Back to Çeviri Türkçe
198,382 parallel translation
Okay, so let's just go back to where I stop by whenever I want to and I drink all your whiskey and you try to trick me into watching some stupid John Wayne movie.
O zaman yine aklıma estiğinde sana uğrayayım, bütün viskini içeyim, sen de bana aptal bir John Wayne filmi izletmek için aklımı çelmeye çalış.
I was about to leave... but that would mean heading back to the same old thing I've been doing for the last 40 years.
Gitmek üzereydim ki son 40 yıldır yaptığım şeylere geri döneceğimi fark ettim.
Okay, these kinds of codes, they were used by, like, the CIA and foreign governments to encrypt messages going all the way back to world war ii.
Tamam, bu tür kodlar, Onlar tarafından kullanılmış, CIA gibi Ve yabancı hükümetleri mesajları şifrelemek Dünya savaşına kadar geri dönüyoruz ii.
These only go back to 1980.
Bunlar sadece 1980 yılına dayanıyor.
Where would I find articles dating back to the late'60s?
60'ların sonlarına ait olan makaleleri nereden bulabilirim?
I'm taking my grandpa back to the escape room.
Dedemi korku evine geri götürüyorum.
Because you are flashing back to every family event that ended with Dad whisper-screaming at Mom, "Would you calm down?" while she would swing her pocketbook around until it burst open like a pill-packed piñata.
Çünkü aklına annemin, çantasını içi hap dolu bir pinyata gibi saçılıp ortalığa dökülene kadar sallaması ve babamın "sakin olur musun?" diye anneme sinirli sinirli fısıldadığı ailece gittiğimiz etkinlikler geliyor.
They won't even notice when we slip away and, you know, get back to our list.
Listemize dönmek üzere oradan sıvıştığımızı fark etmeyeceklerdir bile.
Can I go back to the quiet room now?
Sessiz odaya dönebilir miyim artık?
Okay, back to the list.
Listeye dönelim hadi.
I urge you again to go back to him, my love.
Ona geri dönmen için tekrar ısrar ediyorum aşkım.
Welcome back to Clash of the Cupcakes.
Clash of the Cupcakes'e hoş geldiniz.
Oh, oh. So we're just going right back to being childish, huh?
Yine çocuklaşacağız demek.
♪ She's writing back to me ♪
Bana cevap yazıyor.
The idea of going back to Modena, to our life, scares me to death.
Modena'ya, hayatımıza geri dönme fikri ödümü koparıyor.
You're saying you want to stay in New York, not go back to Modena.
New York'ta kalmak, Modena'ya dönmemek istiyorsun.
I don't know. We are supposed to go back to Modena!
- Modena'ya dönmemiz gerek!
When I went back to her, she was like, " I don't know what else I can do.
Paula'ya söylediğimde " Ne yapacağımı bilmiyorum.
Uh, actually, if we go back to second-year astrophysics... Who taught the class?
Aslında ikinci yıldaki astrofiziğe dönersek sınıfa kim öğretmişti?
Let's go back to first year.
Ya da ilk seneye dönelim.
- I'm going back to bed, and if you're lucky, I won't remember this in the morning.
- Evet. Şimdi yatağa dönüyorum. Şansın varsa bunu sabah hatırlamam.
Or I'll send you right back to the asylum.
- Ben almadım ama.
It's a wonder you came back to Green Gables at all.
Green Gables'e dönmek istemen bile mucize.
I am never going back to school!
Bir daha o okula dönmeyeceğim!
Hey, if you hear a weird noise in the night, it's either a raccoon trying to get in the Dumpster or Hank trying to get back in the bar.
Gece tuhaf bir ses duyarsan ya çöp kutusuna girmeye çalışan bir rakundur ya da bara girmeye çalışan Hank'tir.
That's what I need, Dad, come back here and have you tell me how to run a ranch.
Tabii ya, döneyim de bana çiftçilikle ilgili ahkâm kes.
Needed to come on back and clean up his mess, so...
Dönüp arkasını toplamam gerekti.
But all those things will also be reasons to come back.
Ama tüm bunlar dönmem için de bir neden olacak.
So, for some reason, ferguson decided to leave that job with that paper in San Francisco and move back here to start a job with the old ledger on, um, October the 1st, 1969.
Yani, nedense, Ferguson karar verdi O işi bırakmak San Francisco'daki gazetede Ve buraya geri dönün Işe başlamak Eski defteri ile 1 Ekim 1969'da.
I'm gonna get him to pay when he comes back for this.
Batarang için geri döndüğünde ona bunu ödeteceğim.
I can walk you back to your table.
- Seni masana götüreyim. - Birazdan.
You're gonna come up with a reason to take Mom back to her table. This is my plan.
Planım şu :
Hey. Before we go back, you want to do something fun?
Dönmeden önce eğlenceli bir şey yapalım mı?
So, while I wait for a yes from Noh, I've got to keep Potts on the back burner.
Noh'dan evet cevabı beklerken Potts'ı da kenarda tutmam gerek yani.
Oh, and didn't you just get back from learning how to plant corn with the Indians?
Kızılderililer'den daha yeni mısır ekmeyi öğrenmemiş miydin sen?
I was trying to get one of me back because Haley is in it and this is the photo.
Bir fotoğrafımı geri almaya çalışıyordum çünkü fotoğrafta Haley var ve foto da bu.
You know, I had a chance to taste the cupcakes in the back. And I'd like to reveal my winner with one last trick.
Arkada kapkekleri tattım ve son numaramla kazananı açıklamak istiyorum.
I mean, I've been dying to figure out a reason to get back on the road, right?
Tekrar yola çıkmak için sebep arıyordum.
How about back-to-back, guys?
- Sırt sırta mı poz verseniz?
♪ ♪ Oh, you have to move the back, like this.
Bacağını hareket ettir.
I'm scared to go back home.
Eve gitmekten korkuyorum.
You know how bad it is just to spend time with you, enjoy the moment, and then go back home, lie in bed with your actual fiancé?
Öyle kötü ki... Seninle vakit geçiriyorum... keyfime bakıyorum ve sonra eve gidip gerçek nişanlımla aynı yatakta yatıyorum.
How was I supposed to know he was gonna get in some dirty cab, and never come back?
Taksiye atlayıp bir daha dönmeyeceğini nasıl bilebilirdim?
That happened to me, coming back from Santa Monica.
Bana da aynısı oldu. Santa Monica'dan dönerken.
If you want to catch up, call me back from a public phone.
Kaçırdıklarını öğrenmek istiyorsan beni ankesörlü telefondan ara.
All I need is train fare for two up-island and ferry rides back and forth to the mainland.
Tek ihtiyacım adaya gidip dönmek için iki kişilik vapur parası.
It's nice to see you back.
Geri dönmene sevindim.
And it did fill my heart with joy to be back at Green Gables.
Green Gables'a dönmek içimi öyle bir sevinçle doldurdu ki.
I'll just put my things away and then I'll be right back down to help you with supper!
Eşyalarımı koyup yemeği hazırlamana yardıma geleceğim.
Man, it's... it's, um, it's good to be back.
İnan bana dönmek güzel bir duygu.
Uh, we're both glad to be back home.
İkimiz de eve döndüğümüz için mutluyuz.
back to work 469
back to the future 36
back to the beginning 16
back to school 26
back to square one 51
back to business 35
back to your place 18
back to the drawing board 19
back to normal 30
back to life 16
back to the future 36
back to the beginning 16
back to school 26
back to square one 51
back to business 35
back to your place 18
back to the drawing board 19
back to normal 30
back to life 16