Antarctica Çeviri Türkçe
596 parallel translation
Your goal, gentlemen, Antarctica.
Hedefiniz beyler, Antarktika.
I've read a great deal about Antarctica.
Antarktika hakkında çok araştırma yaptım.
I wasn't thinking of Antarctica exactly.
Beni tam olarak Antarktika düşündürmüyor.
I hope you won't mind having to fly the first woman over Antarctica.
Umarım Antarktika üzerinde uçacak ilk kadını uçurmaktan rahatsız olmuyorsundur.
Now, their mission, the greatest aerial exploration and mapping program of Antarctica ever undertaken.
Görevleri Antarktika'nın havadan keşfi ve yapılmış en geniş kapsamlı haritalandırılmasıydı.
Now, here you see the first pictures ever made of Antarctica's ice-free warm water region, first discovered by the Byrd expedition in'47 and which will be thoroughly investigated by a member of our own group...
Şu anda, ilk defa Byrd tarafından 1947'de keşfedilen Antarktika'nın buzsuz, sıcak vaha bölgesinin ilk görüntülerini görüyorsunuz ve ekibimizin bir üyesi tarafından detaylı bir şekilde incelenecektir -
Twenty-five more days and after that we'll be the only humans in Antarctica.
25 gün daha ve sonra Antarktika'daki tek insanlar biz olacağız.
But the transfer of radioactivity to us would be progressively decreased, and human life could go on here or, at least in Antarctica...
Böylece radyasyonun bize geçme oranında gözle görülür bir azalma olabilir. İnsanoğlu burada yaşamaya devam edebilir. Ya da en azından Antarktika'da.
Asia, Africa, Antarctica.
Asya, Afrika, Antarktika.
All this stuff I keep hearing about this big hole in the sky over Antarctica, it's frightening me.
Sokakta otomobilini gördüm, fakat ne zaman burada olacağını, gerçekte seni ne zaman göreceğimi hiç kimse bana söylemedi. Eve hoş geldin, bebek.
To devise a fairer system of tests A team of our researchers spent 18 months in antarctica Living like penguins
Daha adil bir test sistemi için bir araştırmacı grubumuz 18 ay Antarktika'da penguenler gibi yaşadı ve bunu müteakip penguenler gibi öldü, ama daha çabuk.
This is commercial towing vehicle Nostromo, out of the Solomons, registration number 180924609, calling Antarctica traffic control.
Burası ticari çekiş aracı Nostromo Solomons'dan, kayıt numarası 180924609. Antarktika trafik kontrolünü arıyor.
Calling Antarctica traffic control.
Antarktika trafik kontrol lütfen.
Do you read me, Antarctica?
Duyuyor musunuz, Antarktika?
Australia and Antarctica were also joined, and they lay beside the east coast of Africa.
Avustralya ve Antarktika'da birbirlerine bağlıydı ve Afrika'nın doğu kıyısının yanında yer alıyorlardı.
Here in Australia these ancient, beautiful trees, the southern beech, still grow, just as they once did in Antarctica and still do in South America.
Burada, Avustralya'da bu eski ve güzel ağaçlar yani güney kayınları yetişmeye devam eder. Tıpkı eskiden Antarktika'da ve halen Güney Amerika'da olduğu gibi.
That change in Australia's climate can be traced right back to a time some 45 million years ago when the continent first split away from Antarctica.
Avustralya iklimindeki o değişiklik bundan 45 milyon yıl kadar önce kıtanın Antarktika'dan ilk kez koptuğu dönemde başlıyor.
One whale might be off the Ross Ice Shelf then in Antarctica and communicate with another whale in the Aleutians in Alaska.
Antartika'daki Ross buz tabakasındaki bir balina Alaska'daki Aleutians'da yüzen bir diğeriyle iletişim kurabilir.
It had gone past the storm and is proceeding toward Antarctica
KÖTÜ HAVAYI ATLATIP ANTARKTİKA'YA DOĞRU İLERLEMEKTEDİR
In order to be successful at the campaign, - the team is staying in Antarctica during the winter.
Bu görevde başarılı olmak için ekibimiz kışı Antarktika'da geçiriyor.
This is also a fight against the cruel nature of Antarctica.
Bu aynı zamanda, Antarktika'nın zor koşullarına karşı bir mücadeledir.
And you also grew up in Antarctica.
Üstelik bir de Antarktika'da yetiştiniz.
Because you have already arrived at Antarctica?
Sanki daha önce Antarktika'ya mı ulaşmıştın?
It is decided that dog sleds should be used - to travel around Antarctica.
İçerilere yolculuk etmek için köpek kızaklarının kullanılmasına karar verildi.
