Blankets Çeviri Türkçe
1,223 parallel translation
We bringed food and blankets.
Yiyecek ve battaniye aldık.
I have several blankets
Birkaç battaniyem var.
- See to it that these boys get food and blankets.
Bu çocuklara yemek ve battaniye verin.
As winter comes, we'll tighten the blankets around our bodies and shiver in the cold.
Kış bastırdığında battaniyelere sarılacağız ve soğuktan titreyeceğiz.
- Can't keep its blankets on it.
- Battaniyeyi üstünde tutamıyorum.
"There were several small cuts in the baby blankets, but there was no evidence of tooth marks."
"Bebeğin battaniyesinde kesikler vardı ama diş izine dair bir delil yoktu."
Got plenty of blankets.
Bir sürü battaniye var.
I just wanted to slip under my blankets, but my night was just about to begin.
Battaniyemin altına serilmek istiyordum. Fakat gecem daha yeni başlıyordu.
"OH, I'M SORRY, WE DON'T HAVE BLANKETS HERE IN THE EMERGENCY ROOM." WAIT.
Acil serviste "Üzgünüm, battaniyemiz yok" diyorlar.
- Go to the infirmary. Get the cart oxygen, defib kit, adrenaline in a 10cc syringe, and some heating blankets.
- Revire gidin oksijen, elektroşok cihazı 10cc adrenalin ve bir kaç ısıtıcı battaniye getirin.
Get back to your blankets.
Geçin yerinize.
Get some blankets from upstairs.
Yukarı kattan battaniye al.
You had to buy blankets.
Sana daha fazla yorgan al demiştim.
So, we have sheets, blankets, one shower curtain with broken rings attached, toupee...
Çarşaflar, battaniye, kırık halkalı duş perdesi, peruk var...
I'm sorry. We got some blankets for the potlatch festival.
Özür dilerim.Kış festivali için birkaç battaniye almamız gerekti
Towels, blankets?
Havlu, battaniye?
We gotta give the blankets we have to the passengers.
Elimizdeki battaniyeleri, yolculara vermek zorundayız.
Here are some blankets.
İşte buyrun, battaniyeleriniz.
Yes, I was an old lady when I wrapped you in blankets.
Evet, seni kundakladığımda yaşlıydım.
Do you hog the blankets?
Ya battaniyemi çekersen?
And bring me some blankets!
Bana battaniye getirin.
Peg, you wanna go upstairs and get some blankets and sweaters?
Peg yukarıdan bir kaç battaniye ve kazak getirmek ister misin?
They're out on some big picnic, they're cooking burgers making out on blankets.
Büyük pikniklere falan gidiyorlar, hamburger pişiriyorlar battaniyelerin üzerinde sevişiyorlar.
Mine is about blankets!
Benimki ise battaniyeler hakkında!
- The blankets were helpful.
- Battaniyeler yardımcı oldu.
- You have blankets in the closet.
- Şurada battaniye var.
I'll get you some blankets, okay?
Sana battaniye getireceğim.
You may use pillows and blankets to protect your face from flying glass and debris.
Yüzünüzü cam ya da diğer parçalardan korumak için battaniye ve yastıkları kullanabilirsiniz.
I'd like you to scrounge up some blankets old ones, maybe 50.
Sizden biraz battaniye getirmenizi istiyorum, eski olsun, 50 kadar.
I bet they'll get some blankets.
Battaniyeleri götürecekler.
It's useless giving out driblets of charity, shillings and blankets.
Dilenciye para vermek gibi, çok az bir yardım yapmak saçma olur.
I've got his blankets.
- Bende de battaniyeleri var.
His blankets?
- Battaniyeleri mi?
The people you're trying to help are being butchered by the government peace-keeping patrols and blankets and Rice-A-Roni ain't gonna change that.
Yardım etmeye çalıştığın insanlar, devletin huzuru sağlayan devriyeleri tarafından katlediliyorlar ve ne battaniye ne de hazır yemek bunu değiştirecektir.
Could you not tuck the blankets in?
Battaniyeleri sıkıştırmasan olur mu?
I like to just be able to take the blankets and swish them and swirl them.
Ben istediğimde battaniyeyi alıp..... havada savurabilmeliyim.
I just like to scrunch up the blankets.
Battaniyenin içinde çırpınmak isterim.
- You want your blankets tucked in?
- Battaniyeni sıkıştırmasını ister misin?
- Want your blankets tucked in?
- Battaniyeni sıkıştırmasını ister misin?
- What blankets?
- Ne battaniyesi?
Could you not tuck the blankets in?
Battaniyeyi araya sıkıştırmasan olur mu?
- The covers can be used as blankets.
- Örtüler battaniye olarak iş görür.
Everybody unzip the covers to use as blankets.
Herkes örtüleri çıkarıp, battaniye olarak kullansın.
Better keep the blankets over your head, pendejo... so your fluorescent skin don't keep me awake all night.
Battaniyeyi kafana çek, pendejo... Böylece o florsan cildin beni tüm gece uyanık tutmaz.
Blankets!
Battaniye!
Offer blankets for half the land.
Arazinin yarısı için battaniye teklif et.
- Yeah, we get some blankets.
- Evet, biraz battaniye alalım.
You used to sort out petty disputes concerning food, blankets.
Küçük anlaşmazlıkları çözmek için gıda, battaniye gibi şeyleri kullanabilirsin.
- I have no blankets for you if you sleep on the floor.
- Yerde yatacaksan fazladan battaniyem yok.
We've got our VCR, our blankets, and everything else they could strap to their backs and haul over here.
Steve, manyak aradı.
Sell blankets.
Yeniden başlayalım, mesela Meksika'da.