Because it's the right thing to do Çeviri Türkçe
115 parallel translation
Just because something's logical doesn't mean it's the right thing to do.
Bir şeyin mantıklı olması, doğru olan şey olduğu anlamına gelmez!
Ladies and gentlemen... we're asking you to please say no to this sale... not just because it's gonna spare 500 jobs... not just because it's gonna save 10,000 acres... of the most beautiful land God ever put on this earth... and certainly not just because it's the right thing to do.
- Anladık! Sadede gelin. Bakın, bayanlar ve baylar... sizden bu satışa hayır demenizi rica ediyoruz.
Now, if you are holding on to some temporal equivalent of that directive, then isn't it possible that you have an occasion here to make an exception, to help me choose, because it's the right thing to do?
Şimdi, eğer o direktifin bir çeşit geçici denkliğine sığınıyorsan, öyleyse buradaki durumu göz önüne alıp, bir istisna yaparak, bana seçmemde yardımcı olabilir misin? Çünkü bu, yapılması en doğru olan şey değil mi?
Because it's the right thing to do.
Çünkü yapılması gereken doğru şey bu.
I want you to do it because it's the right thing to do.
Yapılacak en doğru şey olduğu için yapmanızı istiyorum.
Because it's the right thing to do.
Neden? Çünkü doğrusu bu.
Because it's the right thing to do.
Çünkü doğru olan bu.
And I lied to you because I thought it was the right thing to do.
Size yalan söyledim çünkü bunun doğru bir davranış olduğunu zannediyordum.
I'm doing this because I feel that it's the right thing to do, and because I know what you're going through, and I wouldn't want to happen to you what happened to me.
Çünkü doğru olduğuna inanıyorum. Çünkü neler hissettiğinizi biliyorum. Benim başıma gelenlerin sizin de başınıza gelmesini istemiyorum.
We can't force someone to do something they're not ready to do because we think it's the right thing.
Doğru şey olduğuna inandığımız için, birine istemediği bir şeyi yaptıramayız.
But if there is a reason for our travels together it's because I had to learn from you enough to know the final, the good, the right thing to do.
Ama birlikte seyahat etmemizin sebepleri vardı, Senden çok fazla şey öğrendim, Sonunu bilmek yeterli, iyiyi, yapılacak en doğru şeyi.
I just... I back it right up there because I know when I do, no matter how cold the damn thing is, no matter how difficult it might feel, no matter how desperately we want to kill each other, it's gonna be met by this warm body on the other side that's gonna hold it.
Ben - - O şekilde yatıyorum çünkü biliyorum ki, hava ne kadar soğuk olursa olsun, hayat ne kadar zor olusa olsun, birbirimizi ne kadar çok öldürmek istiyorsak isteyelim, yatağın diğer tarafında sıcak bir vücut olduğunu biliyorum herşeyi karşılayacak bir şey.
Because it's the right thing to do.
Bu yüzden yapılacak en doğru şey bu.
Because it's the right thing to do.
Çünkü, bu yapılacak doğru şey.
Because it's the right thing to do.
Çünkü doğrusu buydu.
I did this because it's the right thing to do.
Doğru olduğunu düşündüğüm için yaptım.
Because it's the right thing to do.
Bunu yapmak için doğru şey çünkü.
Maybe you want that, too, but.... lf you do, to be honest, I can't really see it because all I see when I look at you is somebody going through the motions because he thinks it's the right thing to do.
Belki bunu sen de istiyorsun. İstiyorsan bile, bunu bana belli etmiyorsun. Çünkü sana baktığımda tek gördüğüm sadece bunun doğru bir şey olduğunu düşündüğü için bir ilişkiye giren biri.
No, we should do the right thing because we can and we choose to, even if it's gonna make life harder, which it often does.
Hayır. Doğru şeyler yapmalıyız, çünkü doğru şeyler yapabiliriz. Çünkü doğru şeyi yapmayı seçeriz.
Yeah, because it's the right thing to do.
Evet, çünkü yapılması gereken şey bu.
I came because it's the right thing to do.
Geldim çünkü bu yapılacak doğru şeydi.
Because it's the right thing to do.
Çünkü yapılacak doğru şey bu.
That's sweet, but I'm taking care of him because it's the right thing to do.
Çok şekersin, ama ona bakıyorum çünkü bu yapılması doğru olan şey.
How about because, it's the right thing to do?
- Yapılması gereken şey olduğu için olabilir mi?
Just because I think it's the right thing to do.
Sadece bunun doğru şey olduğunu düşündüğüm için.
I am doing this because it's the right thing to do!
