English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / Assuring

Assuring Çeviri Türkçe

83 parallel translation
I mean, it's assuring having a man near one in case he's needed.
Yani gerektiğinde insanın yanında bir erkek olması... güven veriyor.
It is i who am assuring you.
ben sizi temin ederim.
Assuring me
Garantiye alır
You keep insisting that there's no danger. I keep assuring you that there is.
Tehlike olmadığında ısrar ediyorsunuz.
While also assuring an act within the majesty of the law.
Aynı şekilde bu hukukun yüceliğini göstermektedir.
Assuring my money doesn't leave the property.
Paramın mülkümden ayrılmamasını garanti altına alıyorum.
It's nothing, I was just assuring Mr. Lingk.
Bir önemi yok, Bay Lingk'in sigortası var. Bay Lingk mi?
Assuring me of a job there.
Bana göre bir iş olduğunu onaylayan.
I am assuring you that you are not in any danger.
Sizleri temin ederim ki tehlikede değilsiniz.
Finally, each member race will be able to contribute volunteers to join the Rangers... thereby assuring their independence and fairness.
Son olarak, ittifakın tüm üyeleri, kendi ırklarından gönüllülerin kolculara katılmasını sağlayarak adalete katkıda bulunabilirler.
Your first task will be to address the Cardassians, assuring them that...
İlk göreviniz halkınıza seslenip, Dominion'un onları menfaatlerini düşündüğünü...
Assuring your own executions in two solar days along with mine?
Şu iki güneş günü sonraki idamıma kendini de dahil ettin diye mi?
- He was assuring Pilot that it wasn't.
- Pilotu o olmadığına ikna ediyordu.
In your moderately attractive suburban home, with your moderately attractive suburban wife, assuring that my future would look nothing like yours.
Haber verdiğiniz için teşekkürler. Günaydın efendim. - Kahve ister misiniz?
In the Northern hemisphere the migrating birds are assuring the new spring
Kuzey yarıkürede göçmen kuşlar yeni baharı garantiye alıyor
I gave a speech only this morning to my staff, assuring them there would be no cutbacks and certainly no redundancies.
Bu sabah çalışanlarımla konuştum, ve onlara kesinti ya da işten çıkarma olmayacağına dair garanti verdim
But what I found out, it's not so E-assuring.
Ama bunu buldum, pek de E-güven verici değil.
Aunt Mary is everywhere here, her calm presence assuring us that all things will go on as they have before.
O her yerde. Varlığı bize her şeyin yoluna gireceğinin sözünü veriyor.
Why do I have to keep assuring people that I know what I'm doing?
Neden insanları sürekli işimi bildiğime inandırmak zorunda kalıyorum?
I learned the mysterious secrets of their ancient ways... supping as their own young do on a steady diet of milkweed... thus assuring my toxicity to this day.
Onların eskiden kalma yöntemlerinden çok şey öğrendim. Sanki onların çocuğuymuşum gibi bitkilerin özsuyunu yudumladım. Zehirliliğim buradan gelir.
All assuring me that I'll have 20 radio cars back in service at the end of the week.
Bu hafta sonuna kadar 20 tane arabamı geri göndereceğini söylüyordu.
Should Gerak be successful, he would win the hearts of many undecided Jaffa. Thereby assuring undisputed influence over the Council.
Gerak başarılı olursa, birçok Jaffa'nın kalbini kazanır ve bu da konsey üzerinde etkisini kesin kılar.
He graciously watches over and protects his chicks, assuring their safety until they are old enough to fend for themselves.
Herzaman çozuklarını korur ve onlara sahip çıkar, ta ki büyüyüp kendi başlarına hayatta kalmalarını öğretene kadar.
Building our nation, guarding its security, assuring the future of America.
Vatanımızı geliştirir, güvenliğini sağlar, Amerika'nın geleceğini garanti ederler.
I've done that, like, ten times, and every time they'd write me a letter assuring me that this is not spam and that they're writing especially to me.
Her defasında bunun reklam çöpü olmadığını yazan bir mektup yolladılar. Güya özel olarak bana gönderiyorlarmış.
I'm assuring we are not subject to anything.
Hiçbir şeye karşı boyun eğmememizi temin ediyorum.
Now we need to immediately send a telegram to every one of our clients assuring them that business will not be interrupted.
Hemen bütün müşterilerimize işlerin aksamayacağını bildiren bir telgraf göndermemiz gerekiyor.
For despite the endless waking hours spent assuring himself that his heart was on the mend, Ned discovered the truth in his sleep.
Yüreğinin iyileşmekte olduğuna kendini inandırmak için uykusuz geçirdiği bitmek bilmeyen saatlere rağmen Ned, gerçeği uykusunda keşfetmişti.
Which is why after assuring Sarah's safety and Mike Traceur's help, I've been programmed to go to the FBI and turn myself in.
