Bowling Çeviri Türkçe
2,897 parallel translation
And the bowling balls go down, and the pins just go kaplooey.
Bowling topu lobutlara doğru gider ve güm.
My little bowling ball with legs.
Benim minik, ayaklı bowling topum.
Who has a birthday party in a bowling alley, anyway?
Kim bowling salonunda doğumgünü kutlar ki?
Bowling, archery, ping-pong. Oh!
Bovling, okçuluk ping-pong.
- Head bowling.
- Kafa bovlingi. - Ne?
Ladies and gentlemen, we will see what happens with head bowling a little later in the show.
Bayanlar ve baylar, Kafa bovlinginde ne olacağını ilerleyen saatlerde göreceksiniz.
Get her a bowling ball for all I care.
Bana kalirsa git bir bowling topu al ona.
- They're going down like bowling pins!
- Bovling kukaları gibi devriliyorlar.
And Blithe's doing the Riverdance over in the bowling alley.
Ve Blithe de bowling alanında dans ediyor.
I had a party at the bowling alley on the base.
- Bowling salonunda parti veriyorduk. Alt katta.
I missed the bus. I didn't make it to the bowling alley.
Otobüsü kaçırdığım için Bowling salonuna gidemedim.
'Try bowling like Lala Amarnath...''as a kid I always got that advice.'
Çocukken hep Lala Amamath gibi olmam istenirdi.
'He is known for his fast bowling.'
En hızlı atıcı olarak tanınır.
'A magnificent spell of great fast bowling.'
Olağanüstü bir atış.
'Wrong footed bowling action for that final ball of the match.'
Yanlış ayakla final topu maçı bitirdi.
Bowling pin?
Bovling lobutu?
No, not particularly.
Pek sayılmaz. - Bowling?
Do you like bowling? Are you a good bowler?
Bowlingte iyi misin?
1201 East Amador, Las Cruces Bowl.
1201 East Amador, Las Cruces Bowling salonu.
- Las Cruces Bowl?
- Las Cruces Bowling salonu mu?
The police department received the call reporting a fire and people hurt at the Las Cruces Bowl.
Polis birimi çağrıyı aldı... BAŞKOMİSER FRED RUBIO LAS CRUCES POLİSİ... Las Cruces Bowling salonundaki yangını, insanların yaralandığını bildiriyordu.
Once they entered the Las Cruces Bowl, they noticed that on the inside the office area, that's where there was smoke.
Las Cruces Bowling salonuna girdiklerinde ofislerin olduğu yerde duman olduğunu bildirdiler.
We were just going to hang out at the bowling alley, like we typically did, and we were hungry. Ida was not ready in the kitchen, so my mom gave us some quarters to go to the vending machines.
Bowling salonunda takılıyorduk her zaman yaptığımız gibi ve acıkmıştık Ida mutfağı hazırlamamıştı annem bize bir kaç çeyreklik verdi otomatlar için...
And when we went back out of the office, into the entrance of the bowling center, there were two men with guns, and the older one told me and Amy to go back into the office, and the other one, the younger one, went to the snack bar area and got Ida.
Ofise geri dönüğümüzde bowling salonunun ortasındaki girişte silahlı iki adam vardı yaşlı olanı Amy ve benim arkadaki ofise gitmemizi söyledi ve diğeri genç olanı snek barın olduğu yere gitti ve Ida'yı yakaladı.
I was somewhere near Telshor and Lohman... and got this call on the radio that there were shots fired at the bowling alley.
Telshor ve Lohman yakınlarında bir yerdeydim ve şu telsiz çağrısını aldım bowling salonunda ateş edildiğini söyleyen.
" Did you hear what happened at the bowling alley?
"Bowling salonunda neler olduğunu duydun mu?"
I was contacted by phone, advised that there had been a shooting at the Las Cruces Bowling Alley.
Telefonla haberdar oldum vurulanlar olduğunu söylüyorlardı Las Cruces Bowling Salonunda.
I headed down to the bowling alley.
Doğruca bowling salonuna gittim.
I called the bowling alley, and nobody answered.
Bowling salonunu aradım ve kimse açmadı.
