English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / Aren't you leaving

Aren't you leaving Çeviri Türkçe

167 parallel translation
- You aren't leaving?
Ama Pitty Teyze, gitmiyor musun?
- You aren't really leaving, are you?
- Hemen gitmiyorsunuz, değil mi?
- You aren't leaving me behind.
- Beni arkada bırakamazsın.
Aren't you leaving here pretty soon?
- Sen yakında gitmiyor musun?
Leaving a little early, aren't you, Peggy?
Biraz erken gidiyorsun, değil mi Peggy?
Aren't you happy that I'm leaving?
Evden ayrıldığıma sevinmiyor mu?
But aren't you leaving tomorrow at dawn?
Sabah erkenden gitmiyor musunuz?
Aren't you leaving?
Gitmiyor musun?
You aren't leaving? ! Beat it!
Defolup gitmiyor musun!
You're leaving soon, aren't you?
Yakında gidiyorsun, değil mi?
- You're leaving, aren't you?
- Gidiyorsun değil mi?
You and the boy aren't leaving here.
Sen ve çocuk hiçbir yere gitmiyorsunuz.
Aren't you unhappy about leaving Triacus?
Triacus'dan ayrıldığın için mutsuz değil misin?
Aren't you upset about leaving your parents? My parents?
Anne ve babandan ayrıldığın için üzgün değil misin?
But you're leaving soon too, aren't you?
Siz de hemen gideceksiniz değil mi?
Aren't you leaving?
Gelmiyor musun?
You aren't leaving.
Gitme burdan
You aren't leaving?
Gitmiyorsun ya?
- You aren't leaving us, are you?
- Buradan ayrılmayacaksınız değil mi? - Evlenince beni burada ister misiniz?
Leaving your boyfriend in the lurch a bit, aren't you?
Erkek arkadaşını belanın ortasında mı bırakacaksın?
Aren't you leaving tomorrow.
Yarın yok musun?
You're leaving, aren't you?
Gidiyorsun ha?
Charlie, you're leaving with her, aren't you?
Charlie, onunla gidiyorsun, değil mi?
Aren't you leaving?
- Ne bekliyorsun?
You really are leaving here, aren't you?
Gerçekten buradan gidiyorsun, değil mi?
You guys aren't leaving, are you?
- Ben iyiyim. - Gidiyor musunuz?
Aren't you leaving?
Ayrılmıyor musunuz?
You're leaving now, aren't you?
Gidiyordun, değil mi?
Aren't you leaving? !
Gitmiyor musun daha?
You aren't leaving me out here, are you?
Beni burada bırakmayacaksın, değil mi?
Aren't you leaving?
Ayrılmıyormusun?
- Aren't you leaving?
- Sen de mi ayrılıyorsun?
You aren't leaving?
- Gitmiyorsun değil mi?
Are you leaving or aren't you?
Gitmiyor musun sen?
They aren't leaving without Marmax, and I'm not leaving without you.
- Marmax olmadan gitmiyorlar ve... bende sen olmadan gitmiyorum.
It's like someone's always leaving the door open to the next world... and if you aren't paying attention, you could just walk through it... and then you've died.
Birileri hep bir sonraki dünyaya açılan kapıyı açık bırakıyor gibidir. Eğer dikkat etmezseniz, bunu gözden kaçırırsınız ve ölüverirsiniz.
- You aren't angry that I'm leaving?
- Gidiyorum diye kızgın değilsin değil mi?
- Aren't you leaving?
- sende mi ayrılıyorsun?
Aren't you leaving?
Gideceğinizi söylediğinizi sanıyordum.
You're leaving something out, aren't you, Sharon?
Bir şeyleri eksik bıraktın değil mi?
You're leaving, aren't you?
Gidiyorsun, değil mi?
- You're leaving, aren't you?
— Gidiyorsun, değil mi?
Aren't you leaving him?
Ayrılmadınız mı?
Aren't you leaving for somewhere?
Herhangi bir yere gitmiyor musun?
- Aren't you leaving for somewhere?
- Herhangi bir yere gitmiyor musun?
You're leaving with the stallion, aren't you?
Bu aygırla birlikte gideceksin, değil mi?
You're leaving, aren't you?
gidiyorsun, değil mi?
Aren't you leaving?
Çıkmıyor musun?
- Aren't you leaving, Musa?
- Sen çıkmıyor musun Musa?
Say, aren't you leaving a hole in the middle of some soggy group hug?
Ee, sen şimdi yapış yapış bir grup sarılmasının ortasında delik bırakmış olmuyor musun?
( Archie Goodwin ) When leaving a place you aren't supposed to be, it's routine to consider what you have touched.
Olmamanız gereken bir yerden ayrılırken neleri ellediğinizi gözden geçirmek rutin bir işlemdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]