Batard Çeviri Türkçe
42 parallel translation
If it wasn't for me, the place would starve to death.
Ben olmasam burası batardı.
I don't know if you remember the Ardennes during wartime, but it wasn't exactly a stroll down the Champs-Elysées.
Yağmurlu mevsimde ayağınız biraz kaysa, bileğinize kadar batardınız çamura!
If I ran my business the way you run this house, we'd be bankrupt.
Şayet işimi, senin bu evi yönettiğin gibi yönetseydim batardık biz.
You usually went down alone.
Genelde tek başına dibe batardın.
Batard-Montrachet. $ 6.25.
Batard-Montrachet. 6.25 dolar.
It was so messy, we'd get hell!
Çok pis bir işti, etraf batardı!
Without Norman's money, you'd be out of business.
Norman'ın parası olmasaydı çoktan batardın.
The thorns would dig into my legs... and cut my thighs when I slid down.
Aşağıya kaydığımda dikenler kalçalarıma... bacaklarıma batardı.
See, if nobody ever robbed a bank, then all them insurance companies would go broke
Kimse banka soymasa sigorta şirketleri batardı.
Mr. LongdaIe, if there's no honour among perverts and pornographers the whole business would fall apart.
Bay Longdale, sapıklar ve pornocular birbirlerine güvenmeselerdi tüm porno endüstrisi batardı.
At least the gators would've got him, or he would've sunk or something but -
En azından, orada timsahlar yerdi ya da dibe falan batardı.
But she didn't understand that without him Civilization would have folded in six months.
Ama anlamadığı nokta, Danny olmadan Civilization altı ayda batardı.
But I would've attracted attention, so I kept driving.
Oğullarınızdan birini kaçırmaya karar verdim. Tabii ki renkli bir köpek gibi göze batardım. O yüzden sürmeye devam ettim.
We'd go broke.
Batardık herhalde.
If his affair with the nurse surfaced, which it inevitably would have, he'd be sunk.
Hemşireyle olan ilişkisi ortaya çıksaydı ki çıkması kaçınılmazdı tamamen batardı.
The sun rose and the sun set.
Güneş doğar, güneş batardı.
That batard Daigo...
O piç Daigo..
If Stutzer goes down, Leyland University goes down.
Eğer Stutzer batarsa, Leyland Üniversitesi de batardı.
It's a Batard-Montrachet Grand Cru, 1998.
Çok seveceksin. 98 yapımı bir şarap.
Too many bullet holes in me, Sam, I'd sink.
Vücudumda çok fazla kurşun deliği var, Sam batardım.
We'd be sunk without him.
O olmasa batardık.
The whole calculation goes to hell.
Tüm hesap batardı.
The sun would rise and the sun would set over the same 200 people.
Sadece 200 kişi. Güneş, aynı 200 kişinin tepesinde doğar ve batardı.
due to the severe case of flop sweats I got during debate club finals, the one and only time I was onstage in front of the whole school.
Çünkü münazara finallerinde heyecandan tere batardım, Tüm okulun önünde sahneye çıktığım yegane anlar.
Roxanne, if they gave you free drinks, they'd go out of business.
Roxanne, eğer sana beleş içki veriyor olsalardı adamlar batardı.
The club was gonna go under without it.
O olmadan sağlık kulübü batardı.
So, Cooley goes down, his best friend would go down.
Yani Cooley batarsa en yakın arkadaşı da batardı.
I'm sure if he still made weapons, Stark would be neck-deep...
Hala silah yapıyor olsaydı Stark boğazına kadar işe batardı...
I hardly think I'd still be in business if I were in the habit of killing off my customers.
Buraya gelen her müşterimi öldürsem sanırım işim batardı.
Too conspicuous.
Çok göze batardı.
I'd get less splinters!
Hiç değilse daha az kıymık batardı.
And as far as he was concerned, the sun rose and set on you and your siblings.
Onun açısından, güneş senin ve kardeşlerinin üstüne doğup batardı.
And when Lana's boat went down, it sunk in the exact same way.
Lana'nın teknesi de battığında kesinlikle aynı şekilde batardı.
If he had moved forward with his lawsuit, the magazine would have folded.
Dava açmış olsaydı dergi batardı.
- But any bullets fired would've slowed and sunk.
Ama ateşlenen her mermi yavaşlar ve batardı.
'Miss the train and the dairy would drop us and the farm would go under.
Treni kaçırırsak, sütçülük bize kalır ve çiftlik batardı.
If I waited like that, I'd be bogged down deep.
Eğer öylece bekleseydim, o bataklığın dibine batardım.
Maybe I'd even sink to the depths of taking an acting class.
Belki bir oyunculuk sınıfına katılarak diplere batardım.
Bâtard-Montrachet and tartufi bianchi.
Batard-Montrachet ve beyaz mantar.
Too conspicuous. It's illegal oil.
Bu yasadışı olduğu için fazlası göze batardı.
That's a 2009 Bâta - [together] Bâtard-Montrachet.
- Bu 2009 Ba... - Batard-Montrachet.
You're up to your necks in IOUs.
Boğazınıza kadar borcun içine batardınız.