Booster Çeviri Türkçe
560 parallel translation
The booster's fuel will be depleted soon.
Kalkış motorunun yakıtı az sonra tükenecek.
[Françoise] Booster separation.
Kalkış motoru ayrılıyor.
Check fuel booster.
Benzin pompasını kontrol et.
A booster.
Yardım ediyor.
Look, Doc, in case we make it into that lab... ... I'll take the first go at the IQ booster.
Dinle doktor, laboratuara girebilirsek zekâ artırıcıyı ilk ben deneyeceğim.
But we'll need a booster.
Ama bir yükseltici gerekir.
- Might need a tetanus shot. - I had a booster before I went abroad last May.
- Geçen Mayıs yurt dışına gitmeden bir defa olmuştum.
Shark fins are an energy booster.
Köpekbalığı yüzgeci enerji artırıcıdır.
Moving about, exerting myself, I've found that I can... breathe the air of Mars for about, oh, 12 to 15 minutes... before I need to take air from my tank for a booster.
Sağa sola dönüp kendimi adapte etmeye çalışırken şunu farkettim ; Mars'ta 12 ila 15 dakika arasında bir nefes almak yeterli olabiliyor. Ama bunun böyle olması için de öncelikle tankımdan bir nefes almalıyım.
Lying down, asleep... inactive, I can get by for an hour before taking a booster.
Sonra yatıp uykuya dalıyorum. Uykuda hareketsiz kalarak 1 saat boyunca nefessiz dayanabiliyorum.
How do you breathe without a booster?
Nefes taktiğim olmadan nasıl nefes alıyorsun?
- He's got the Mole on board. Looks like Thunderbird 3 lost a booster, Dad.
- Thunderbird 3 ateşlemesi yok baba
I'll just turn up this booster a little. MAN :
Ek motoru biraz daha açacağım.
By installing a booster, we can increase that capability on the order of one to the fourth power.
Bir yükseltici koyarak bunun kapasitesini artırabiliriz.
Put a booster on it, Lieutenant.
- İçeri vermeye çalış.
Orbital module has failed to separate from upper stage booster as planned.
Yörünge modülü planlandığı gibi üst kademe roketinden ayrılamadı.
But a regular programme of booster shots is necessary.
Ama sürekli iyileştirici iğneler şart.
You have received pneumatic injections of booster immunizations.
Bağışıklığı kuvvetlendirici basınç iğneleri yapıldı.
Maybe to a booster somewhere on the island.
Adada bir yerde yansıtıcıları olabilir.
Okay. Booster pump, Zone 1.
Tazyik pompası, birinci bölge.
And, Alan... equip it with additional booster units.
Ve, Alan... onu fazladan iticiyle de donat.
Booster units?
İtici mi?
They're applauded by their booster club, who have travelled all the way from Charlestown to be here tonight.
Charlestown'dan bu gece için gelen, gezgin amigoları tarafından alkışlanıyorlar.
'May I suggest a high-speed flyby'kicking in our second booster within 50 metrons?
'Yüksek hıza geçmemizi önerebilir miyim? '50 metre içinde ikinci iticimizi ateşlemeyi.
'You were 52 metrons away when you used your booster.'
'İticini kullandığın zaman 52 metre ilerideydin.'
Engage booster one micron before.
Onlar ateş etmeden bir saniye önce iticileri çalıştır.
[Michael ] Let's hit it. [ Turbo Booster Fires]
Gidelim hadi.
Two cops get blown away by a credit card booster?
Kredi kartı hırsızı iki polis öldürüyor. Bu çok saçma.
CNO says you're a long-time booster of radar.
CNO senin radar konusunda iyi olduğunu söylüyor.
And I'm happy to say, a booster for us.
Memnunlukla söylüyorum, bizim destekçimiz.
Then we use the Discovery as a booster rocket for the launch.
Discovery'yi de fırlatmada destek roketi olarak kullanırız.
- Booster pumps.
- İtici pompalar.
They had this brain booster machine.
Beyin güçlendiren bir makineleri vardı.
You need a tetanus booster?
Tetanos iğnesi yapayım mı?
Ozzie, if you can hear me, I'll try to restore contact from your end by activating one of the electromagnetic booster cells.
Ozzie, beni duyuyorsan iletişimi tekrar kurmayı deneyeceğim. Elektromanyetik güçlendiricileri devreye sokacağım.
I'm going to hit you with my electromagnetic booster.
Elektromanyetik güçlendiricimi kullanmak zorundayım.
No booster left.
Güçlendirici kalmadı.
Small-time booster, bookmaker type.
Ufak hırsızlıklar yapar, bahis oynatırdı.
Mom gave us some money to buy her booster shots, but she was crying so much, we just decided to go out instead.
Steve ve Marcie! Bunlar Steve and Marcie.
You have to schedule it in conjunction with the booster schedule itself.
Oksijen sistemiyle olan programını tamamlamak zorundasın.
There's kind of a catch-up time... if there's a problem with the booster or something, we're there at the pad until the count gets to a certain point, and then we're called to proceed to the spacecraft.
Üzerinde bir çeşit senkronizasyon cihazı olacak. Herhangi bir parçada sorun olursa orada olacağız. Geri sayım bitene kadar da yanınızda olacağız,... ardından uzay aracının kalkışına izin vereceğiz.
- Spock, the booster rockets.
- Spock, itici roketler.
Ultra-booster.
Ultra-itici.
- Tom's a big booster.
- Tom'un çok yararı olur.
I could install a booster on it that would relay its signals to us.
Bu sayede Atılgandan sinyallerini tespit edebileceğiz.
- Homer, I'm a Bailey booster.
- Homer, ben bir Bailey taraftarıyım.
Well, I'm a Burns booster.
Ben de bir Burns taraftarıyım.
Kid, don't you know that "Gillis" is the underworld name for "cheese booster."
Biliyor musun evlat, yeraltı dünyasında Gillis peynir hırsızı demektir.
I'll leave a booster.
Bir metabolik güçlendirici bırakacağım.
I scheduled a tetanus booster.
Hiçbir şey sadece tetanoz aşısı olacağım.
Full booster, run out of fuel.
Tam iticiler yakıtı tüketir. Öğrenciyken ilk aldığınız derstir.