English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And what's

And what's Çeviri Türkçe

56,239 parallel translation
And that's what you want?
İstediğin şey bu mu?
And if you do get keistered, I'd worry I'm next in line, and let me tell you what ain't gonna happen.
Senden sonra da sıra bana gelir. Buna da izin vermem.
I'm happy you're home, and I love you, but you don't get extra points for doing what's simply required, what everybody else does.
Döndüğüne sevindim. Seni seviyorum ama yapman gerekeni yaptığın için alkış bekleme. Bunları herkes yapıyor.
That's what I want to do, so I suggest you stop fitting in calls to Parsons between your morning coffee and taking a shit of butterflies and moonbeams and whatever else comes flying out of your ass.
Tek istediğim işimi iyi yapmak. Bu yüzden sabah kahvenle pembe bok sıçtığın zaman arasında Parsons'la dedikodu kaynatmayı bırakmanı tavsiye ediyorum.
And what's that in grams?
O kaç gram ediyor peki?
This is about what's right and what's wrong.
Burada doğru ile yanlışı tartışıyoruz.
Could you reach into your breast pocket and tell me what's there?
Ceketinin iç cebine bakıp orada ne olduğunu söyler misin bana?
Let's, uh, spread'em out and roll around on'em, see what happens.
Hepsini ortaya yayıp üzerlerinde yuvarlanalım mı? Bakalım ne olacak?
And that's what I'm gonna bring.
Ben de altı tane götüreceğim.
And, uh... and I tell ya what...
Bak... Bana kalırsa burada daha önce Duke City Koltukları'nı duymamış yüzlerce, hatta binlerce yeni müşteriyle satışlarını katlama imkanın var.
All right. And what's it to even me up?
Tamam, ödeşmemiz için ne gerekiyor?
You know, they should get profit on what's theirs, but now I've got two states coming after me for taxes on each and every gallon.
Yani sahip oldukları şeyden kâr sağlasınlar ama şimdi her bir galon için iki eyalet de benden vergi istiyor.
And your mom, you know, I think she knew we were skipping, but she'd always stop what she was doing and gimme a pack of Little Debbie's.
Annen de aslında ektiğimizi biliyordu bence ama ne zaman olsa işini bırakıp bana bir paket Little Debbie verirdi.
And if that's true... if it's not real... then what have I done?
Doğru olan buysa gerçek değilse ne yaptım ben?
You may go to the powder room and remove your bows, if that's what you wish.
Çok istiyorsanız lavaboya gidip fiyonklarınızı çıkarabilirsiniz.
It's time to decide what it is that you want to do, and then do it.
Ne yapmak istediğine karar verip yapma zamanın geldi.
And it's called What Ever Happened to Cousin Charlotte?
İsmi de "Kuzen Charlotte'a Ne Oldu?"
I don't care what they do in private, but staying up partying like teenagers can only detract from the quality of their work and, by extension, mine.
Özellerinde ne yaptıkları umurumda değil. Ama ergenler gibi geç saatlere kadar eğlenmek ancak işlerinin kalitesini düşürür, dolayısıyla benimkini de.
Oh, you have no idea what it's like to be a woman in this business, with the constant scrutiny and competition.
Bu piyasada kadın olup sürekli incelenmenin ne demek olduğunu bilemezsin sen. Sürekli bir rekabet.
And not far away, one of the picture's stars, Joan Crawford, recovers from what her doctors are calling a mystery ailment.
Tıpkı filmin yıldızlarından Joan Crawford'un doktorlarının "gizemli bir hastalık" dediği rahatsızlığa sahip olduğu söylentileri gibi.
So, what's over the hill and through the woods?
Pekala tepenin orada ormanda ne vardı?
With Howard gone, everyone's watching what you do now, and ordering an unsanctioned black op on enemy soil is going to make a lot of people very nervous.
Howard'ın ölümüyle birlikte, herkes senin ne yaptığını izliyor. Yabancı bir ülke topraklarında izinsiz gizli bir operasyon emri bir çok insanı kızdıracaktır.
For that reason, what I'm asking you to do is even more dangerous and illegal than most of the grey matters we take on.
Bu sebepten ötürü, yapmanızı istediğim şey, aldığımız çoğu davadan daha tehlikeli ve yasadışı.
I don't think I need to tell you what the government would do to my family, to my business, if your people were caught and connected to me.
- Adamların yakalanır ve benimle bağlantıları bulunursa hükümetin aileme, işime neler yapacağını söylememe gerek yok sanırım. - Yakalanmayacaklar. Emlak işinde genişlemeye çalışıyorsun, bölgesel savaştan yıkılan arazileri istiyorsun.
What if someone told the national police that the warden and his staff at tariq prison were supporting Aberjan's rival in the upcoming election?
Ya birileri, Tarık hapishanesindeki müdür ve memurların gelecek seçimlerde Aberjan'ın rakibini destekleyeceklerini yerel polise söylerse.
Look. What's done is done, and the truth, is I could use an assist at this point.
Bak, olanlar oldu, ve gerçek şu ki, şu noktada bir yardım iyi olurdu.
I began investigating, and what happened is exactly what you expect to happen when you're dealing with someone who's paranoid.
