Bottle of wine Çeviri Türkçe
1,096 parallel translation
I've prepared you a cold supper and there's a nice bottle of wine to go with it.
Yemeğe gelince, akşam için size soğuk bir şeyler hazırladım. Ayrıca yanında çok güzel bir şişe şarap da var.
Even a bottle of wine.
Hâttâ bir şişe şarap bile.
A few dishes for a start then a bottle of wine
Yemekle donat şu masayı! ve bir şişe de şarap getir ayrıca bir de insan istiyoruz!
I just brought up a wonderful bottle of wine and my white socks. You know, the ones you like.
Sevdiğin beyaz çoraplarımı da getirdim.
I made him drink a bottle of wine, it's better that he sleeps.
Bir an önce uyusun diye bir şişe şarap verdim ona.
Little Li's Legendary Dagger has given me troubles, and I have nothing left except, a bottle of wine and my constant coughing.
Efsanevi hançerleri, bana sadece bela getirdi ve sonuçta bir şişe şarap ve sadık... bir öksürükten başka bir şeyim kalmadı.
Waiter, let me have a look at the label on the bottle of wine we're drinking, will you?
Garson, içtiğimiz şarabın şişesinin etiketine bakabilir miyiz?
You see, it took him a whole bottle of wine to get to sleep.
Uyuması için bir şişe şarap içmesi lazım.
Would you bring us a bottle of wine?
- Bir şişe şarap getirir misiniz?
Let's have a bottle of wine.
Bir şişe şarap açalım.
- We would Iike another bottle of wine.
- Bir şişe daha şarap istiyoruz.
If there is any money left, we could buy a bottle of wine.
Kıyıda köşede para kaldıysa bir şişe şarap alabiliriz.
We would like to buy a bottle of wine.
Bir şişe şarap almak istiyoruz.
where's that bottle of wine?
Şarap nerede?
Time is like empty bottle of wine.
Zaman boş bir şarap şişesi gibidir.
If we finish this bottle of wine... you won't have to beg.
Bu şarap şişesini bitirirsek yalvarmana gerek kalmayacak.
Pick us out a nice bottle of wine.
Bize bir şişe güzel şarap çıkar.
I bring a bottle of wine.
Yanıma hep bir şişe şarap alırım.
Um, I think I have a bottle of wine in here somewhere. You do? Yeah.
Buralarda bir yerlerde bir şişe şarap olacaktı.
A bottle of wine on the house.
Bu şişe şirketten.
Ralston, could you bring us a bottle of wine, please?
Ralston, bize bir şişe şarap verir misin?
What do you say I get rid of cherise, we hunker down with a bottle of wine and shoot pool?
Cherise'den kurtulmama ne dersiniz? Üçümüz şarabı birlikte içer ve havuzda eğleniriz.
We ordered a bottle of wine, although she hardly touched it, being pregnant.
Bir şişe şarap söyledik ama o hamile olduğu için çok az içti.
We had a bottle of wine.
Bir şişe şarabımız var.
I got a bucket of ice and a very good bottle of wine.
Bir kova dolusu buz ve bir şişe kaliteli şarap.
She will give you a bottle of wine.
Sana bir şişe şarap verecek.
Al said he had some great news, and I've got a $ 70 bottle of champagne, and a $ 10 bottle of wine.
Nasılsın? Gayet iyiyim. Senin lise aşkım ve bugüne dek sevdiğim tek erkek Teddy'yi,... çalmanı atlattım sayılır.
And a nice bottle of wine. Very nice.
Ve bir şişe iyi şarap.
A bottle of wine, a nice dinner.
Bir şişe şarap ve güzel bir yemek.
If he's a romantic, break it to him over a candlelit dinner and a bottle of wine.
Eğer bir romantikse mum ışığında akşam yemeği ve şarap eşliğinde söyleyebilirsin,
There's a bottle of wine for our trouble.
Bizim için de iyi bir şişe şarap bırakmış. - Huh.
The other night was about a bottle of wine.
Geçen gece bir şişe şarapla ilgiliydi.
I got a bottle of wine for your big date...
Büyük randevun için bir şişe şarap aldım.
Could you please get that bottle of wine in the fridge for me?
Tatlım? Dolaptaki şarabı getirir misin?
It should go nicely with that bottle of wine I know you brought.
Yanınızda getireceğinizi bildiğim bir şişe şarapla, tavuk çok iyi gider.
May I offer you a bottle of wine?
Size bir şişe şarap ikram edebilir miyim?
Just bring us your freshest bottle of wine.
En taze şaraplarınızdan getir işte bir şişe.
Another bottle of wine?
Bir şişe şarap daha?
And... a bottle of cold white wine, Today we will get drunk.
Ve iyi donmuş bir parfe. Harika. Kafayı çekelim biraz.
I have ordered a bottle of Mr. Peck's favourite wine for your table.
Masanıza Bay Peck'in favori şaraplarından birini sipariş ettim.
I've been saving a bottle of white wine from Burgundy.
Beyaz bir burgonya şarabı saklamıştım.
But, Gump, it's the last bottle of me best wine.
Fakat, Gump, bu en iyi şarabımın son şişesi!
Let us expiate my sin with an omelet and a bottle of good wine.
Haydi gel, günahımın kefaretini omlet ve bir şişe güzel şarapla ödeyeyim.
Can you get a bottle of red wine for the lady here.
E? er k? rm?
Bring him this bottle of new wine.
Bekle, ona bir şişe yeni şaraplardan da götür.
I have got some fried chicken here, prepared by Christian women a bottle of cheap wine and ive arranged for some pretty incredible fireworks.
Hıristiyan kadınların yaptığı biraz kızarmış tavuk ve bir şişe ucuz şarabım var ve inanılmaz bir havai fişek gösterisi ayarladım.
I always make an exception for a $ 200 bottle of wine.
her zaman $ 200'lık bir şarap için istisna yapabilirim.
Well, we could start by getting a cabin. A couple of venison steaks and a bottle of sparkling wine.
Bir motel odası tutup, geyik bifteği ve şarap alarak başlayabiliriz.
Yes. Three Martel-Perriers and a bottle of rice wine.
Trois Martel-Perrier ve bir pirinç şarabı.
When the bottle arrives, there is much to be made of the tasting of the wine.
Şişe geldiğinde şarabı tatmak için yapacak çok şey vardır.
Chocolate peanuts, small chocolate bars, four bottles of wine, half bottle of rum and nine crackers.
Fıstıklı çikolata, küçük çikolatalar, dört şişe şarap, yarım şişe rom ve dokuz kraker.