Attaché Çeviri Türkçe
382 parallel translation
I discussed the naval situation with the French attaché.
Fazlasıyla. Fransız ataşe ile savaş gemilerinin durumunu görüştüm.
He was military attaché.
Berlin'de askeri ateşedir.
And how is your cousin, Edmond de Boeldieu, the military attaché I met in Berlin?
Yeğeniniz Edmond de Boeldieu'den haber alıyor musunuz? Hani şu benim Berlin'de tanıştığım askeri ateşe.
I want to see the military attaché, Colonel von Schwartzkoppen.
Askeri ataşe Albay von Schwartzkoppen'i görmek istiyorum.
- The German military attaché.
- Alman askeri ataşesi.
My agents got hold of a special message addressed to Esterhazy from the German military attaché.
Esterhazy'ye bir aracıyla Alman Askeri Ataşeliğinden özel bir mesaj gönderdim.
Didn't he try to have a perfectly sane secret service agent certified as insane because he described the commandant as visiting a foreign military attaché?
Yabancı bir askeri ataşeyi görmeye gittiği zaman gizli servis ajanı onaylı, akli denge bozukluğu raporu almaya çalışmadı mı?
Did Commandant Esterhazy not have dealings with the military attaché Colonel von Schwartzkoppen?
Komutan Esterhazy'nin Albay von Schwartzkoppen ile gizli anlaşmaları yok muydu?
It was written by one foreign military attaché to another, containing the words :
İki yabancı askeri ataşe arasında geçen yazışmada şöyle deniyordu :
Herr Müller, the young baron von Ramme was your government military attaché in Spain.
Herr Muller, genç Baron von Ramme İspanya'da sizin askeri ateşenizdi.
My government attaché?
Benim hükümet ateşem miydi?
He was the German government attaché in Spain.
İspanya da Alman hükümeti ateşesiydi.
I was Assistant Naval Attaché at our embassy in Japan, long enough to learn a few things about the Orient.
Japonya'daki büyükelçiliğimizde yardımcı deniz ateşesi iken... Doğu hakkında önemli şeyleri öğrenme fırsatım oldu.
This book purports to be a true account of espionage written by a former German military attaché it reveals the most astonishing details of a case occurred within His Majesty's Embassy in Turkey in 1944 and in which hundreds of top secrets including plans for the invasion of Normandy were stolen and transmitted to the Germans.
Gerçek bir casusluk olayını anlattığını iddia eden ve eski bir Alman askeri ataşesi tarafından yazılan bu kitap şaşırtıcı bir vakanın detaylarını ortaya koyuyor ve 1944 yılında Majestelerinin Türkiye Büyükelçiliği'nde Normandiya Çıkartması'nın planları da dahil yüzlerce gizli sırrın çalınarak Almanlara iletildiğini anlatıyor.
- I said to myself if I were an attaché in a German Embassy what combination would I use?
- Kendi kendime dedim ki Alman Büyükelçiliği'nde ataşe olsam.. ... hangi şifreyi kullanırdım?
It's in a small attaché case in a checkroom.
Bir emanet bürosundaki küçük bir çantada.
Have you a small, blue attaché case?
Küçük, mavi bir çantanız var mı?
- Tell me, inspector how'd you find out about the attaché case?
Müfettiş bey, o çantadan nasıl haberiniz oldu?
And my attaché case?
Ve diğer çantam?
Black attaché case damaged when examined.
Siyah çanta araştırılırken zarar gördğ.
When I knew Klimi, he was a major, our intelligence attaché in Los Angeles.
Klimi'yi tanıdığımda binbaşıydı, Los Angeles'ta istihbarat ataşemizdi.
He brought with him this attaché case.
Yanında evrak çantasını da getirdi.
In this attaché case was found this document in the defendant's own handwriting.
Sanığın kendi el yazısı ile yazdığı bu belge evrak çantasının içinden çıktı.
Do you see here the attaché case that Benton left in your apartment?
