Beggars can't be choosers Çeviri Türkçe
88 parallel translation
- Beggars can't be choosers.
- Dilenci beğenmezlik edemez.
Beggars can't be choosers!
Dilenciler seçici olamaz!
Beggars can't be choosers.
Dilenciler seçici olamaz.
At your age, beggars can't be choosers.
Bu yaşlarda misafir umduğunu değil bulduğunu yermiş.
I agree, sir, but you know, beggars can't be choosers, sir.
Tamam ama bilirsiniz, dilencinin tercih hakkı yoktur.
You go tell your mistress for me that beggars can't be "choosers," he says.
Git ve hanımına de ki.. ... bu dilenci seçimini başkasına yaptırmıyormuş "seçimini başkasına yaptırmıyor" diyor.
Beggars can't be choosers. Yeah?
Seçici olmamak gerekiyor.
Beggars can't be choosers.
Seçim yapacak durumda değilim.
Never were. - So beggars can't be choosers.
- Öyleyse çapkınlar seçici olamazlar.
Beggars can't be choosers, Maisie.
El mahkum işte Maisie.
Beggars can't be choosers.
Dilenciler seçim yapamaz.
But you know, beggars can't be choosers.
Ama bilirsin, umduğunu değil bulduğunu alırsın.
But beggars can't be choosers, can they?
Ama misafir umduğunu değil bulduğunu yer, değil mi?
Beggars can't be choosers, Mrs. McCourt.
Dilencilerin seçme şansı yoktur bayan.
Well, beggars can't be choosers.
Neyse, dilencinin seçme hakkı yoktur.
Beggars can't be choosers.
Seçici olacak durumda değiliz. Teşekkürler.
Well, beggars can't be choosers.
Eh, dilencinin seçme hakkı yoktur.
Beggars can't be choosers.
Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.
And beggars can't be choosers
Ve dilenci seçici olamaz
- Beggars can't be choosers.
- Dilenciler seçim yapamaz.
Beggars can't be choosers.
Dilenciler Yardım olamaz.
Listen, beggars can't be choosers, buddy.
Yalvarırsan seçilmezsin dostum.
I'm doin'you this huge favor here. Beggars can't be choosers.
Dilencilerin bile seçme hakkı yokken ben sana büyük bir kıyak yapmaya uğraşıyorum.
Yeah, well, beggars can't be choosers.
Evet, dilencilerin seçme şansı yoktur.
Beggars can't be choosers.
Muhtaç olan seçici olamaz.
Beggars can't be choosers.
Fakirler seçici olamaz.
Beggars can't be choosers.
Dilencilerin seçme şansı yoktur.
I guess beggars can't be choosers.
Dilencilerin seçim yapabileceğini sanmıyordum.
I mean Derek's place, where you're going to be staying, is nothing like this, but there you go, beggars can't be choosers now, can they?
Alt katta kalacağınız Derek'in yeri burası gibi olamaz biliyorum ama denize düşen yılana sarılır değil mi?
Well, beggars can't be choosers.
Dilenciler seçemez.
Well, beggars can't be choosers.
Geç bile kaldınız.
Beggars can't be choosers, man.
Zor durumda olanlar seçim yapamazlar.
Beggars can't be choosers.
Buldun da bunuyorsun.
Beggars can't be choosers. Better late than never.
"Misafir umduğunu değil, bulduğunu yermiş." "Geç olsun güç olmasın."
You saying beggars can't be choosers?
Dilencinin seçme hakkı yoktur mu diyorsunuz?
- Oh, your usual incriminating evidence, all circumstantial, but beggars can't be choosers.
- Bütün suçlayıcı kanıtlarınız ikinci derece, ama dilencilerin seçim şansı yoktur.
Beggars can't be choosers.
Bilmiyorum. Fakirlerin seçme hakkı yok.
Mark, beggars can't be choosers.
Mark, dilenciler seçici olamaz.
I'd just as soon have a big bowl of chili with a cold beer and a cigarette, but choosers can't be beggars.
Biraz sonra büyük bir tabak acılı Meksika yemeği yiyip, yanında soğuk bira içerek, üstüne de sigara tüttüreceğim. - Seçiciler dilenci olamaz. - Dilenciler de seçici olamaz.
Beggars can't be choosers. See?
her şeyi gayet iyi duyabiliyorsun.
Beggars can't be choosers.
Benim için önemli değil.
Well, yeah, yeah, a bit, you know, but beggars can't be choosers.
Belki biraz. Ama misafir umduğunu değil bulduğunu yer *.
Beggars can't be choosers, sir.
Başka bir seçeneğim yoktu, efendim.
Of course I would rather it had been our rehearsal dinner, but beggars can't be choosers.
Elbette bizim prova yemeğimiz olmasını dilerdim ama misafir umduğunu değil bulduğunu yermiş.
All right. Beggars can't be choosers.
Pekâlâ, dilenciler seçici olamazlar.
Beggars can't be choosers.
- Bence zor olmaz
Well, yeah, beggars can't be choosers, right?
Misafir, umduğunu değil bulduğunu yer, değil mi?
- So beggars can't be choosers.
Yani elinde bir şey olmayan seçim yapamazlar.
I'd say it isn't necessary to take me in, but you did try to eat me and well, with dawn coming, beggars can't be choosers.
Beni içeri almana gerek olmadığını söylerdim ama beni yemeye çalıştın. Bir de şafak söküyor ne bulursak onu alacağız artık.
Let's just say beggars can't be choosers!
Muhtaçlar umdugunu degil buldugunu yer!
And with a licensed cardiologist, but beggars can't be choosers.
Ve bir de lisanslı kardiyolog ile. Ama seçeneğimiz yok.