Bakery Çeviri Türkçe
1,184 parallel translation
Well, I was in Schnitzer's Bakery when I got accosted by that man.
Bu adam tarafından saldırıya uğradığımda, Schnitzer'lerin fırınındaydım.
- Then you left the bakery.
- Ve fırından çıktınız.
- I bake cookies at Emil's Bakery.
- Emil'in fırınında kurabiye pişiriyorum.
- Well, he wor... One w... He works at the bakery.
- Pastacıda çalışıyor.
- The bakery.
- Pastacı.
- We had to go to a Filipino bakery to get it. - You didn't.
- Filipino Fırını na gittik sırf bunu almak için.
We should've done the bakery.
Fırını soymalıydık.
Yeah, but at the bakery we would've gotten croissants and cinnamon rolls.
Evet, fakat fırından cinnamon ve croissant ekmekleri alabilirdik.
Does he live in a bakery?
- Fırında mı kalıyor?
You won't get the pastry chef job at Bouley Bakery.
Bouley Fırını'nda pasta şefi olacağa da pek benzemiyorsun.
Blew off a kid's toe for no good reason in Russo's Bakery.
Russo Pastanesi'nde bir oğlanı sebepsiz yere ayağından vurmuş.
because she stopped by Mendel's Kosher Bakery and picked you up three different things with "hucch" in them.
Çünkü'Mendel Pastanesi'ne uğrayıp içinde "ga" olan üç farklı şey aldım.
You're the only one holding that bakery together.
Sen o pastanenin bel kemiğiydin.
I'm pleased to announce that Miss Crock's Bakery is now merging with Copenhagen Snak Food.
Bayan Crock Pastanesi'nin, Kopenhag Aperatif'le... birleştiğini duyurmaktan kıvanç duyarım.
Hi, Lo Kee Bakery.
Merhaba, Lo Kee Bakery.
Lo Kee Bakery.
Lo Kee Fırını.
Why don't you check out the Vietnamese refugees underneath the bakery?
Neden fırının altındaki Vietnamlı mültecileri düşünmüyor sun?
This is bakery fresh bread with two types of seeds :
Bu fırından yeni çıkmış ekmek iki çeşit tohum taşıyor.
I dreamt that I was feeling better, and I asked you to drive me to Claire's Bakery.
Rüyamda daha iyi olduğumu gördüm. Ve beni Claire'in fırınına götürmeni istiyordum.
Well, I ran into Louis'secretary at the bakery yesterday.
Dün Louis'in fırınına gittiğimde sekreteri geçen cuma..
This boy, this young man, humiliated a woman begging outside the bakery...
Bu çocuk, bu delikanlı, fırının önünde dilenen kadını aşağıladı.
She got it at the bakery.
- Sadece yanlış fırından aldım!
- I just got the wrong bakery!
- Yapmalıydın.
The bakery...
Fırın?
If you spot a trash can near a bakery it's likely to contain sandwiches, bread, and all that.
Bir fırın yanında bir çöp bidonu görürseniz muhtemelen içinde sandviç, ekmek ve bir sürü şey bulabilirsiniz.
And now, the children are sick, we hear things at the bakery, young children starving because the bread is of poor quality.
Kalabalık düşman birliklerinin az zaiyatla savuşturulan saldırıları gelecek için bize oldukça güven vermektedir. "
They busted the bakery.
- Ne? - Ne demek lan fırını bastılar?
Aren't you going to let me enter Hamdi's bakery?
Hamdi Abi'nin dükkanına beni mi almıyorsun?
Mr. Cem bought Ismail's bakery.
Fırını, bizim mal sahibi İsmail Amca'dan Cem Bey satın almış.
And is the bakery doing well?
Fırın nasıI gidiyor?
You left what you had in the safe at the bakery.
Neyiniz varsa fırındaki kasaya koymuşunuz.
- Let's buy the bakery!
- Fırını satın alalım!
" Miramar Bakery.
" Miramar Fırını.
But if this were a bakery this would be late.
Evet ama burası bir fırın olsaydı açılma saati için geç kalmış olurdun.
Oh, maybe I'll swing by the bakery.
Oldu, belki fırına bir uğrarım.
What is it, like a bakery?
Ne bu, pastane mi burası?
Well, sugar, the bakery just closed.
Peki tatlım, pastanemiz kapandı.
It's got lotions, Ferrari sunglasses, and pills to make your bowel movements smell like bakery-fresh cinnamon rolls.
İçinde kokulu losyonlar, Ferrari güneş gözlükleri ve gazınızın tarçınlı çörek gibi kokmasını sağlayacak haplar var.
Well, after I got laid off from the bakery,
Bir fırında işe başladıktan sonra..
Then again, if you told me to be quiet, then I'd be back at the bakery.
Eğer bana sesimi kesmemi söyleseydin..... o zaman ben de fırına geri dönmüştüm.
In the bakery window there are lollipops!
Pastanenin vitrininde lolipoplar var!
He is. There was no more bread in the bakery.
Fırında yeterli ekmek yokmuş.
Barbie's Bakery.
Barbie'nin Fırını.
- She takes the whole bakery, Hal.
- Adeta fırın gibi, Hal.
Scared of bakery next door.
Komşu fırından korkuyor.
- No, I work at the bakery.
- Hayır fırında çalışıyorum.
But I have to take the number 13... downtown Wilshire express to Grand Street... then I transfer to the number 34 at Cesar Chavez Avenue... because that used to be Brooklyn Avenue... and my grandfather had a bakery on it... when it was Brooklyn Avenue.
Grand Caddesine gitmek için 13 numaralı Wilshire ekspresine binmeliyim. Sonra Cesar Chavez Bulvarı'na gitmek için 34 numaraya. Çünkü orası Brooklyn Bulvarı'ydı ve büyükbabamın orada fırını vardı.
To the bakery!
- Çabuk!
- Which bakery?
Şu, barın yanında olan...
At the time, I'm working at this bakery.
O sırada bir pastanede çalışıyordum.
Your Aunt Ida got the weekend off from the bakery.
Ida teyzen fırından izin almış.