And you know what they say Çeviri Türkçe
217 parallel translation
And you know what they say?
Ne diyorlar biliyor musun?
- And you know what they say.
- Ve ne denir, biliyorsun.
And you know what they say about catching the bridal bouquet.
Gelinin buketini yakalayan için ne derler bilirsin.
What does that mean? And you know what they say about dark Italians.
Koyu tenli İtalyanlar için ne derler bilirsin.
And you know what they say.
Ve ne derler bilirsin.
And you know what they say... about little girls, don't you?
Ve küçük kızlar hakkında.. .. ne dediklerini bilirsin, değil mi?
And you know what they say about Ike.
Ve Ike için ne derler biliyorsun.
And you know what they say about spitting'in the wind.
Rüzgara karşı tükürünce, ne olduğunu bilirsin.
And you know what they say about people who talk talk themselves.
Kendi kendine konuşanlara ne derler bilirsin.
And you know what they say about the first year?
İlk yıldönümü demekle kastettiğimi anladınız mı?
- Yee-haa! - Just remember where you got your start... my crap-house, and you know what they say,
Sakın nereden başladığını unutma benim çöplüğümden.
And you know what they say :
Ne derler bilirsin.
You're miserable, and you know what they say about misery loving company.
Sen mutsuzsun, mutsuz aşklar topluluğu hakkında ne derler bilirsin.
And you know what they say.
Ayrıca ne derler bilirsin.
Yes, and you know what they say about babies having babies- it's a crisis. - Oh, you...
Bebeklerin bebek yapmasına ne derler bilirsin, bu bir kriz.
And you know what they say about girls with big feet
Kocaman ayaklı kızlar hakkında ne denir bilirsin.
You know what they say about time and tide, Mr. Fezziwig.
Zaman ve mevsim için ne derler bilirsiniz, bay Fezziwig.
You know, all these boys'clubs that I go to I gotta think what they'd say and the neighbors and, you know, the kids that my Audrey plays with.
Gittiğim kulüplerdeki çocukların, komşuların ve Audrey'min arkadaşlarının neler söyleyeceğini düşünmeliyim.
And you know what they used to say?
Ne diyorlardı biliyor musun?
You know what they say about fancy dames and their chauffeurs, don't you?
Sosyetik kadınlar ve şoförleri hakkında neler denir biliyorsun, değil mi?
And do you know what they always say? They look at his hands.
Ellere bakarlarmış.
No, no, no, it's married life and, you know what they say, it's it's the face powder that gives a man interest, but but it's the baking powder that keeps him home.
Yo, yo, yo, evlilik hayatı... Hem bilir misin ne derler... erkeği çeken yataktır, ama... evde tutan mutfaktır.
You know what they say : "Smile and the world smiles with you."
Ne derler bilirsin : "Gülümse ki, tüm dünya da seninle gülümsesin."
Jesus, I don't know how you can get money from a dead body, I mean, I don't believe those people and what they say.
Ölü birinin üzerinden para kazanmayı nasıl düşünüyorsun anlamıyorum.
- You know what they say in the building? - No, and I don't care!
- Apartmanda ne diyorlar haberin var mı?
What do you say when he points them out and you look in the mirror and don't know where they came from?
Morlukları gösterdiğinde ne diyebilirsin ki aynaya bir bakıyorsun, nereden geldiğini bilmediğin morluklar var.
- Don't say that, Djura, everyone would say the same until they become familiar with the spy world they can make plans in front of you and you wouldn't know what are they saying...
Doğru, Djura. Casusluk âleminden haberi olmayan herkes böyle der. Burnunun dibinde gezerken planlar yaparlar, haberin bile olmaz.
And you know what they say about black studs. Shock value.
Ani ilgi.
And you know what they say.
Ne derler bilirsin.
They'll pat us on the head and say, " Well, what you know about Universe is pretty much correct. You got at lot to learn yet, but you are doing fine.
Kafamızı okşayarak şöyle derlerdi, " Eh, Evren hakkında bildiklerinizin neredeyse tamamı doğru öğreneceğiniz daha çok fazla şey var, ama iyi gidiyorsunuz.
And then they die. Maybe a few good sports, you know, do it just to please him, but sooner or later they say "What the hell is this?"
Belki birkaç jimnastik hareketi hoşlarına gider,..... ama kısa bir süre sonra sıkılıp "Nedir bu lanet şey?" diye sorarlar.