The goal is to - arrive at Botsnnuten, which is on the inland of Antarctica.
Amacımız daha yüksekteki Botnnuten'e ulaşmak.
Here it is different than Japan, this is Antarctica.
Burası Japonya'ya benzemez. Burası Antarktika.
It's okay, I can tolerate this - because this is Antarctica, the land of my dream.
Ama sorun değil, buna katlanabilirim çünkü Antarktika benim hayallerimdeki yer.
Taro and Jiro were brought to Antarctica when they were puppies.
Taro ve Jiro daha enikken Antarktika'ya getirildi.
They know nothing about the Antarctica and the dogs - but they still talk like that.
Antarktika veya köpekler hakkında hiçbir şey bilmiyorlar yine de konuşuyorlar.
Antarctica in May.
Antarktika-Mayıs.
Mirage appears in Antarctica all the time.
Antartika'da ara sıra seraplar görünür.
Winter has arrived in Antarctica.
Kış Antartika'ya geldi.
In Antarctica, the sun does not appear - from May to July.
Güneş Antartika'da Mayıs'tan Temmuz'a kadar gözükmez.
The whole Antarctica becomes dark and hellish.
Kıta'nın tamamı karanlığa ve tehlikeye bürünür.
Aurora takes over the sky in Antarctica.
Aurora Australis Antartika göğünde açığa çıkar.
The hottest days In Japan - would be the coldest days in Antarctica.
Japonya'nın en sıcak günleri Antartika'nın en soğuk günlerine mi denk geliyor?
Didn't I tell you the guy don't like to talk about Antarctica?
Antartika hakkında konuşmayı sevmediğini sana söylememiş miydim?
The Karafuto dogs, who were sacrificed in honor - during the exploration in Antarctica, - was born here, in Hokkaido. Then they were raised in this town.
Antartika araştırmasında şerefli bir şekilde ölen Sakhalin Haski köpekleri burada, Hokkaido'da doğdu ve bu şehirde yetiştiler.
Is that because of the guilt brought by the fact - that you left these dogs in Antarctica?
Bunun nedeni köpekleri orada bırakmanın verdiği suçluluk duygusu mu acaba?
Even if he can survive on Kio by himself, - but you can't compare Antarctica with Kio -
Kio'da hayatta kalmayı başarmıştı ama Kio ile Antartika'yı karşılaştıramayız.
Springtime arrived in Antarctica.
İlkbahar Antartika'ya geldi.
For Taro and Jiro, who grew up in Antarctica, - the base is their home.
Antartika'da yetişen Taro ve Jiro'ya göre Shouwa üssü onların evi.
At least twelve people would form the third Antarctica expedition team
EN AZ ON İKİ KİŞİ ÜÇÜNCÜ KIŞ ARAŞTIRMA EKİBİNİ KURACAK.
You should go to Antarctica and see for yourself.
Antartika'ya gitmeli ve kendin görmelisin.
See, the way I see the background of the character, that the Id was conceived on an ice floe in Antarctica.
Bak, karakterin geçmişini şöyle tasarladım. Antartika'da suda yüzen bir buz tabakasından çıkıyor.
Ice floe in Antarctica? That's very good.
Antartika'da buz tabakası mı?
I am going to end up commanding a penguin watch in lower Antarctica!
Beni Güney Antarktika'ya penguen izleme görevine sürecekler.
Katie, you were right, we should have gone to Europe or Antarctica or the Dead Sea.
Katie, haklıymışsın. Avrupa "ya gitmeliymişiz. Veya Antartika veya Ölü Deniz" e
On the surface, Heather Duke was the vivacious young lady we all knew her to be... but her soul was in Antarctica, freezing with the knowledge of the way fellow teenagers can be cruel... the way that parents can be unresponsive... and as she writes so eloquently in her suicide note, the way that life can suck.
Görünüşte Heather Duke'ün hayat dolu genç bir bayan olduğunu hepimiz biliyoruz ama ruhu Antarktika kıtasında genç arkadaşlarının acımasız olabileceğini bilerek donuyor anne-babasının tepkisiz kalabileceğini ve intihar notunda anlamı yazdığı gibi hayat berbat olabiliyordu.
The Freedom Adventurer has commenced its maiden voyage to Antarctica.
Freedom Adventurer Antarktika'ya seferlerine başladı.
You can't see the ozone but our satellites and other instruments have detected a hole bigger than Europe in the ozone over Antarctica.
Ozonu göremezsiniz ama uydularımız ve diğer araçlarımız Antarktika üzerindeki ozonda Avrupa kıtasından daha büyük bir delik tespit etti.