Blow it Çeviri Türkçe
5,208 parallel translation
So my advice to you, if you really like this girl is take her somewhere in public, and don't blow it.
Tavsiyem, bu kızı cidden seviyorsan insan içinde bir yere götür ve yüzüne bulaştırma.
The Germans didn't blow it!
Almanlar patlatmadı.
Oh, go blow it out your ass.
Aman, git bence kıçını boşalt.
Blow it out, fool.
Dumanı üfle, salak.
Sir, can I blow it? ! Affirmative!
- Efendim, ateşleyeyim mi?
Andros, you're gonna blow it to hell.
Andros, sen de onu cehenneme kadar uçuracaksın.
Say, "How do you do, sir?" like a normal human being so you can have the career that you have always dreamed of or are you just gonna blow it and incinerate and dissolve like a Kleenex in a fat man's sneeze?
Normal insanlar gibi "Nasılsınız efendim?" deyip sürekli hayal ettiğin kariyere kavuşmak mı istersin yoksa şişman bir adamın Selpak'ında kaybolan hapşırığı hızında bunu yakıp berbat etmek mi istersin?
Try not to blow it.
Elinize yüzünüze bulaştırmayın.
I'm gonna blow it up.
Onu patlatacağım.
I didn't blow it clean off.
- Kilidi tamamen kıramadım.
You don't want to blow it with offscreen death.
Onu yayın dışındayken öldürmek istemezsin.
- They're going to blow it up anyway.
- Zaten patlatacaklar.
You're ready to run your own kitchen, so don't blow it, it's a big opportunity for you.
Kendi mutfağını yönetmeye hazırsın. Eline yüzüne bulaştırma, senin için büyük bir fırsat.
- Is it gonna blow up?
- Patlayacak mı?
You know, a car accident, a blow to the head, a sneeze, even, all it takes is for one of these bullet fragments to move- - even half a millimeter- - and you may forget how to piss.
Trafik kazası, kafaya bir darbe, hatta bir hapşırık, eğer bu kurşun parçalarını yarım milimetre bile... hareket ettirecek olursa... nasıl işeyeceğini bile unutabilirsin.
All you gotta do is blow on it and this fuckin'town'll go off like a Roman candle.
Tek yapman gereken üflemek. Sonra bu lanet kasaba maytap gibi yanar.
Probably take the freakiest thing about you and blow it up.
Hakkındaki en acayip şeyi alıp ortaya serebilirim.
It was a blow job.
Ağzına verdim sadece.
It was a blow job, only.
Ağzına verdim.
Now, it's been... it's been said that The Legend here can kill 100 men with one blow.
Tek atışta 100 adamı öldürebilen bir efsanenin olduğunu söylediler.
It was one... one blow from a single man.
Tek bir adam tek bir atıştı.
It was sunny out. There was a light breeze, enough to blow the stink of the East River away.
Güneş çıkmıştı, hafif bir meltem vardı Doğu nehrinin pis kokusunu uçurmak için yeterliydi de.
See, I'll beat the shit out of you in front of those guys, then I'll take this... and I'll blow your fucking brains out with it, and then I'll take that money.
Şimdi, seni şu adamların önünde komaya sokacağım sonra bunu alacağım ve beynini dağıtacağım sonra da o parayı alacağım.
But not for long,'cause there's a storm a-coming, and we're gonna watch it blow you all out of here like dead leaves.
Ama bu uzun sürmeyecek, çünkü fırtına yaklaşıyor ve biz fırtınanın sizi ölü yapraklar gibi süpürdüğünü izleyeceğiz.
- God damn it, Fitch. You blow this deal and we blow everything afterwards.
Bu iş bozulursa sonrasında her şey boka sarar.
... blow softly on it?
... hafifçe üfleyebilir miyim?
And it's assumed, their aim wasn't to blow up just one bus.
Onların amacı sadece bir otobüsü patlatmak değildi.
Sweetie, it's a sandwich, not a blow job.
Tatlım sandviç bu, oral seks değil.
Sweetie, it's a sandwich, not a blow job.
Tatlım, sandviç bu, oral seks değil.
It must feel weird to get a blow job from a blind woman, even your wife.
Karın bile olsa, kör bir kadının yaptığı oral seks garip hissettiriyor olmalı.
Well, would one of you blow into the tube in my car so I can start it?
Biriniz sürebilmem için arabamın lastiğini şişirebilir mi?
You blow me, it's 100.
Sen yalarsan, 100.
I blow you, it's 150.
Ben yalarsam 150.
It must have been a hard blow with Ingvar.
Ingvar sebebiyle zor zamanlar geçirmiş olmalısın.
Look, I promised these boys they'll get a blow job tonight, if you don't do it, then I look like a cunt.
Dinle, ben bu çocuklara bu gece oral sex alacaklarına dair söz verdim, Eğer yapmazsan, bir a * cık gibi görüneceğim.
Put it back, or I'll blow your head off.
Onu yerine koy, yoksa beynini uçururum.
For the same blow might have struck anyone, but not many who would have absorbed it without capitulation or complaint. "
"Teslim olmamışların ve şikayet etmeyenlerin dışında herkesin başına elbet felaket gelebilir."
Absorb the blow, as it were.
Dalgalara teslim olmamalıyım.
! It's a blow to the head.
Kafasına darbe almış.
It's a huge damage for Mr. Castan, a big blow to his reputation.
Bu Mösyö Castan için yıkım olur, Saygınlığına büyük darbe vurur.
When it finally does blow up- - and who knows, maybe it already has ;
Bir gün nihayet patladığında...
-... you'll blow the whole thing before it gets started.
-... her şey başlamadan bitmiş olacak.
It'll blow his mind.
Aklını yitirecek.
It strikes a blow forward into time.
Bu zamana bir darbe indirir.
You know it's gonna blow up in your face.
Bunu da yüzüne gözüne bulaştıracaksın.
When they blow the door'it's going to sound like hell.
Kapıyı patlattıklarında korkunç bir gürültü çıkacak.
I used to come down to Brighton years ago, and what I remember most is that it was always cold and it was always raining with a glacial wind that would blow through the streets and freeze you to your bones.
Yıllar önce Brighton'a gelirdim, en çok hatırladığım şey daima soğuk ve daima yağmurlu olduğuydu. Sokaklarda buz gibi bir rüzgar eser ve insanı iliklerine kadar dondururdu.
It's just a little alpha male display - and it'll all blow over, I swear to you.
Bu sadece küçük bir alfa erkek görüntüsü - ve hepsi ellerine yüzüne bulaşacak, Sana yemin ederim, görürsün.
A blow against her is a blow against him, and he won't take it lightly.
Ona yapilan Kardinale de yapilmistir ve Kardinal bunu hafife almaz.
That has never happened to me, master. But I do try to kill it with one blow. Animals do feel pain, after all.
Bu bana hiç olmadı efendim yine de tek darbede öldürmeye çalışırım ama sonuçta hayvanlar acıyı hissederler.
It's filled with powdered lead, you just... one blow to the side of the head, he'll go down like a ton of fertilizer.
Kanunun gücüyle dolu bu, o... başına tek bir darbe almasıyla, bir ton gübre gibi yere yıkılacak.
blow it up 56
blow it out 26
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
blow it out 26
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it is good 116
it's ok 4874
it's okay 22028
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322