"My sister called, and there's something bad happened at the bowling alley."
"Arayan kardeşimdi, kötü bir şey olmuş bowling salonunda."
When I went back into the- - to school, I was nervous because I hadn't heard from Steven, and so I called the bowling alley, and again no answer.
Geri döndüğümde... okula gergindim çünkü Steven'dan haber alamamıştım ben de bowling salonunu aradım ve yine açan yoktu.
"Hey, did you guys hear there's been a robbery at the bowling alley?"
"Hey, bowling salonundaki soygunu duydunuz mu?"
I proceeded to the right, as you enter into the bowling alley, towards what was advised to me to be the crime scene.
Sağ tarafa ilerledim bowling salonuna girdiğinizde o yöne gitmem bildirilmişti suç mahalline girebilmek için.
She takes me to the bowling alley, and it's all roped off in yellow.
Arkadaşım beni bowling salonuna götürdü her yere sarı şeritler çekilmişti.
I didn't know if they were going to survive or not and that there were other gunshot victims at the bowling alley that were dead.
Kurtulup kurtulmadıklarını bilmiyordum bowling salonunda başka vurulanlar da vardı ölmüşlerdi.
At the bowling alley, they killed... "
"Bowling salonunda öldürmüşler"
They killed her at the bowling alley. "
O'nu bowling salonunda öldürmüşler "
I don't recall his name right off hand, but he was supposedly a witness to what he had described as the young shooter as he was running down the alleyway, running west of the bowling alley in between the two major streets.
Adını tam olarak hatırlamıyorum iddialara göre adam, tarifine göre suçlulardan genç olanı görmüştü dar yoldan aşağıya doğru koşarken bowling salonunun batısına doğru koşuyormuş iki ana cadde arasında.
You don't go in at 8 : 30 in the morning to rob a bowling alley that, at the time, was in the middle of an open parking lot.
Açık bir park alanının ortasındaki bowling salonunu soymaya o saatte sabah 8 : 30'da gitmezsiniz.
In particular, there was a residence on Kansas where a lot of them were living, and, as you may already know,
Özellikle Kansas'da bir ev vardı. ... bir çoğu o evde yaşıyordu ve sizin de bildiğiniz gibi Kansas, bowling salonunun hemen güneyindeydi iki sokak ötede gibiydi.
Maybe this was a retaliation because of one of the individuals in the bowling alley.
Belki de misillemeydi bowling salonundaki kişilerden biriyle ilgili.
A few days after the shootings, the bowling alley owner, Ron Senac, answered questions about the tragedy.
Saldırıdan bir kaç gün sonra... - BOWLİNG SALONUNUN SAHİBİ... bowling salonunun sahibi Ron Senac yaşanan trajedi ile ilgili soruları yanıtladı.
They do feel that there was a link there, that they were there for something other than to just rob the bowling alley or to just shoot people randomly.
Orada bir bağlantı olduğunu düşünüyorlar orada bir şey için oldukları yoksa sadece bowling salonunu soymak ya da insanları öylesine, gelişigüzel vurmak için değil.
He was living in the bowling alley at the time.
Aynı zamanda bowling salonunda kalıyordu.
I'd been caddying for a friend of mine since 1985, and the only time ever left the bowling alley was to go caddy for him or go play golf or do something- -
Bir arkadaşımın golf yardımcısıyım 1985'den beri bowling salonundan tek bir nedenle ayrılırım..... O'nun yardımcılığını yapmak için ya da golf falan oynamak için...
The bowling alley was my business.
Bowling salonu ise işim.
Well, I lived in my bowling alley because I had sold my house.
Bowling salonunda yaşıyordum çünkü evimi satmıştım.
I couldn't get back in the bowling alley till Thursday, as I recall.
Hatırladığım kadarıyla, Perşembe gününe kadar, bowling salonuna dönemedim.
The analogy I like to use is, think of a bowling match.
Burada kullanmayı sevdiğim bir benzetme, bir bowling maçı gibi.
Do I look like a bowling pin today? Shit.
Sen iyi misin ya?
Kansas is just south of the bowling alley, like two streets away. Okay, maybe it wasn't a robbery.
Tamam, belki soygun değildi.