Birds chirping Çeviri Türkçe
144 parallel translation
In Tokyo we can even hear mountain birds chirping.
Tokyo'da dağ kuşlarının cıvıldamasını bile duyabiliyoruz.
( BIRDS CHIRPING )
( KUŞLAR CIVILDAR )
[Birds Chirping]
[Kuş cıvıldamaları]
[birds chirping ] [ ducks quacking]
Yardım etmesi için Nehemiah'yı da getirdik mi? Evet, o da bizimle.
[Birds chirping ] [ Fozzie] There she is in the old farmhouse... On the snowy hill, nice and cozy by a roaring fire.
Karlı tepenin üzerindeki, eski çiftlik evinde harıl harıl yanan ateşin başında.
[BIRDS CHIRPING] My, the clouds look especially fluffy today.
Hava ne kadar da güzel gözüküyor bugün.
[BIRDS CHIRPING]
[KUŞ SESLERİ]
[Birds chirping]
[Kuşlar cıvıldar]
[Birds chirping]
[Kuşlar cıvıldaşıyor]
[Birds chirping]
[Kuşlar cıvıldıyor]
[Birds chirping]
[Kuşlar ötüşüyor]
[Birds chirping]
[Kuşlar cıvıl cıvıl]
[Birds chirping]
[Kuşlar cıvıldaşır]
The smiles on little children, flowers blooming', little birds chirping', sittin'on the budding'branches on a bright spring day.
Küçük çocukların gülüşlerini açan çiçekleri, cıvıldaşan kuşları, ışıl ışıl bir baharı sabahı sürgün veren dallarda oturmayı.
Blue skies, fresh-cut grass, birds chirping.
Mavi gökyüzü, Taze çimen, kuşlar cıvıldıyor.
Sun shining, birds chirping.
Güneş parıldıyor, kuşlar cıvıldıyor.
I hear the birds chirping.
Kuşların cıvıldadığını duyuyorum.
[Birds Chirping] I don't know how you did it, Homer... but you certainly solved that budget crisis.
Nasıl becerdin bilmiyorum Homer ama bütçe sorununu kesinlikle hallettin.
I mean, a pond at sunset in Heidelberg, the birds chirping....
Yani Heidelberg'de göl kıyısında gün batımı, cıvıldayan kuşlar...
Birds chirping, the sun shining, my two little angels.
Kuşlar ötüyor, güneş parlıyor, benim küçük iki meleğim.
Sorry doesn't begin to cut it. [Birds chirping] Not bad.
Üzgün olmak geçerli bir sebep değil.
( birds chirping )
( kuş sesleri )
[Birds chirping] Ok, how long are we gonna sit here?
Tamam, daha ne kadar burada oturacağız?
[Birds Chirping]
[Kuş cıvıltıları]
And there were birds chirping.
Ve cıvıldayan kuşlar vardı.
[Birds chirping] FATHER : Mowgli!
Mowgli!
[BIRDS CHIRPING] REPORTER : Your new book, Into the Light, certainly projects the image of a man who's reformed.
Yeni kitabınız, "Işığa Doğru" büyük değişim göstermiş bir insanın görüntüsünü tasvir ediyor.
Those ain't touts, ya hearing, brother. Those are birds chirping'.
Bu duydukların çığırtkanlar değil kardeşim cıvıldayan kuşlar.
Birds chirping, smell of ass on Hollywood Boulevard.
Kuşlar cıvıIdıyor, Bok kokusu var Hollwood Bulvarında. Hey, Koşuya başlamak ister misin?
All I hear now is... raindrops falling, rivers flowing, birds chirping.
Şimdi tek duyduğum yağmur sesi, çağlayan şırıltısı ve kuş cıvıltısı.
( Birds chirping ) rochester :
Düşünmesi bile beni titretiyor. Bayan Eyre!
Chirping birds...
Şakıyan kuşlar...
The birds are chirping.
Kuşlar ötüyor.
( birds are chirping )
[KUŞ SESLERİ DUYULUR]
Boo-hoo... ( birds are chirping )
- Ah canım! [KUŞ SESLERİ DUYULUR]
( birds are chirping )
[KUŞ SESLERİ]
( Birds chirping )
Evet.
[birds chirping] Hey, KlTT.
Hey, KITT.
( birds chirping )
Bir zamanlar...
Haven't you noticed the birds are chirping more melodiously?
Kuşların daha melodik cıvıldadığını fark etmedin mi?
( Birds chirping ) 6am. Great!
Saat 6 : 00.
Oh, let's just say the birds around here are chirping.
Şöyle söyleyim Ortalıkta dolaşan ufak bir kuş.
Sun is shining, the birds are chirping.
Güneş ışıldıyor kuşlar ötüyor
[BIRDS CHIRPING]
.
You're right. A young goose smiled at me, and birds started chirping.
Haklısın, genç bir kız bana gülümsedi diye aklım başımdan gidiverdi.
[Birds chirping] Huh?
Huh?
And on that quiet and peaceful morning, the only sounds to be heard were the chirping of the birds, the buzzing of the bees, and...
Sessiz ve sakin bir sabah, duyulabilen tek ses kuşların cıvıltıları, arıların vızıltıları ve...
( Birds chirping )
Örtünün altına gir.
( Birds chirping ) ah, there's thornfield hall now, miss.
Thornfield Malikanesi orada
( birds chirping ) miss eyre.
Bayan Eyre... Erkencisiniz.
( birds chirping )
Size sorun yarattığım için üzgünüm.