English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / And when you wake up

And when you wake up Çeviri Türkçe

333 parallel translation
And when you wake up, I'm gonna take you in my arms and I'm going to kiss you.
Uyandığında seni kollarıma alacağım ve seni öpeceğim.
And when you wake up each morn... aren't you glad that you were born?
Her sabah uyandığında Doğduğun için memnun değil misin?
I sleep and when you wake up, I sleep again.
Ben uyuyayım. Sonra sen uyandığında, ben yine uyuyayım.
You say that all this is a dream, and that when you're electrocuted you wake up, and when you wake up, we all disappear, right?
Bunun bir rüyadan ibaret olduğunu söylüyorsun ve sana elektrik verilince uyanacağını ve sen uyandığında bizlerin yok olacağını, değil mi?
And when you wake up?
Ve uyandığında?
If you go to bed at night and there's no snow and when you wake up there's snow you can say it snowed, although you didn't see it snowing.
Eğer gece yatağına yatarken dışarıda kar yoksa ve kalktığında her yerde kar varsa her ne kadar görmemiş olsan da gece kar yağdığını söyleyebilirsin.
- And when you wake up, I promise you. You're going to feel much, much better :
- Ve söz veriyorum, uyandığınızda çok, çok daha iyi hissedeceksiniz.
And when you wake up, do you know where you'll be?
Uyandığınızda nerede olacaksınız biliyor musun?
And when you wake up your headache will be gone.
Ve uyandığında baş ağrın geçmiş olacak.
And when you wake up, you can have some ice cream.
Ve uyandığınızda, dondurma yiyebileceksiniz.
And when you wake up, poof, your problems are gone.
Uyandığında da, tüm problemlerin gitmiş oluyor.
And when you wake up, you'll see we didn't let anybody hurt you.
Ve uyandığında, kimsenin sana zarar vermesine izin vermediğimizi göreceksin.
When you wake up in the morning and find yourself dead, it's too late to regret it.
Sabah kalktığın zaman kendini ölmüş bulunca pişman olmak için çok geç olacak.
"When you wake up, I'm going to take you in my arms and kiss you."
"Uyandığında seni kollarıma alacağım ve öpeceğim."
And, Jesse, sometimes at night when it's cold and raining, I wake up crying, because in a dream I saw you lying dead in the mud.
Ve bazen soğuk ve yağmurlu gecelerde, ağlayarak uyanıyorum, rüyamda, seni çamur içinde ölmüş görüyorum.
You're here when I wake up and you're still here when I go to bed.
Uyandığımda buradasın ve ben yatmaya giderken hala buradasın.
That who would wake up when and give you what?
Kim uyanıyor, ne veriyor?
Hey, wake her up when you get to New York, and then take her where she wants to go.
New York'a gittiğinde uyanır, onu istediği yere götür.
When you wake up in the morning, do you feel tired and rundown?
Sabah kalktığınızda yorgunluk ve halsizlik duyuyor musunuz?
Because when I wake up and you're not here, it will be so painful.
Çünkü uyandığımda sen burada olmayacaksın, bu benim için çok acı!
When will you people wake up to the warnings from Bill Townsend and myself?
Bill Townsed ve benim ikazlarıma uyarak halkı bundan haberdar edecek misiniz?
My life is only good when I'm asleep. And you had to go and wake me up from it.
Hayat sadece uyurken güzel ve gelip beni uyandırman lazımdı, değil mi?
And later, in that bed, when you wake up there will be a surprise.
Daha sonra yatakta uyanırsınız.. Tabii ki Bir sürpriz olacak.
When I get up, I'll try to be quiet and not wake you
Kalkınca sessiz olurum. Seni uyandırmam.
He's building a prison here, stone by stone, and one day, when you're gone, we'll wake up and find the doors locked and the bolts down!
Adım adım burayı bir hapishaneye çeviriyor ve bir gün, senden sonra, bir uyanıp bakacağız ki kapılar kilitlenmiş, sürgüler çekilmiş!
AND NOW I'M GONNA SUGGEST THAT WHEN YOU WAKE UP IN THE MORNING,
Vanessa, Richard'ın yanındayken senden daha rahat. Ona gıpta ediyorum.
When you hear the alarm buzzer, you will wake up and feel fine but you will remember nothing that happened.
