Be grateful Çeviri Türkçe
2,470 parallel translation
But don't expect me to be grateful because there's another damn thing we've gotta find.
Fakat kahrolası bir şey daha bulmamız gerektiği için minnettar olmamı falan bekleme.
And we should be grateful.
Bizim de öyle yapmamız gerek.
Germany should be grateful for that.
Almanya buna minnettar olmalı.
In this week of Thanksgiving there is much for which we can be grateful as we look back to where we stood only four weeks ago.
İçinde bulunduğumuz Şükran haftasında yalnızca 4 hafta önce başımıza gelenlere bakacak olursak, şükredeceğimiz pek çok şey var.
Syrena, if you could manage a tear, I would be grateful.
Gözyaşını akıtabilirsen sana minnettar kalırım.
You gots plenty more to be grateful for than me.
Benden ziyade minnettar olmanız gereken birçok şeyiniz var.
Shouldn't we just be grateful that she's showing some spark... for the first time in her life?
Hayatında ilk defa biraz canlılık gösterdiği için minnettar olmamalı mıyız?
And I will always be grateful to you for that.
Ve bunun için her zaman sana minnettar kalıcam.
If you can remember me, I would be grateful.
Aklında tutabilirsen sana minnettar olurum.
I bring the revision of the first chapters in my book, and if you could tell me... If I'm going in the right direction, It would be grateful. - Déjemo see it.
Kitabımın ilk bir kaç bölümünün son halini getirdim, merak ettim de belki bana doğru yolda olup olmadığımı söyleyebilirsin.
And for that, I would always be grateful.
Ve bunun için, her zaman minnettar olacaktım.
I'd be grateful just to enter the race
Sadece yarışa katılabilmek bile beni memnun ederdi.
Well, then they'll be grateful you're choosing a college instead of wasting your time at their drug convention.
O zaman uyuşturucu toplantılarında zamanını boşa geçirmek yerine üniversiteye gitmeyi tercih etmene minnettar olacaklardır.
We should all just put it behind us and be grateful we're still alive.
Hepimiz bunu arkamızda bırakıp, hayatta olduğumuz için şükretmeliyiz.
I should be grateful.
Şükran duymalıyım.
We should be grateful,'cause this provides us with a guarantee that nobody will ever shoot at us.
Minnettar olmalıyız, çünkü en azından bu kimsenin bize ateş etmeyeceği garantisini veriyor.
Why should I be grateful?
Ne için minnettar olmalıyım ki?
- It's art, Dave. It's art. - We can be grateful that he noticed.
Sanat bu Dave
I wanted her to be grateful.
Minnettar olsun istedim.
That, you owe to me Be grateful
Bunu bana borçlusunuz. Teşekkür edin.
They should be grateful they've got a job.
Memnun olmalılar en azından bir işleri var.
Be grateful.
Müteşekkir olmak lazım.
I will always be grateful.
Ona hep minnettar olacağım.
Am I supposed to be grateful?
Minnet duymamı mı bekliyorsun?
We want Magdalena to come home, and I would be grateful...
Magdalena'nın eve dönmesini istiyoruz ve minnettar olurum...
But I would be grateful if you stayed out of my... out of our lives.
Ama hayatlarımızdan uzak durursan memnun olurum.
For that, at least, we can be grateful.
En azından bunun için minnettar olabiliriz.
I'd be most grateful.
Minnettar olurum.
We're all incredibly grateful to be on vinyl.
Bu dünyaya adım atmıştık.
I am grateful, Chief Boko,... that we can always be your guests.
Sana teşekkür ederim, Şef Boko, bizi misafir etmeye devam ettiğiniz için.
And he's gonna be so totally grateful.
O da minnettar kalacak.
If you would tell him of my visit and instructions, I would be eternally grateful.
Ziyaret-i sebebimi ona anlatırsanız, çok müteşekkür olurum.
Sir, I would be enormously grateful for any position that allowed me to offer relieve to my patients with little chance of killing them.
Efendim, hastalarımı öldürme ihtimalim olsa da onları rahatlatma imkânı veren her işi seve seve kabul ederim.
If you'd transfer all you can lay your hands on into this account, I'd be most grateful.
Eğer, bu hesaba transfer etmek için bir el atarsan, minnettar olurum.
Dear Professor Freud I'd be most grateful if you'd allow me to come visit you in Vienna on a matter of great interest to us both.
Sevgili Profesör Freud ikimizi de ilgilendiren bir konuda görüşmek için sizi Viyana'da ziyaret etmeme izin verirseniz müteşekkir olurum.
I'd be awfully grateful if you'd help me out.
Yardımcı olursan son derece minnettar olurum.
Yeah, well, I thought you would be so grateful for your new sneakers, that you'd understand if I need to make one little stop for myself.
Yeni ayakkabıların için kendim için iki dakika bir yerde duracak kadar minnettar olursun sanıyordum.
- l would be very grateful.
- Çok müteşekkir olurum.
And the hard choice for you is whether you're gonna be angry for the time you didn't have with her or grateful for the time that you did have.
Ve senin için zor olan seçim ise,... ya kızınla beraber olmadığın zamana kızacaksın ya da onunla beraber olduğun zamana müteşekkir olacaksın.
- I'm very grateful to be here.
- Burada olmaktan çok memnunum.
I mean, you have been so kind to me, and I'm so grateful that you let me be a part of this.
Bana çok nazik davrandınız ve bunun bir parçası olmama izin verdiğiniz için hepinize çok minnettarım.
Oh, chef, I am so grateful and happy to be here.
Şef, burada olduğum için çok minnettar ve mutluyum.
For that, I'll be eternally grateful.
Bunun için daima müteşekkir olacağım.
Be grateful for that.
Numarasını aldım ya buna şükret.
I know. Look, wherever it came from, whoever sent it, let's just be very grateful that you've got it.
Bak, nereden geldiyse, kim gönderdiyse aldığın için minnettar olalım.
Well, if you give it to me, Don Luis will be very happy and very grateful.
Onu bana verirsen Don Luis çok mutlu ve çok minnettar olur.
If we have a baby, we'll be more grateful.
Eğer bir bebeğimiz olursa, daha mutlu olacağız.
I am also grateful to be able to honor my wife, Caroline, who was a treasure of this community for over 60 years.
Bunun yanı sıra 60 senedir bu topluluk için bir cevher niteliği taşıyan eşim Caroline'ı onurlandırdığım için kıvanç duyuyorum.
The door is wide open in a spirit of reconciliation to a couple people who should be a little more grateful.
Evimin kapisi baris ve uzlasmaya her daim açik. Ama gelenler de biraz minnettar olmali!
I told him you would be very grateful for any information.
O'na, senin herhangi bilgi karşısında minnettar olacağını söyledim.
I would be very grateful to you if you could... forget a lot of the things that I said.
Eğer söylediğim çoğu şeyi unutabilirsen... sana minnettar olurum.