Soruşturmaya başladım. ve olanlar ise bir paranoyakla uğraşırken olmasını umduğun şeylerdi.
Someone's bringing down those planes and taking what's on them.
Savunma Bakanlığı için bazı silahları sivil uçaklarla taşıyorlar. Bazıları da bu uçakları düşürüp içindekileri alıyorlar.
That's the difference between what's being used today and what anyone who gets their hands on Whitehall's device will be using tomorrow.
Bugün kullanılanlar ile Whitehall'ın cihazını elinde bulunduran birinin yarın kullanacağı arasındaki fark.
And I'm not sure what's right or wrong here... online, offline, but I have to decide whether to flip the switch or not.
Ve burada neyin doğru neyin yanlış olduğun emin değilim, çevrimiçi, çevrimdışı, ama o tuşa basılıp basılmayacağına karar vermek zorundayım.
I don't know who to trust, but both... my father and Reddington... say that I will never find out what she's up to if she knows who I am.
Kime güveneceğim bilmiyorum, fakat hem babam hem de Reddington, benim kim olduğumu bilirse onun neyin peşinde olduğunu asla bulamayacağımı söylüyor.
Even though you put a bullet in me and tried to kill me, but for what it's worth, I take almost no pleasure in doing this.
Bana bir kurşun sıkıp beni öldürmeye çalıştığında bile... işine yarar mı bilmiyorum ama bunu yaparken neredeyse hiç zevk almıyorum.
And here you are, working for her... in secret... trying to find out what, exactly?
Ve işte buradasın, onun için gizlice çalışarak... tam olarak neyi bulmaya çalışıyorsun?
He's at 29th and Greenview, and, what we're seeing, Solomon and Nez are, too.
29. Sokak Greenview'da ve gördüğümüz şeyi Solomon ve Nez de görüyor.
And that's why I built Halcyon, and that's why I'm so afraid of what Scottie is trying to do.
Ve bu yüzden Halcyon'u inşa ettim, Bu yüzden Scottie'nin yapmaya çalıştığı şeyden çok korkuyorum.
And until I find out why, that's what the world needs to go on thinking.
Ve nedenini bulana kadar, dünyanın öyle düşünmeye devam etmesi gerekiyor.
You got out, and that's what matters.
Sen çıktın ve önemli olan bu.
Saturday night is movie night, regardless of what's playing at the Bijou, and you better get there early, because we don't have reserved seating in Riverdale.
Cumartesi geceleri film gecesi, Bijou'da ne oynadığına bakılmaksızın, ve erkenden orda olsan iyi olur, çünkü Riverdale'da yer ayırtmak yoktur.
Who's Jason and what happened to him?
Jason kim ve ona ne oldu?
So, let's start with skinny-dipping and then see what happens?
Pekala, önce çırılçıplak yüzelim, ve bakalım sonra ne olacak?
If you know anything that could help us find and apprehend Jason's killer, or anything about what happened to him on July 4th, I strongly urge you to come forward immediately.
Eğer Jason'ın katilini bulmamıza ve tutuklamamıza yardımcı olabilecek bir şey biliyorsanız ya da 4 Temmuz'da başına ne geldiğini derhal bizimle irtibata geçmenizi şiddetle talep ediyorum.
Sheriff Keller doesn't know what I know, that Riverdale High's music teacher, Geraldine Grundy, was at Sweetwater River the morning Jason Blossom went missing, and that since Archie was also there, they could have been there together. "
Şerif Keller ne bildiğimi bilmiyor, Riverdale Lisesi'nin müzik öğretmeni Geraldine Grundy'nin Jason Blossom'un kaybolduğu sabah Sweetwater Nehrinde olduğunu ve Archie'nin de orada olduğunu onların orada beraber olduklarını bilmiyor. "
What's wrong is my daughter is hiding a gun in her bedroom, and that's just for starters.
Sorun kızımın odasında bir silah saklıyor oluşu Ve bu sadece başlangıç.
It's about doing what's right, and, of course, informing our neighbors.
Doğru olanı yapmakla alakalı. Ve elbette halkımızı bilinçlendirmekle alakalı
So stop avoiding it and just tell me what's going on.
O yüzden kaçmayı bırakın ve sadece neler olup bittiğini anlatın.
And since we're now partners, I think it's not out of the question for me to want to know what you are planning.
Ortak olduğumuza göre, ne planladığını sormakta bir sakınca yoktur diye düşünüyorum.
Clara and Mae, you start on victimology from what's left of the train.
Clara ve Mae, trende kalanlara bakarak kurbanları inceleyin.
For what it's worth, he is way more driven than I was at his age, and he is a smart kid.
Ne olursa olsun benim o yaşta olduğumdan daha azimli ve zeki bir çocuk.
If you want to pass bio, do what any of us do and study.
Biyolojiyi geçmek istiyorsan hepimizin yaptığını yap, çalış.
Hodges, I know it's rough dealing with what your dad did and all, but do not blow this off.
Babanın yaptığı şeyi sindirmek zor, biliyorum ama bu işten kaytarma.
So, let's all relax... and figure out what's next.
Hadi sakinleşip sonraki adımı bulalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]