At the end of the night Çeviri Türkçe
227 parallel translation
I wanted to die at the end of the night when a man came to my room.
Gece odama bir erkek geldiğinde ölmek istedim.
Yes, although I must say that the end of the night I spent with you, didn't please me at all.
Evet demem gerek ama sizinle geçirdiğim gecenin sonu beni hiç de memnun etmemişti.
And at the end of the night... I look at my mouthpiece... And it's all bloody.
Gecenin sonunda ağızlığıma baktığımda kan içinde olduğunu görüyorum.
I find myself at the end of the night with some creep, and I tell myself it doesn't matter.
Kendimi gecenin sonunda bir sürüngenle buldum ve kendime önemi yok dedim.
He started to get that look at the end of the night.
Gecenin sonunda bakışları değişmeye başladı.
You say,'If you find a fiver on the floor at the end of the night, what d'you do with it?
'Eğer gecenin sonunda, yerde beş sterlin bulursanız, bununla ne yaparsınız? 'diyeceksin.
It's so easy to get home at the end of the night.
Gecenin sonunda eve varmak öyle kolay ki.
And the part at the end of the night where we say goodbye? It's getting harder.
Gecenin sonunda, vedalaştığımız bölümler ise giderek zorlaşıyor.
Lock up at the end Of the night, scumbag.
Bitti o iş, bok çuvalı.
You might get a shag at the end of the night What?
- Gece çıkmaktan korkuyor musun?
We might not have enough cash to settle you at the end of the night.
Gecenin sonunda paranızı ödemeye yetecek kadar nakit param olmayabilir.
We spent the whole night singing and dancing in some dive outside Phoenix, and at the end of the night, "I Shall Believe" came on the radio.
Phonenix'in biraz dışında bir batakhanede bütün geceyi şarkı söyleyip dans ederek kutladık. Ve gecenin sonunda "I Shall Believe" radyoda çalmaya başladı.
I'll wait for you at the end of the night
Senin için bekliyeceğim Gecenin sonunda
At the end of the night, she said she liked that I didn't talk much.
Gecenin sonunda, fazla konuşmamamın hoşuna gittiğini söyledi.
And at the end of the night he was somber, like the plan didn't work.
Gecenin sonunda, planı işlememiş gibi karamsarlaşmıştı.
At the end of the night, she just splits.
Gecenin sonunda ise ortadan kayboldu.
I CAN'T GUARANTEE THAT THEY'LL BE 100 % SMOOTH, BUT YOUR DONATIONS AT THE END OF THE NIGHT WILL REALLY HELP THE RESEARCH.
100 % temiz olduğunu garanti edemem, ama katkılarınız araştırmama yardım edecek.
We got a lot of dope rappers, and at the end of the night... one will battle last week's winner, Papa Doc.
Çok iyi rapçiler var ve sonunda biri geçen hafta kazanan Papa Doc'la karşılaşacak.
AND THEN, AT THE END OF THE NIGHT,
Ve sonra gecenin sonunda,
YOU KNOW, AT THE END OF THE NIGHT, YOU STILL GO HOME ALONE.
Gecenin sonunda eve yine yalnız dönüyorsun. Sanırım bu gece değil.
- At the end of the night.
- Gecenin sonunda.
But, you know, staying at your grandmother's would also mean that Jess wouldn't have to go out of his way at the end of the night to drop you off.
Tabi, ama büyük annende kalırsan Jess'in seni eve bırakmasına gerek kalmaz.
If you gave a party and told her to leave her baby outside in the hall... and her baby was missing at the end of the night, believe me, there'd be payback.
Bir parti versen ve ona bebeği dışarıda bırak desen ve bebeği kaybolsa tazminat söz konusu olur.
God, I'm lucky if I get a kiss at the end of the night.
Tanrım, gece sonunda öpebilirsem şanslıyım.
At the end of the night, this guy is arrested and goes to jail.
Gecenin sonunda, bu adam tutuklanır ve hapse gider.
Meaning she ruined his paint job at intermission, not at the end of the night.
Demek ki arabanın boyasını molada berbat etmiş, gecenin sonunda değil.
Okay, all these speed-daters filled out these cards, turned'em in at the end of the night.
Tamam, bütün hızlı buluşma katılımcıları bu kartlardan doldurmuş ve gecenin bitiminde teslim etmiş.
I'm just saying, at the end of the night, who cleans them?
Sadece diyorum ki gecenin sonunda onları kim temizliyor?
