And what happened to you Çeviri Türkçe
1,498 parallel translation
And I want to understand what happened to you.
Ve başından neler geçtiğini anlamak istiyorum.
So you have to conduct a sort of forensic investigation To try and figure out what happened on the basis of what you have today.
Bir tür adli tahkikat yürütüp elinizdekilerden hareketle neler olduğunu anlamaya çalışmak zorundasınız.
And I said, you know, something about how I felt like the whole town had buried what had happened to her.
Sonra ben, sanki bütün kasaba olanları gömmüş gibi birşeyler dedim.
I need you to make peace with what happened and then move on.
Olanları kabullenip yoluna devam etmelisin.
So what happened to you and your baby?
Peki sana ve bebeğine ne oldu?
Something happened, and... I want to go, and I want you to come with me, and I Don't want to come back. - What happened?
Bir şey oldu ve buradan gitmek istiyorum.
I think we both know what's happened, don't we, really What's happened is I've tried to jump over the barrier and that ain't panned out as I had hoped and so if you just let me free, I'll go home and say nothing more about it, we'll both have a lovely Christmas.
Bence ikimiz de ne olduğunu biliyoruz. Engelin üzerinden zıplayarak geçmeyi denedim ama hiç de umduğum gibi olmadı yani gitmeme izin verirsen, eve dönüp bu olayı unutacağım ve ikimizde güzel bir Noel geçireceğiz.
i don't want you thinking that i'm always going to do whatever you tell me, and i don't like your friend, dale, period, so i don't care where she is, or what's happened to her.
Benim, senin her istediğini, her zaman yapacağımı düşünmeni istemiyorum. ve şu arkadaşın Dale'den de hoşlanmıyorum. yani onun nerede olduğuyla, ya da ona ne olduğu ile ilgilenmiyorum.
after what just happened? you wanted to come and sing.
- Şarkı söyleme mi bekliyorlar?
What happened, Annie, did he talk to you befo you slapped him on the forehead and you turned him into a human being?
Ne oldu, Annie, alnına aniden vurmadan... ve sen insana dönmeden önce... seninle konuşuyor muydu?
I wanted to tell someone the truth about who I am and what had happened to me. And what you did to my dad.
Birine kim olduğum ve başıma neler geldiği hakkındaki gerçeği anlatmak istedim.
He was trying to tell you what happened to him, and with that, you can cross him over.
Başına ne geldiğini anlatmaya çalışıyor ki böylece onu karşı tarafa geçirebilirsin.
And you have to tell pappy what really happened.
Birini öldürebilirdin.
I mean, what happened between you and mama... that was so bad, you didn't speak to us... or come around us for almost seven years? It wasn't my fault. I tried calling, sending gifts.
Peki, 2030 yılında başka neler normal olarak sayılacak?
I heard what happened to you and I wanted...
Başına gelenleri duydum. Çünkü...
And then I heard what happened to you and Nina and Danny and...
Sonra sen, Nina ve Danny'e ve diğer kıza olanları duyduk...
Something has happened to me and I don't know what it is and I need you to believe me because it's true.
Bana bir şeyler oldu ve ben bunun ne olduğunu bilmiyorum. Bana inanman gerek çünkü gerçek bu.
I don't know what happened but it's true and you have to believe me.
Bana ne olduğunu bilmiyorum fakat gerçek bu ve bana inanmalısın.
What happened to you and dude?
Sana ve şu adama ne oldu?
And you never even think to ask me... what happened to my own child.
Ve kendi çocuğuma ne olduğunu bile sormayı düşünmüyorsun.
After what had happened to you and to your friend.
Sizin ve arkadaşınızın başına gelenlerden sonra.
And he seemed very anxious, like he wasn't quite sure of things, and he kept talking about you and the girls, and he said that, no matter what happened, he wanted to make sure you're all okay.
Ve tam olarak işlerden emin değilmiş gibi, çok endişeli görünüyordu ve kızlar ve senin hakkında konuşup durdu ve dedi ki, ne olursa olsun size kesinlikle bir şey olmamasını istiyordu.
And it is very likely that nobody will ever know what happened to Grace Budd, not her family, not me and not you.
ve büyük bir olasılıkla, hiçkimse Grace Budd'a ne olduğunu hiçbir zaman bilmeyecek. Ne ailesi, ne ben, ne de sen.
And what happened to the man who sent you all those telegrams?
Peki sana tüm o telgrafları çeken adama ne oldu?
And you, Hildebranda, what happened to your married man?
Peki ya sen, Hildebranda, senin evli erkeğine ne oldu?
In view of what's happened to you and in the light of other violent incidents associated with you, the Russian desk at Scotland Yard have made an official request to the Russian embassy that your undercover operation in London be terminated.
