Bounty hunter Çeviri Türkçe
619 parallel translation
Draw, bounty hunter.
Emin olabilirsin ödül avcısı,
Oh, yeah, bounty hunter, hm?
Öyle mi, ödül avcısı, ha?
The number one bounty hunter, what's your number?
Ödül avcıları arasında bir numara, senin numaran kaç?
You've been going on here for years, saying none of the young men around here are good enough for you, and now you take up with a bounty hunter.
Yıllardır Burada yaşıyorsun, çevredeki genç adamların hiçbirinin senin için uygun olmadığını söylüyorsun, Ve şimdi de bir ödül avcısına tutuluyorsun.
How'd you get to be a bounty hunter?
Nasıl ödül avcısı oldun sen?
And he says I'm wrong for being a bounty hunter!
Ve benim ödül avcısı olduğum için hatalı olduğumu söylüyorsun.
Kicked me out for being a bounty hunter, that's what he did.
Ödül avcısı olmam için beni dışarı attı., yaptığı buydu.
I came looking for Django, the bounty hunter.
Ben buraya ödül avcısı Django için geldim.
I quit being a bounty hunter.
Bundan sonra hiçbir haydutu avlamayacağım, ödülü ne kadar yüksek olursa olsun.
It's Tigrero, the bounty hunter.
O, ödül avcısı Loco.
After a bounty hunter shot him.
Ve sen de onu gömmüşsün.
No, the bounty hunter.
- Hayır, ödül avcısının adı.
Where's your bounty hunter?
Senin celladın nerede?
All soldiers. Not a bounty hunter in sight.
Hepsi asker görünürde ödül avcıları yok.
Half-crazy bounty hunter.
Yarι deli ödül avcιsι.
Who's he, some bounty hunter or something?
Bu adam kim? Kiralık kâtil mi yoksa?
Yes, And it was a great idea to get this lousy bounty hunter out of his hole
Evet, bu adi ödül avcısını deliğinden çıkarıp yakalamak için iyi bir fikirdi.
This is just a killer, a bounty hunter,
O sadece bir katil. Bir ödül avcısı.
Since when you turn bounty hunter, Stone?
Ne zaman ödül avcılığına başladın, Stone?
I used to be a bounty hunter.
- Evet ama artık yola alıştım.
But not a bounty hunter.
Ama ödül avcıları değil.
That bounty hunter's not gonna let up.
Ödül avcısı peşimi bırakmayacak.
When the bounty hunter comes what will you do?
Ödül avcısı geldiğinde ne yapacaksın?
Now, a lot of people don't like a bounty hunter till the right time comes.
Çoğu kişi, doğru zaman gelene dek ödül avcılarını sevmez.
Go away, you fucking bounty hunter.
Git buradan lanet olası ödül avcısı.
You a bounty hunter?
Prim avcisi misin?
Well, the bounty hunter we ran into on Ord Mantell changed my mind.
Ord Mantell'de ödül avcısını görünce kararımı değiştirdim.
That was never a condition of our agreement, nor was giving Han to this bounty hunter!
Ne bu, ne de Han'ı ödül avcısına teslim etmek anlaşmamızda yoktu!
– Vader's giving him to the bounty hunter.
– Bir ödül avcısı onu götürecek.
He's all yours, bounty hunter.
Artik o senindir.
Hurry! We're trying to save Han from the bounty hunter.
Han'ı ödül avcısından kurtarmaya çalışıyoruz.
When we find Jabba the Hutt and that bounty hunter, we'll contact you.
Jabba'yla ödül avcısını bulunca haberleşiriz.
An old sheriff and a bounty hunter.
Yasli bir serif ile bir ödül avcisi.
Mr Thorson is a bounty hunter.
Bay Thorson bir ödül avcisidir.
Not some bounty hunter or fly boy buckin'for promotion.
Bir ödül avcısı veya şöhret arayan züppe bir pilot değil.
A female bounty Hunter, living off bounty rewards.
Kadın bir kelle avcısı ha, ödül için avlanan.
On this trip I've tracked it with the relentlessness of a bounty hunter.
Bir kelle avcisi gibi amansizca izini sürdüm bu gezide.
This bounty hunter is my kind of scum... fearless and inventive.
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
Charlie bounty hunter.
Kelle avcısı, Charlie.
Yeah... yeah, Charlie bounty hunter.
Evet. Evet, kelle avcısı, Charlie.
I'm a bounty hunter.
Bir kelle avcısıyım.
I'm not a good enough bounty hunter to do it by myself.
Bunu tek başıma yapacak kadar iyi değilim.
It's the bounty hunter.
Liderleri, Kelle avcısıymış.
I'm a bounty hunter!
Ben bir kelle avcısıyım!
Another bounty hunter was arrested after he tried to take Mardukas away.
Mardukas'ı kaçırmaya çalışan diğer bir ödül avcısı tutuklanmış.
I'm a taxi driver, not a bounty hunter.
Ben taksi şoförüyüm, ödül avcısı değil.
It says he's an ex-soldier who suffered an injury and is now a bounty hunter.
Burada, eski bir asker olduğunu yazıyor ve şöhret arayan biri.
Sometimes peace officer and bounty-hunter.
barış görevlisi ve ödül avcısıydı.
Charlie Bounty-Hunter.
Kelle avcısı, Charlie.
Yeah, "Charlie Bounty-Hunter."
Evet, "Kelle avcısı, Charlie."
I'm a Bounty-Hunter!
Ben bir kelle avcısıyııım!