Burada gördüğünüz hangi evrak çantasını Benton dairenizde bıraktı?
He'd like you to take up your problem with the military attaché.
Sorununuzu askeri ataşeyle konuşmanızı istiyor.
Everybody in Washington knows that you are not a commercial attaché.
Washington'daki herkes senin ticari ataşe olmadığını biliyor.
And now you'll go into Havana and behave like an innocent commercial attaché.
Sen de şimdi Havana'ya gidip masum ticaret ataşesi numarası yap.
Say, did you see that man with the attaché case just now?
Şu çantasına sarılan adamı gördün mü?
What about the man with the attaché case?
Şu bahsettiğim bond çantalı adam ne olacak?
I have some information on that man with the attaché case.
Bond çantalı adam hakkında birkaç bilgi edindim.
The terminal said they remembered a man with an attaché case.
Terminalden bond çantalı bir adam hatırladıklarını söylediler.
Repeat, strong probability exists that passenger DO Guerrero, seat assignment 23-A, may have an explosive device in attaché-type briefcase.
Tekrar ediyorum, büyük ihtimalle 23-A numaralı koltuktaki DO Guerrero adlı yolcunun bond tipi çantasında patlayıcı madde olabilir.
Jérôme and I met six years ago in Bucharest, where he was the cultural attaché.
Jerome ile altı yıl önce Kültür Ataşeliği yaptığı Bükreş'te karşılaştık.
The Military Attaché will take you from here.
Buradan sonrasını askeri ateşe devralacak.
Yes, that would be an answer, except for one thing. You left your brother's attaché case out there.
- Evet, tek bir şey dışında bu bir cevap olurdu Kardeşinizin evrak Çantayını orada bıraktınız.
These guys with attaché cases.
Evrak çantalı şu adamlar.
We're appointing your father... commercial attaché to the embassy in Rome.
- Çok kolay. Babanı, Roma ticaret ataşeliğine atıyoruz.
Any foreign military attaché he could see what he was happening.
Bu durumun farkında olmayan bir yabancı askeri ateşe dahi yoktu.
E while the Commissioner of Foreign affairses of Stalin, it presses the hand to the military attaché of Hitler, in Moscow, three million German troops they advanced for the border.
Ancak Alman askeri ataşesi Moskova'da Rus dışişleri komiseriyle tokalaşırken 3 milyon kişilik Alman ordusu Rıs sınırına doğru hareket halindeydi.
One more word out of you, Anderson... and I'll lock your head in your attaché case.
Ve, Anderson... senin kafanı evrak çantana kilitleyeceğim.
The attaché from France.
Fransız ateşesi.
A simple press attaché is not important.
Basit bir basın ataşesi önemli değil.
We suggest the military attache to the Swedish legation.
Biz İsveç askeri ataşesini öneriyoruz.
Colonel Borg, the Swedish military attache.
Albay Borg, İsveç Askeri Ataşesi. Dövüşü o yönetecek.
Thank you. I have a signal here sent from our naval attache in Stockholm.
Stockholm'deki deniz ataşeliği... biraz önce bize bir mesaj ulaştırdı.
- You shot Maximilian's military attache.
- Maximilian'ın askeri ataşesini vurdun
Unless you're the military attache, no I'm not.
Siz askeri ataşe olmadığınız sürece, hayır, değilim.
- Did you notice the attaché case?
- Çantayı fark ettin mi?
He has three nightclubs and is in a relationship with Johanna, a young lady with a red Volkswagen who is the secretary of the American embassy's cultural attache.
Üç tane kulüp açtı Ve kendisi gibi bir azize ile birlikte yaşar Kırmızı bir VW'su var
To Colonel Collins, the military attache of the embassy.
Albay Collins ile, elçiliğin askeri ataşesi.
I don't know if he's a boyfriend, some Cultural Attache...
Sevgilisi midir, nedir bir çeşit kültür ataşesi.