Bunu yapıyorum çünkü yapılması doğru olan şey!
Because it's the right thing to do.
Çünkü bu yapılması gereken bir şey.
- Because it's the right thing to do.
- Hakkı olduğundan.
Sometimes you gotta just do something because your heart... tells you it's the right thing to do.
Bazen sadece kalbin sana doğru olanın o olduğunu söylediği için... bazı şeyleri yapmalısındır.
Either because it's the right thing to do or because, if you don't, I'm going to tell everyone that you vote in my neighborhood.
Ya bunu yapmak doğru bir şey olduğu için... yada, eğer yapmazsanız, benim mahallemde oy verdiğinizi herkese söyleyeceğim için.
And that you'll take the next cop down and the one after that, no matter how difficult, no matter what the consequences, because it's the right thing to do.
Bir başka polis de onun gibi yapmaya kalkıştığında şartlar ne kadar ağır, sonuçlar ne olursa olsun yine aynı şeyi yapacağını çünkü doğrusunun bu olduğunu da söylemelisin.
I'm here to tell you what the movement needs, and right now, it needs for you to be strong, because the next thing you have to do, trust me, it's not gonna be easy for you.
Sana Hareket'in neye ihtiyacı olduğunu söylemek için buradayım, ve şu anda senin güçlü olmana ihtiyacı var, çünkü bundan sonra yapman gereken şey, inan bana, senin için kolay olmayacak.
Why? Because it's the right thing to do.
Çünkü doğrusu bu da ondan.
Why do you have to go? Because it's the right thing.
Kes şunu. komik değil.
Because it's the right thing to do.
Çünkü doğrusu bu.
You're doing it because that's the right thing to do,
Bundan daha fazlası var.
And he's gonna get away with it because you're too spineless to do the right thing.
O paçayı sıyırdı çünkü sen doğru şeyi yapamayacak kadar korkaksın.
Don't stay with me because it's the right thing to do.
Sırf doğrusu bu diye yaşama.
THIS IS THE FIRST TIME IN HISTORY that a publicly-owned company of anything near the size of Dow has performed an action which is significantly against its bottom line, simply because it's the right thing to do.
Tarihte ilk defa, Dow büyüklüğünde halka arz edilmiş bir şirketin sırf doğruluk adına, kendi varoluş amacına aykırı bir biçimde bu şekilde davrandığına şahit oluyoruz.
The next day, we honored Phil because it was the right thing to do and because a happy scientist is a non-suing, cowless-meat - making scientist.
Ertesi gün Phil'i onurlandırdık çünkü doğrusu buydu. Ayrıca mutlu bir bilim adamı dava açmaz ve sığırsız et üretirdi.
- Because it's the right thing to do.
- Çünkü doğru olan bu.
She goes to help not only because it's the right thing to do, but because it's the only way she can think of to ask for forgiveness.
Yardım etmeye gider, ama sırf doğru şey bu olduğu için değil, aynı zamanda, affetmesini istemek için en iyi yolun bu olacağını düşündüğünden.
I-I've helped you not because it's the right thing to do... but because I had romantic ulterior motives.
Haklısın. Sana yardım ettim, ama doğru olan o olduğu için değil de romantik art niyetim olduğu için.
You don't admit Michael Oher because of sports. You admit him because it's the right thing to do.
Michael Oher'ı iyi spor yaptığı için değil onu kabul etmek en doğru hareket olacağı için kabul edin.
I want to do it because it's the right thing to do.
Bunu yapmak istiyorum çünkü bu yapılacak en doğru şey.
Well, you have to trust your gut and try to do the right thing, because it's our choices that make us who we are.
Kalbinin senine kulak vermeli ve doğru olanı yapmalısın. Çünkü bizi biz yapan seçimlerimizdir.
Because you think it's the right thing to do?
Çünkü bunun yapılacak doğru şey olduğunu mu düşünüyordun?
Because it's the right thing to do.
Çünkü en doğrusu bu.
Because it's the right thing to do, all right?
Çünkü doğru bir şey, değil mi?
Bart's mad because he wanted me to buy him something, but I didn't think it was the right thing to do- -
Bart bana çok kızgın çünkü bir şey almamı istedi, ben de doğru bir davranış olmadığı için yapmadım...
Maybe... Maybe I've matured as a writer, or maybe you've matured as a person and can help someone out who really needs it just because it's the right thing to do.
Belki... ben bir yazar olarak olgunlaşmışımdır, ya da belki ihtiyacı olan birisine, doğrusu o olduğu için yardım edecek kadar sen olgunlaşmışsındır.