Alarm sesini duyduğunda uyanacak ve kendini iyi hissedeceksin ama hiçbir şey hatırlamayacaksın.
And I'm gonna be here when you wake up.
Ve uyandığında ben burada olacağım.
When you wake up, we'll have some nice bacon and eggs.
Uyandığında, seni güzel pastırma ve yumurta karşılayacak.
Boy, when are you gonna wake up and smell the coffee?
Ne zaman uyanıp, etrafında olup bitenin farkına varacaksın?
I like it when you come home late and wake me up.
Geç vakitte gelip beni uyandırmana bayılıyorum.
I think of you at night when I go to bed and in the morning when I wake up.
" Gece yatağa gidince, sabah uyanınca seni düşünüyorum.
* WHEN YOU WAKE UP AND BEGIN TO SEE * * LIFE AIN'T A PIECE OF CAKE *
# Uyanıp hayatın # # çantada keklik olmadığını anlamaya başladığında #
I hope that when I'm his age, I can wake up every morning... and find a woman as beautiful as you are lying next to me.
Onun yaşına geldiğimde her sabah kalktığımda... yatağımda sizin gibi güzel bir kadın bulsam, daha ne isterdim.
Take three around seven this evening... three before you go to sleep... and three when you wake up in the morning.
Akşam 7 civarında 3 tane... Uyumadan önce 3 tane ve 3 tane de sabah uyandığında.
When are you gonna wake up and stand on your own two feet, huh?
Ne zaman uyanıp kendi ayakların üstünde durmasını öğreneceksin, ha?
You're the last thought I have when I fall asleep at night and the first when I wake up in the morning.
Kate gece uyumadan önce aklımdan son geçen şey sensin. Sabah uyanınca da aklımdan ilk geçen şey.
We apply the solution here then when you wake up tomorrow morning in your own bed, you take off the bandage and you're a new man.
Solüsyonu burada uyguluyoruz. Yarın sabah yatağında uyandığında sargılarını çıkartıyorsun, ve artık yeni birisin.
When you... when you put that chip back in she will wake up and remember nothing.
O yongayı yerine koyduğunda uyanacak ve hiçbir şey hatırlamayacak.
You know when you just wake up, and you're sick, and you're just waiting to suck it down. Aw, man you could hawk one of those ten feet, easy.
Hastayken yeni uyandığında burnundaki sümüğü genzine çekip kolaylıkla 10 metre uzağa tükürebilirsin.
And your daddy will be there when you wake up.
Uyandığında da baban yanında olacak.
He saw things. - I-I mean, he-he saw things that you and me... we only dream about... and then forget when we wake up. L
Bazı şeyler görürdü.
You know when you have a dream that is delicious and you wake up and you feel all kind of transformed?
Güzel bir rüya gördüğünde bilirsin ve uyanırsın ve değiştiğini hissedersin?
I've never told you this but there were one or two times back in college when I'd get drunk, go to a straight bar and wake up with a woman next to me.
Bunu sana söylememeliyim ama kolejde 2-3 kere içmiş ve erkeklerin takıldığı barlara gitmiştim ve sabah yatağımda kadınlarla uyanmıştım.
When are you going to wake up and smell your husband, Marge?
Ne zaman uyanıp da kocanın ne olduğunu anlayacaksın, Marge?
When you wake up in the morning and look in the mirror I think you're probably happy pleased at what you see. And that disturbs me.
Sabah aynaya baktığın zaman gördüğün şeyden eminim mutlusundur.
And when I wake up, I see you both playing.
Ve uyandığımda, ikinizi oynarken görüyorum.
You know, I'm supposed to go home and go to sleep and when I wake up, what'll I be, Jeff?
Eve git ve üstüne iyi bir uyu. - Uyuyunca unutacak mıyım yani?
Okay, you go to the gym... and I'II talk to you when I wake up in the morning.
Tamam, salona mı gidiyorsun... Tamam sabah kalkınca konuşuruz.
Aren't there mornings when you wake up and you think,
Yataktan kalkıp da şöyle düşündüğünüz sabahlar yok mu?
I wake up in the morning and try to imagine you,... what you do when you wake up, what you eat for breakfast...
Sabah uyandığımda seni hayal etmeye çalışıyorum. uyandığın zaman neler yaptığını, kahvaltıda neler yediğini.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]