Booth Çeviri Türkçe
7,083 parallel translation
I think we just solved the case, Agent Booth.
Sanırım vakayı çözdük, Ajan Booth.
That's because you drive like a grandma. Face it, Booth-
Büyük annem gibi sürüyorsun da ondan.
- I'm a much better driver than you are.
Kabul et, Booth. Senden çok daha iyi sürücüyüm.
Booth.
- Kes, Booth.
I bet you this place lights up like a peep-show booth.
Eminim burası halka açık tuvalet gibi pırıl pırıldır.
Han, you know I'm off diner poop patrol for life after I had to clean the booth where the senior left...
Han, biliyorsun ki restoran temizleme işini bıraktım ihtiyar amcanın oturduğu köşeye bıraktığı şeyi temizledikten sonra.
Uh, han, can we talk to you over there in the booth--the far booth?
Şey Han, şu uzak köşede biraz konuşabilir miyiz?
- Were you appointed to this panel, Ms. Booth?
- Siz de bu panele atandınız mı Bayan Booth?
Ms. Booth, at the start of both trials, did you receive instruction from the judge?
Bayan Booth, her iki duruşmanın başlangıcında yargıçtan talimat aldınız mı?
I had to do this on my own. No one believed that Booth was even in Los Angeles so I...
Kimse Booth'un Los Angeles'ta olduğuna inanmadı.
I don't think Booth killed Eva Braga.
Bence Eva Braga'yı Booth öldürmedi.
Booth did not kill that woman, Chief.
O kadını Booth öldürmedi, şef.
It's not time to celebrate yet, Booth.
Henüz kutlama vakti değil, Booth.
That Brit drip. Look, Booth, you know all the other people in your profession.
Mesleğini yapan diğer kişileri tanıyorsun.
This is Seeley Booth.
Bu da Seeley Booth.
I warned you, Booth.
- Seni uyardım, Booth.
Seeley Booth is in town. Yes, and mixed up in some nasty business, I've heard.
Evet ve duyduğum kadarıyla pis bir işe karışmış.
Booth, why did you bring us down here?
Bizi neden buraya getirdin, Booth? Müzik için elbette.
Booth!
Booth!
Thanks, PeeWee.
Gitmeliyiz, Booth.
Booth, we should go. Oh, can't refuse their hospitality now, can we?
Konukseverliklerini reddedemeyiz, değil mi?
Much obliged, Corporal.
- Çok teşekkürler, Onbaşı. - Sana ne yaptı, Booth?
So, Booth is a dreamboat I'd like to take a sail on.
Şey Booth, yelkenini açmak istediğim bir rüya teknesi.
What did I tell you, Booth?
Sana ne dedim, Booth? Koltukta uyuyacağımı.
Well, Seeley Booth, you make these tired eyes want to see clearly again.
Vay, Seeley Booth,.. ... bu yorgun gözlere, yeniden iyi görebilmeyi istetiyorsun.
Booth, old sport. Good to see you.
Booth, eski dostum.
Booth, old sport, tell this lovely woman that I never kiss and tell.
Eski dostum Booth, bu tatlı kadına,.. ... ilişkilerimi açıklamayacağımı söyle.
I think it's time you answered some questions, Booth.
Kahve? Sanırım bazı sorulara cevap vermen gerek, Booth.
Why would Booth take off and ditch me? He must have had his reasons, sugar.
Booth neden kaçıp beni bıraksın?
Booth!
Hey! Hey!
Hi. Sorry I left you back there.
Booth!
Goodness gracious, Booth, this is Eva Braga.
Yüce Tanrım, Booth.
It was the maid, Booth.
- Hizmetçi. Hizmetçi yaptı, Booth.
Booth has to be the killer.
Katil Booth olmalı.
As is the forensic fact that the murder occurred three hours before Mr. Booth entered the house.
Ayrıca cinayetin, Bay Booth eve girmeden üç saat önce işlendiğine dair adli bulgular var.
No idea where Miss Brennan or Booth are, either.
Bayan Brennan ve Bay Booth nerede onu da bilmiyorum.
Because that track was recorded in that room, with me sittin'in this booth.
Çünkü o eser ben bu kabinde otururken bu odada kaydedildi.
Kind of? Was Lincoln's death kind of John wilkes booth's fault? [Bell rings]
Lincoln'ün ölümü biraz John Wilkes Booth'un * suçu muydu?
You're going to be a good uncle, Booth.
İyi bir amca olacaksın, Booth.
Booth. Yeah.
- Brennan.
On my way.
- Booth. Efendim.
Oh, no. Booth, are you serious?
Hayır.
Come on, right?
- Ciddi misin, Booth?
Ooh, Booth said the wife told them about Brooks'assistant.
Booth, karısının, asistanından bahsettiğini söyledi.
You're an addict, Agent Booth, and I'm not gonna let you jeopardize your gambling sobriety on this case or any other case.
Kumar tutkunusun Ajan Booth. Bu vakada ya da başka bir vakada tekrar kumara başlamana izin vermeyeceğim.
Hey, Booth just arrested Lawrence's assistant.
Booth, Lawrence'ın asistanını tutukladı.
Then perhaps another drink is in order.
Seeley Booth burada.
Booth, what did he do for you?
- Anlatabileceğimden fazlasını.
Good-bye, Booth.
Elveda, Booth.
Booth couldn't have killed her.
- Onu Booth öldürmüş olamaz.
You know I couldn't have done it without you, Booth.
Sensiz başaramazdım, Booth.