And you're beautiful Çeviri Türkçe
811 parallel translation
I want to surprise you so I asked it to be a secret wow you're so beautiful wifey and your mom? today's concept is the New Year's Special.
Burada olmalıydım.
I've resented you because you're beautiful, and I'm a slave.
Size kızgındım çünkü çok güzelsiniz ve bense bir köleyim.
When you're 17 and the world's beautiful facing facts is just as slick fun as dancing or going to parties.
17 yaşındayken ve hayat güzelken gerçeklerle yüzleşmek, dansetmek ya da partilere gitmek kadar eğlencelidir.
You're beautiful and I like you.
Hoşlandım senden.
- You're welcome! And for beautiful flowers...
Resim için size teşekkür etmek istiyorum.
You're the most beautiful girl in the world, and the sweetest, the dearest.
Bence dünyadaki en güzel kızsınız, en tatlısı, en şekeri.
Oh, Scarlett! You're so fine and strong and beautiful.
Scarlett, o kadar iyi güçlü ve güzelsin ki.
Because you are a beautiful dancer, but you're so smug and conceited that you can't see any further than your funny nose.
Harika bir dansçısın ama kibirli ve kendini beğenmişsin komik burnundan daha ötesini göremiyorsun.
No, but I'm afraid after we're married a while a beautiful young girl will come along and you'll forget all about me.
Hayır, ama evlendikten sonra güzel bir kızın gelip beni unutmandan korkuyorum.
And another man sees you and thinks you're beautiful. And it's all to do over again.
Başka bir erkek seni görür, ve o da senin güzel olduğun duygusuna kapılır ve her şey yeniden başlar.
You're so charming, so young and so beautiful.
Çok büyüleyici, genç ve çok güzelsiniz.
Take a look in the mirror, beautiful, and if you're thinking of somebody else, don't be a sucker.
Aynaya bir baksana güzelim. Başka birini düşünüyorsan aptallık etme.
To be... to be glad you're alive... to be grateful because people are kind to you... to be able to see some of nature's great wonders... the budding of the flowers in spring... the changing of leaves in the autumn... to be able to appreciate beautiful music... to be conscious of the beauty of tasting and feeling... and hearing only the things that are good for you.
Yaşadığın için memnun olmak. İnsanlar sana nazik oldukları için müteşekkir olmak. Doğanın mucizelerini görebilmek.
And you're just as beautiful!
Siz de güzelsiniz! Hem de çok güzel!
You're older, and more beautiful.
Büyümüşsün ve daha da güzelleşmişsin.
Well, I'm afraid we're wasting a perfectly beautiful moon and I'm keeping you up.
Korkarım, ayın güzelliğini konuşarak boşa harcıyoruz ve sizi alıkoyuyorum.
Because you're beautiful and you're level... and you're different.
Çünkü güzelsin ve içtensin... Ve farklısın.
If I put my hand in my pocket And gave you a ruby, a million-Dollar ruby For nothing, because you're beautiful
Elimi cebime atıp karşılıksız, güzel olduğun ve üstün yanları olan bir çocuk olduğun için karşılık beklemeksizin, sırf vermek istediğim için sana bir yakut, milyon dolarlık bir yakut versem hani fena mı olurdu?
Well, you are beautiful and you're fun and you're good to me.
Harikasın, eğlencelisin ve bana iyi davranıyorsun.
- You're beautiful and intelligent.
- Güzel ve zeki bir kadınsın.
You're very beautiful tonight, and I love you so...
Bu gece çok güzelsin ve seni o kadar çok seviyorum ki...
Because you're beautiful and they all like you too much.
- Çünkü sen güzelsin ve seni seviyorum.
She's a beautiful young girl, and you're a reasonably healthy young man.
Çok güzel bir genç kız, siz de sağlıklı bir genç adam sayıIırsınız.
And a few minutes later you said to me, "Gee, you're beautiful."
Bir kaç dakika sonra bana "Çok güzelsin." dedin.
You're probably the most innocent and most beautiful sinner in the whole wide war.
Bu koca savaşın içindeki en masum ve en güzel günahkar sensindir.
And I do think you're beautiful.
Hem seni çok güzel buluyorum.
You're young and brave and beautiful and good.
Sen genç, güzel, cesur ve iyisin.
You're beautiful and I love you.
Güzelsin ve seni seviyorum.
Because your eyes are shining and you're more beautiful each time I see you.
Çünkü gözlerin parlıyor ve her gördüğümde daha güzel oluyorsun.
I'm still waiting for the picture in your paper. You jerk. And you're just beautiful!
Hala gazetede fotoğrafımın çıkmasını bekliyorum.
- You're beautiful and stubborn.
- Çok güzel ve inatçısın.
You're really young and beautiful.
Gerçekten genç, hoş bir bayan.
Well, ok, excuse me, you're still young and beautiful.
Peki iyi, kusura bakma. Hâlâ genç ve güzelsin.
You're beautiful and talented.
Güzel olduğun kadar hünerlisin de.
You're young, beautiful, and smart.
Gençsin, güzel ve zekisin.
You can't even see and you're trying to tell me how beautiful they are.
Sen daha göremiyorsun bile ama bana onların ne kadar güzel olduklarını söylemeye çalışıyorsun.
And you're one hell of a beautiful girl.
Ve sen de kahrolası güzel bir kızsın.
You're both young, beautiful and healthy.
İkinizde genç, güzel, sıhhatli insanlarsınız.
You're beautiful, you're smart, you're funny, and you can kick a man's ass no problem.
ve bir adamın kıçını tekmeleyebiliyorsun. Sorun değil. - Çok haklısın.
'Cause you're a beautiful animal... and I'm weak.
Çünkü sen güzel bir hayvansın ve ben de zayıfım.
And I think you're beautiful.
Ve çok güzel olduğunu düşünüyorum.
You're young, rich and beautiful, and my wife is divorcing me.
Gençsin, zenginsin, güzelsin, üstelik karım beni boşayacak.
You're the very image of your mother and every bit as beautiful.
Annene çok benziyorsun ve herşeyin onun kadar güzel.
Because, of all Uncle James's 007s, you're the most beautiful and desirable.
Çünkü, James Amca'nın tüm 007'leri içinde, sen en güzel ve çekici olanısın.
When you make a bet you're supposed to play it fair and I had every right to... call the Gauls, and I'll prove to you that my Egyptians can still build a beautiful... palaces, and I insist that the Roman leave the builders alone and let me tell you...
Bir bahse girdiğinde dürüst oynamalısın, ayrıca Galyalıları çağırmak için her türlü... hakkım da var, ve sana Mısırlılar'ın hala güzel saraylar yapabileceğini... kanıtlayacağım, Romalı'ların İnşaatçıları rahat bırakmalarını konusunda ısrar ediyorum, Ayrıca söylemeliyim ki...
I think you're beautiful. - And I like your car.
Kendiniz ve arabanız çok güzelsiniz.
They're beautiful and you're longing to know what is inside.
Çok güzeller ve içlerini görmek için sabırsızsınız.
You're a fairy, she was beautiful, and you killed her.
Sen bir'fennel'sin, karın çok güzeldi, ve sen onu öldürdün.
Oh, yes, you're the most beautiful mama... of all the world's towns and provinces.
Ah evet. Kutsal bakirelerden bile daha güzelsin.
I had the most wonderful day today... and... you're very beautiful.
Bugün harika bir gün geçirdim... ve... sen çok güzelsin.
But you're so young and beautiful.
Ama çok genç ve güzelsiniz.
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17