Bu yüzden Mike'ın yardımını alıp Sarah'nın güvenliğini sağladıktan sonra FBI'a gidip teslim olmak üzere programlandım.
- force us to withdraw. - So, you're assuring me, without equivocation, - that there is no such missing weapon?
- O zaman, kaçamak konuşmadan, bu tür kayıp bir silah olmadığı hususunda bana garanti mi veriyorsunuz?
- You should've thought of that while repeatedly assuring me that you were over your ex.
- Bunu, defalarca bana eski aşkından vazgeçtiğini söylemeden önce düşünmeliydin.
The key dilemma in any young superhero's life... Does she reveal her identity to the world or does she keep it a secret, assuring her security but also her alienation?
İşte tüm genç süper kahramanların hayatındaki en zorlu ikilem dünyaya ya kimliğini açıklayacaksın ya da sır olarak saklayarak kendini güvene alacak ayrıca uzaylılığını da koruyacaksın.
So you're assuring me that this ceremony is completely safe.
Yani, bana bu törenin tamamen güvenli olduğunu garanti edebiliyor musun?
These are just a few examples of assuring that your rights are being protected.
Bunlar, haklarınızı koruma altına alan teminatlara yalnızca bir kaç örnek.
.. assuring that you won't make the same mistake in the future.
.. bunu bir daha yapmayacagina dair yazili bir özür verecek.
Mm, I'm assuring you, you don't.
Emin ol tanımıyorsun.
REBECCA'S UNCLE : I spent the day today leading police detectives through all of my properties here in Phoenix, assuring them that I have absolutely no idea where she might be.
Bugün polisleri nerede olabileceğine dair kesinlikle bir fikrim olmadığına onları temin etmek için Phoeniks'deki mülklerimi gezdirerek geçirdim.
As many of you know, I have been travelling through the region assuring our allies that the anti-ballistic missile shield will give our troops and our allies in Eastern Europe a new level of safety and security.
Bir çoğunuzunda bildiği gibi, bu bölgedeki yolculuklarım esnasında müttefiklerimizi, Anti-Balistik Füze Kalkanının, birliklerimiz ve Doğu Avrupa'daki müttefiklerimizin güvenliği açısından yeni bir basamak olduğu konusunda ikna etmeye çalışıyordum.
Under various pseudonyms, you bought, schemed, or murdered your way into numerous industries, assuring that none of it could be traced to you.
Çeşitli sözde isimler ile satın alarak, entrika ya da cinayetlerle hiçbirinde izinin bulunmayacağından emin olarak sayısız sanayiye el attın.
That's not gonna be assuring for a football coach.
Bu bir futbol koçunun içini rahatlatmaz.
- I am assuring you right now.
- Şu an seni temin ediyorum.
Dr. Lu was just assuring me that the crisis surrounding Martinez will be over soon.
Dr. Lu, Martinez'in çok yakında tarihe karışacağına beni ikna ediyordu. - Sağol.
Mr. Mayor, I want to thank you for coming here today, To stand with me in assuring the residents of Bensenville that our community is safe.
Bay Belediye Başkanı bugün buraya geldiğiniz ve Bensenville toplumunun güvenliği için benimle birlikte çalıştığınız için teşekkür etmek isterim.
But you've been assuring us for the past three years!
Ama son 3 yildir ayni seyle teselli ediyorsun!
Even now, when I'm assuring you it's bullshit.
Şu anda sana bunun kesinlikle zırva olduğunu söylediğim halde.
Well, if Amy's too busy, that gives the rest of you an opportunity to make my life easier, thus assuring yourselves a footnote in my memoirs, tentatively entitled You're Welcome, Mankind.
Madem Amy de çok meşgul, sizlerden birisi hayatımı kolaylaştıracak bu fırsata sahip olabilir. Böylece, şimdilik adı "Rica Ederim İnsanlık" olan hayat hikayemde bir dipnot olarak yer alabilirsiniz.
I kept Chief Pope from signing that complaint by assuring him that you were capable of seeing his position.
Müdür Pope'a onun makamına saygı duyacağınıza garanti vererek bu dilekçeyi imzalatmadım.
Wait, two days ago you were assuring me that Maggie was ancient history, you had moved on.
Bekle, iki gün önce Maggie'nin geçmişte kaldığını varsayıyordun. Hayatına devam etmiştin.
I talked to President alsharif again about the discussion we had.. and he's assuring me that he has proof.
Başkan El-Şerif'le, altı ay önceki tartışmamız hakkında konuştuk ve elinde kanıt olduğu güvencesini verdi.
The paralytic will render him motionless from the neck down, assuring there will be no interference with our diagnostics.
Felç tutacak onu, boynundan aşağısını. Temin ederim hiç bir teşhisimizle ilgili hiç bir müdahale olmayacak.
Yes, assuring that she could never fail.
Evet, bu yüzden hiç mağlup olmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]