I know, such as you knew, what the case between Monsieur Langton and Mademoiselle Dean it did not finish as they say.
Aynı sizin, dediklerinin aksine Matmazel Dean ile Mösyö Langton arasındaki aşkın bitmediğini bildiğiniz gibi.
Say where you're from and they know what to expect.
Nereli olduğunu söyle, neren güzel veya hangi muamelen iyi, anlaşılır.
You know what they say... "He giveth and he taketh away."
Ne dediklerini biliyor musunuz "O verdi ve O alır."
And you all know me or what they say about me.
Ve hepiniz beni biliyorsunuz ya da hakkımda söylediklerini.
Yeah, well, 20 / 20 hindsight and all that. You know what they say.
Ne derler bilirsin, son pişmanlık fayda etmez.
It's just that, well, you know, I've been in the radio game for some time now, and I think I've learned enough about broadcasting, as they say, to know what it is that makes my show a good show.
Bildiğin üzere bir süredir radyo işindeyim ve yayıncılık hakkında yeterince şey öğrendiğimi düşünüyorum. Dedikleri gibi, bilindiği üzere bu da programımı iyi bir program yapıyor.
You know what they say -'Behind every good man, there stands a woman to guide and inspire him.'
Hani derler ya -'Her iyi adamın arkasında, Onu yönlendiren ve ona ilham veren bir kadın vardır.'
They say that because the pros can hit it so far... that they should lengthen the length of all the courses, and... you know, I know I'm probably droning on here... but what about tradition?
Profesyoneller o kadar uzağa vurabiliyorlarmış ki sahanın uzunluğunu uzattıkça uzatmaları gerekmiş, ve... Biliyor musunuz, Şu anda büyük ihtimalle saçmalıyorum... Ama geleneklere ne demeli?
You know how they say some people can look at you and tell you what's wrong?
Hani bazı insanlar için, sana bakar ve neyin var anlar derler ya.
You know what they say. Between the plaster and the marble, a masterpiece may be ruined.
Hem ne demişler, Between alçıyla mermer arasında bir başyapıt heba olabilir.
You know what they say about women and trolley cars.
Kadınlar ve balıklar için ne derler bilirsin.
- And you know... what they say about real estate... location, location, location.
- Ve bildiğiniz gibi.. gayrimenkuller için ne derler.. konum, konum konum.
- And then you know what they say?
- Ve sonra ne derler biliyor musun?
But I believe I know what you are not. And you are not what they say.
Dedikleri gibi değilsiniz.
You know what they're gonna say before it even comes out their mouth... and you just wanna stab them in the neck with a pencil!
Eşiniz daha ağzını açmadan ne söyleyeceğini bilirsiniz... ve kurşun kalemi sırtına saplamak istersiniz!
They're getting entirely too much attention and I know what you're thinking you say, Jesus he's not going to attack children is he?
Çok fazla dikkat çekiyorlar ne düşündüğünüzü biliyorum diyorsunuz ki Tanrım, çocuklara çatmayacak, değil mi?
You know what they say? They say certain Chetnik extremists when they come to town... not only do they torture and kill everybody... they cut out their eyes to keep score.
Söylendiğine göre, Bazı Tchetnik'ler, bir şehri aldıkları zaman, katliam yapmakla yetinmiyorlar.
I mean everyone just says that you just know. But what if that's just what they say and they never really know?
Yani herkes öylece bilirsin diyor ama ya eğer söyledikleri gibiyse ve gerçekten hiç bilmiyorlarsa?
You get your nurse alone, take a breath, let her see your eyes glisten, and say, " Baby, they're training me for war, and I don't know what'll happen, but if I die tomorrow, I want to know
Hemşirenin yanına git. Nefes al. Gözlerinin parladığını görsün ve şöyle de :
When I say "love", the sound comes out of my mouth... and it hits the other person's ear, travels through this Byzantine conduit in their brain, you know, through their memories of love or lack of love, and they register what I'm saying and say yes, they understand.
"Aşk" dediğimde ses ağzımdan çıkar sonra diğer kişinin kulağına çarpar beyninin kıvrımlı kanallarında yolculuğunu yapar yani, sevginin bulunduğu ya da bulunmadığı anılardan geçerek dediğimi kaydederler, sonra'evet'derler, anlamışlardır.