You know, I had this... weird history of meeting girls and them... disappearing at the end of the night.
Bana şu kızlarla tanışma ile ilgili garip hikayeyi anlattın ve gecenin sonunda ortadan kaybolma ile ilgili söylediklerini.
Yeah... but at the end of the night...
Evet... ama gecenin sonunda...
Finally, at the end of the night, and get this.
Gecenin sonunda şöyle yaptı.
Remember, you wore that red dress, and at the end of the night, I kissed you, and I remember thinking I just... you know,
Hatırla, sen kırmızı bir elbise giyiyordun ve gecenin sonunda seni öpmüştüm, ve şey düşündüğümü hatırlıyorum... bilirsin,
And the night finds me pale and thoughtful... waiting for the end of my exile when the three of us... Athos, Porthos and Mademoiselle d'Artagnan... will sit in the royal box at the opening -
Gece beni solgun ve düşünceli halde sürgünümün bitmesini bekler bir halde bulmuşken üçümüz, Atos, Portos ve matmazel d'Artagnan olarak locamızda galanın başlamasını bekliyor olacağız.
One night at the end of May the first to arrive Poulain a former Mayor found the door closed
Mayıs ayının sonlarında bir gece gelen ilk kişi olan eski vali Bay Poulain kapıyı kapalı bulmuştu.
I'm sorry, but... do you think you'd ever get another good night's sleep wondering what might have been at the end of it all?
Affedersin, ama... her şeyin sonunda ne gibi bir şey olduğunu.. merak ederek iyi bir uyku çektiğini düşünüyor musun?
So you go out armed at night, looking for Poppy, and end up at the house of Simon Johnson and then with three guys on a tram.
Yani gece silahlı bir şekilde Poppy'i aramaya gittin öyle mi? ve Simon Johnson'ın evinde gece son buldu ve sonra 3 adamla tramvayda.
What did you say at the end of your sports report last night?
Dün gece, spor haberlerinin sonunda ne demiştin?
Because this morning... at the far end of the wall you leaned on at night... on the snow...
çünkü bu sabah... gece dayandığın duvarın dibinde,
We're at the end of the first hour... of exciting and intellectual conversation here on Night Talk.
Heyecan dolu entelektüel sohbetlerimizin ilk bir saatinin sonuna geldik. Ayrılmayın.
Far end of the camp. A man wandering alone at night.
Kampın ucunda, gece yalnız dolaşan biri.
At the end of the year, the long night of the Winter Solstice honored Germany's dead.
Yılın sonunda Kış Gündönümü'nün uzun gecesinde Almanya'nın şehitleri onurlandırılırdı.
But at the end of every night, I just couldn't pop the question.
Ama her gece istediğim halde teklifte bulunamadım.
"At the end of her sophomore year" "there was a big night exercise."
İkinci yılının sonunda - - Büyük bir gece tatbikatı düzenlenmişti.
And at the end Of each night... they brush their lips against the other's once more... and taste the other's tongue... growing closer to true mating.
Ve her gecenin sonunda gerçek çiftleşmeye biraz daha yaklaşırken bir kez daha dudaklarını birbirlerininkine sürtüyorlar ve birbirlerinin dilini tadıyorlar.
Then an angel would come at night and bring him to the end of the world.
Sonra gece bir meleğin gelip onu dünyanın sonuna götüreceğini söylemiştin.
Last night... did he attack a woman at the phone booth at the end of the street?
Dün gece sokağın sonundaki telefonda konuşan bir kadına saldırdı mı?
You can't walk around this end of the base at night.
Sana söylemedim.
Then at night, I'd walk down there and Mom would always buy me a grown-up stack of pancakes uh, and I would sit by myself at the end of the counter and eat them.
O gece, aşağı indim ve.. ... annem benim için her zaman gözleme yapıp yığardı, .. ve tezgahın ucunda tek başıma oturup onları yerdim.
Alone must I leave at the end of night
Ve yine yalnız mı ayrılmalıydım? Biten gecenin sonunda.
I'll quit tomorrow at the end of the day and tell Jack he can pick me up at the regular spot tomorrow night.
Yarın gün sonunda işi bırakırım ve Jack'e yarın akşam beni her zamanki yerden almasını söylerim.
A dog was barking in the empty night,... and at the end of the street... only my mother was waiting with open arms. Doctor!
Ama ıssız gecede bir köpek havlamasıyla caddenin sonunda annemi kollarını açmış bekler buldum.