left.
Stefan hâlâ Klaus'un tutsağı durumda ve Elena hâlâ onu kurtarabileceğini düşünüyor, ayrıca sen gittiğinden beri kimse adını ağzına bile almadı.
And I am sorry, Brick, that your wife left you, but that happened 12 years ago, and you are still sitting here acting like she went to the corner store and she's going to be back any minute.
Üzgünüm, Brick. Karın seni terk etti. Ama bu 12 yıl önceydi ve sen hala burada oturmuş köşedeki markete gitmiş de dönecekmiş gibi davranıyorsun.
I mean, she had done most of the real child raising, and then here I was- - I was left with this two-year-old all on my own.
Çocuk büyütme işinin büyük kısmını o yapmıştı ben bir anda 2 yaşında çocukla kalakaldım.
I think you need to go to the confessional booth and see what she left for you.
Günah çıkarma odasına gidip sana bıraktığı videoyu izlemelisin.
When Ron left her and we got together, she threw acid on my foot.
Ron onu bırakıp benimle birlikte olduğunda ayağıma asit döktü.
When my mother left my father, she didn't tell him she was leaving and taking me with her until we'd landed on the other side of the country. In those days, it was called family troubles.
Annem babamı terk ettiği zaman, biz ülkenin diğer ucuna varana kadar ona onu terk ettiğini ve beni de yanında götürdüğünü söylememiş.
But this afternoon, when it looked like you two had split up, your wife got fired, she lied to me about it and left with the baby.
Ama bu öğleden sonra, siz ayrılmış ve eşiniz kovulmuş gibi görünürken Meredith bana yalan söyleyerek bebekle beraber ortadan kayboldu. Benim için tehlike çanları çalmaya başladı.
Her family left her a small inheritance and she used it to become the youngest and most brilliant art historian in the country.
Herkes ona bayılıyordu ve ailesinin en genç ve başarılısıydı
Or she came and she left.
Ya da gelip, gitti mi?
Claims that she and the vic left the club she was playing last night and came back to the apartment.
Kurbanla dün gece sahne aldığı kulüpten beraber ayrıldıklarını ve daireye döndüklerini iddia ediyor.
She assumed that he was with the grandmother and just left him there.
Büyükannesiyle olduğunu düşünmüş ve arayıp sormamış.
She killed herself and left me alone.
Kendini öldürüp beni yalnız bıraktı.
Then the day before yesterday, she left the house in a hurry, and, of course, I was worried, so I followed her.
Dünden önceki gün evden aceleyle çıktı. Tabii ben de merak ettim ve takip ettim.
No. A-a-at 7 : 30, I-I left the restaurant, and I went home,'cause I thought maybe that I'd misunderstood her and that she would be there instead.
Hayır. 7 : 30'da restorandan çıktım, ve eve gittim, çünkü belki onu yanlış alamışımdır diye düşündüm ve evde olabileceğini.
Mr. Ward, the dumpster that Claudia's body was left in is in Soho, and the text that she sent you came from the same area.
Bay Ward, Claudia'nın cesedinin bırakıldığı.... Soho'daki çöp tenekesi,... ve gönderdiği mesajın çekildiği yer aynı bölgede.
She just left one day and disappeared.
Bır gun evden çıktı ve kayboldu
After you left I went over to find out why she cancelled, and get this... she's over there with some other guy.
Sen gittikten sonra neden iptal ettiğini öğrenmek için evine gittim ve bil bakalım ne oldu. Orada yanında başka biri vardı.
Her husband left her, and she's being kicked out of her house, all because she cannot hold down a job or offer spousal companionship.
Kocası terketmiş,... evinden atılmak üzere,... bütün bunlar bir işte tutunamadığı ya da bir eş bulamadığı için başına geliyor.
You get obsessed with something no one else in the universe cares about, and then you go on and on and on about it, and mom probably couldn't take it anymore! So that's why she left.
Dünya'da kimsenin umursamadağı, birşeyi saplantı yapıyorsun ve üzerine üzerine gidiyorsun ve annem sonunda daha fazla dayanamadı ve bu yüzden evi terk etti.
We have four months left until she leaves and I plan on making the most of it.
O gidene kadar 4 ayımız daha var ve ben her saniyesini değerlendirmeyi planlıyorum.
Gail left, and then, you know, she came back.
Gail ayrıldı ve sonra, geri geldi.
and she said yes 23
and she goes 33
and she's beautiful 17
and she loved me 17
and she was like 38
and she loves you 21
and she was right 34
and she's right 30
and she said no 16
and she was gone 27
and she goes 33
and she's beautiful 17
and she loved me 17
and she was like 38
and she loves you 21
and she was right 34
and she's right 30
and she said no 16
and she was gone 27
and she's dead 32
and she knows it 30
and she knew it 16
and she's 109
and she loves me 32
and she's like 63
and she's gone 29
and she says 116
and she was 85
and she didn't 24
and she knows it 30
and she knew it 16
and she's 109
and she loves me 32
and she's like 63
and she's gone 29
and she says 116
and she was 85
and she didn't 24
and she said 267
and she 275
and she is 39
and she just 19
and she died 47
and she did 61
and she's not 19
and she will 20
and she 275
and she is 39
and she just 19
and she died 47
and she did 61
and she's not 19
and she will 20