Be alert Çeviri Türkçe
485 parallel translation
Must be alert.
Çok dikkatli olamazsın.
Look, this is an alert, so let's be alert.
Bakın bayan, bu bir alarm. O yüzden alarmda olalım. Haydi dışarı!
Although we've been lucky on the way here,... but I'll be alert nevertheless.
Şimdiye kadar şansım yaver gitti umarım her şey, istediğim gibi gelişir.
We have to be alert.
Gözlerini dört aç!
( HOT PANTS ) OK, gang, be alert,'cause here he comes.
Tamam millet, hazır olun. Geliyor.
Be alert
Dikkatli ol.
Be alert.
Uyanık ol.
Be alert!
tetikte ol!
Be alert!
Tetikte olun!
We've got to alert the public to this as soon as we can, or there's gonna be hell to pay
Halkı bir an önce uyarmak zorundayız. Yoksa kıyamet kopacak.
They have to be inconspicuous - people who can follow anyone without attracting attention, who can follow children to every house without causing mistrust - in a word, people who do not alert the murderer.
Dikkat çekmeden takip yapabilecek,.. .. çocukları güvensizlik yaratmadan evlerine kadar götürecek,.. .. kısacası katili uyandırmayacak..
You are to make yourselves as inconspicuous as possible and be on the alert for anything suspicious.
Fazla göze çarpma ve şüpheli her şey için hazır ol.
Doctor, be on the alert. I give you half an hour for dressing the wound, getting the patient downstairs.
Yarayı sarıp onu aşağıya indirmen için sana yarım saat veriyorum.
- The moment we'd attack that village... the whole countryside would be on the alert.
- Köye saldırıya geçmeye kalksak... Bütün bu civar alarma geçer..
Be on the alert, fellas.
Gözünüzü dört açın, arkadaşlar.
A gentleman of his position must be alert.
- Nedenmiş o?
The president has urged all citizens to be on the alert for any information about this man, and to transmit such information immediately to the police, the army or the FBI.
"Başkan, bütün vatandaşlardan bu adamla ilgili her türlü bilgiye karşı tetikte olmalarını ve bu tip bilgileri derhal polise, orduya veya FBI'a ulaştırmalarını istedi."
I suppose that should be clear and alert so I can contemplate the future.
Kafamın ayık olması lazım ki ileriyi düşleyeyim.
Don't con me, sheriff. The minute this gun is loaded, one of you brave boys might decide to go for the rye just to fire it. And if you fired it, that might alert a few state cops down there, and the game would be over, wouldn't it?
Bana numara yapma, şerif. bu tüfek doldurulduğu anda, siz cesur çocuklardan biri onu ateşlemek için harekete geçmeğe karar verebilir ve ateş ettiği taktirde, aşağıdaki bir kaç eyalet polisini harekete geçirebilir ve oyun biter.
They wouldn't be too alert in their own territory.
Kendi bölgelerinde neden muhafız koysunlar ki?
We must be increasingly alert to prevent them taking over.
Onların istilasını önlemek için her an tetikte olmamız gerekir.
They computed that this time your alert might be real.
Bu seferki alarmınızın gerçek olduğunu hesapladılar.
Let's hope Sunday's alert will be different, sir.
Umalım ki Pazar günü verilecek olan alarmda farklı olsun efendim.
Just checking out some final touches so there won't be any foul-ups on the alert.
Alarmda herhangi bir aksaklık olmasın diye son kontrolleri yapıyordum sadece, efendim.
Mr. President, I don't think the Russians will be very impressed by an alert that takes place while you go fishing.
Ayrıca Bay Başkan, alarm verildiği sırada sizin balık avında olmanızın... Rusları çok fazla etkileyeceğini zannetmiyorum.
I'm happy that you asked me this... because if you didn't I would know that you were not being as alert... as you might be.
Bunu istediğiniz için memnun oldum. Çünkü istemeseydiniz olmanız gerektiği kadar uyanık olmadığınızı düşünecektim.
Sergeant, tell the men on the flatcars to be on the alert!
Çavuş! Yanına birisini al ve gidip aşağı indirin onu oradan, İki kişi gidin ama!
Go to red alert, notify Mr. Lurry, we'll be right up.
Kırmızı Alarm. Mr. Lurry'ye hemen varacağımızı bildir.
You need to be more alert today than any other day of your life.
Bugün, hayatının herhangi bir gününden daha tetikte olman gerekiyor.
A message declaring a full alert will be sent out.
Tam alarm bildiren bir mesaj gönderilecek.
Just what significance the hour set may have, we do not know but be on alert accordingly. "
Yalnız, saat farkının ne kadar kritik olabileceğini bilmiyoruz ancak alarm durumunda bulunun. "
If you can alert Mr. Shen, it would be much better
Bay Shen'i uyarırsanız, çok daha iyi olacaktır
We've spotted what appears to be a spacecraft just outside the surf line. Alert rescue.
Sörf hattının biraz ilerisinde uzay aracına benzeyen bir şey gördük.
We wanted to decide everything anew, always be... alert... always... free.
Her şeyi yeniden yorumlamak, daima dikkatli... daima özgür... olmak... istedik.
We must alert the Imperial Court so they'll be prepared First we'll rescue Mu Yu Ji tomorrow Then we go south with the news
Bunu hemen haber vermeliyiz hazırlıklı olmak gerek ama önce yarına kadar Mu Yu Ji'u kurtarmak gerek sonra güneye kaçabiliriz
Yellow alert, be careful, he's a monster.
- Sarı alarm, canavardır dikkat.
So I stayed in town, notified the police and the town doctor... to be on the alert for any high-fever symptoms or delirium.
Ben de kasabada kalıp, polis ve doktoru yüksek ateş ve delilik belirtilerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardım.
Be on the alert!
Alarm durumuna geçin!
Now I think they will launch a large scale attack, we must be more alert.
Yalnız gelecek sefere daha büyük bir ordu ile saldıracaklardır! Çok daha dikkatli olmalıyız!
There won't be an alert out for an hour or two.
Bir iki saat alarm olmayacak.
- I want this to be a first-stage alert.
- Birinci derece uyarı istiyorum.
So be careful. I've been asked to alert you.
Hapishane yetkilileri sizi uyarmamı istedi.
This can't be wrong and will put her on the alert so that there won't be complications at the Grand Hearing
Herkes tetikte olmalı ve Madam Fa'da daha dikkatli olmalı Ulu mahkeme sırasında karışıklık yaşanabilir
We must keep calm and be on the alert
Sakin olmalı ve tetikte beklemeliyiz.
You must be on alert
Tetikte olun.
I'll alert all my teachers to be prepared for the worst.
Bütün öğretmenlerimi en kötü duruma hazır olmaları için uyaracağım.
Everybody, be on alert!
Herkes tetikte olsun!
During a red alert, air raid sirens will sound, all lights must be turned out, search lights will scan the skies for enemy aircraft, gun crews will be at ready.
Kırmız alarm durumunda hava saldırısı sirenleri çalacak. Bütün ışıklar kapatılmalıdır. Projektörler, gökyüzünde düşman uçağı aramaya başlayacak.
Buckholz, it might be interesting if you contact Washington and tell them to alert Mother 1.
Buckholz, Washington'u arayıp Ana 1'i alarma geçirmelerini söylemen ilginç olabilir.
Now, Berlin will be on full alert after all the stuff they've been dumping on London, so work fast.
Londra'da yaptıklarından sonra Almanlar teyakkuzda olacak.
We must be on alert!
Tetikte olmalıyız!