Başına gelen şeyler göz önüne alındığında ve seninle alakalı diğer şiddet içeren olaylar da düşünüldüğünde... Scotland Yard'daki Rus masası senin Londra'daki gizli görevinin sona erdirilmesi için Rus büyükelçiliğine resmi bir talepte bulundu.
I don't know what happened to you last night, and I don't really care.
Dün sana ne olduğunu bilmiyorum. Aslında umurumda da değil.
I know, and I'm gonna find out what happened but I need you to be strong for me.
- Biliyorum. Neler olduğunu bulacağım ama şu an güçlü olmanı istiyorum, tamam mı?
That child is as heartsick as you about what happened to Elen and she... She needs you.
O çocuk da Elen'e olanlardan dolayı en az senin kadar kederli ve sana ihtiyacı var.
Wha s done at that tree bridge is done, and you have to live your life with what happened.
O ağaç köprüde ne olduysa oldu hayatını bununla sürdürmek zorundasın.
And could you describe for us what happened that day to the best of your recollection?
O gün neler olduğunu hatırladığın kadarıyla bize anlatır mısın?
And look what happened to you.
Ve bakın, neler oldu.
And you didn't have anything to do with what happened in New York when you killed that boy.
New York'ta olanlarla da hiçbir ilgin yoktu o çocuğu öldürdüğünde.
Listen, I told the cast about what happened, and they told me to get you all to come back and meet them!
Dinleyin, ekibe olanları anlattım... onlar da hepinizle tanışmak istediklerini söylediler!
And you had this young Afghan man who came into this system at the wrong time, in the wrong way. And this is what happened to him.
Yanlış zamanda ve yanlış yolla sisteme dahil olan genç Afgan'a da olan şey işte tam da buydu.
I don't know what happened to you on Terra, but this is war, and I'd feel a lot better knowing you had my back.
Terra'da başına ne geldi bilmiyorum ama savaştayız ve senin benim arkamda olduğunu bilmek çok daha iyi hissettirirdi.
Still difficult meeting to treat with... you know already... what us happened to me and to my partner.
hatta uğraşmak bile zor... anlıyorum... Bazen.
Josh, I know there's a lot to explain, and when this is over you and I are gonna sit down and I will talk you through what happened.
Josh, açıklanacak çok şey var biliyorum, sana söz veriyorum, bütün bunlar biter bitmez ikimiz oturup neler olduğunu konuşacağız.
Josh, I know that there's a lot to explain, and I promise you when this is over, you and I are going to sit down and I will talk you through what happened.
Josh, açıklanacak çok şey olduğunu biliyorum ama sana söz, bunlar bittiğinde seninle ikimiz oturup neler olduğunu konuşacağız.
And if we don't do something about it - you know what happened to Mina Watkins, the same thing's going to happen to Heather.
Ve eğer bir şeyler yapmazsak Mina Watkins'in başına gelen şeyler aynısı Heather'a da olacak.
I'm here to take your statement and find out just what exactly happened to you.
İfadenizi almak ve size tam olarak ne olduğunu ortaya çıkarmak için buradayım.
We need you to tell us what happened The night you and detective Lamontagne answered the call In this bar.
Dedektif Lamontagne'la birlikte bu bara çağrıldığınız gece ne olduğunu anlatmanızı istiyoruz.
Who you work for, and what happened to Claire.
Kim için çalıştığını, ve Claire'e ne olduğunu
I asked you to share with you before. And what happened?
Bugüne kadar ben paylaşalım dediğimde ne oldu?
He just said to go ahead with the cremation and just to do whatever with the ashes. Did you tell him the truth? I mean, what really happened?
Yakma işini halletmemizi ve küllerle ne istersek yapmamızı söyledi.
It's mind-blowing that you learn about what's happened in the past, what happened in Nazi Germany what happened in Rwanda, and we've got a chance to make it right and we've just fallen flat on our faces.
Geçmişte olanları, Nazi Almanyası'nda olanları Rwanda'da olanları öğrendiğinizde bu aklınızı başınızdan alıyor. Bunları düzeltmek için bir şansımız vardı. Buna rağmen hiçbirimiz birşey yapmadık.
We hate Arab, and we don't like Arab because you don't know what Arabs happened to did to us.
Araplardan nefret ediyoruz. Onları sevmiyoruz. Çünkü Arapların bize ne yaptığını bilemezsiniz.
And then... then you hear about what happened to someone like Sara.
Sonra birden Sara gibilerin başına gelenleri duyuyorsun.
And I did it because I hate what happened to you. It was bullshit.
Yaptım çünkü başına gelenlerden nefret ettim.
You're good people and look at what happened to you.
Hepiniz iyi insanlarsınız ama başınıza gelenlere bir bak.
Look, you don't have to talk about it if you don't want to, but... what the heck happened over at Ken and Barbie's dream house?
Bak, eğer istemiyorsan, bundan bahsetmek zorunda değilsin. Ama.. Ken ve Barbie'nin rüya evinde ne haltlar döndü?