But he's a good man Çeviri Türkçe
155 parallel translation
He's doing good in the insurance business, but it didn't look right... a divorced man running around with a crippled girl.
Sigorta işinde durumu iyi. Ama bana pek doğru gelmiyordu. Yani boşanmış bir adamın, sakat bir kızla gezmesi.
He's a good man, Holley... but still a little jumpy.
O iyi bir adam Holley... ama hala biraz sinirli.
He's a good man, but I'll take him!
İyi biri ama onu yeneceğim.
Her fiancé is a good man. At present, he is a guard at Roquette Prison... but he has already been promoted to the guillotine section. A post of trust.a
Nişanlısı iyi bir adam, şimdilerde hapishanede gardiyanlık yapıyor, ancak giyotin bölümüne terfi ettirildi, bu zor bir görevdir.
Look, Doc, I know he volunteered for this show, I know he's a good man, but I'm going to have to get rid of him.
Bu gösteriye gönüllü yazıldığını biliyorum. İlk defa olmuyor sen de biliyorsun.
But any time a man won't take off his gun belt to eat a meal... he's got a pretty good reason.
Eğer bir erkek yemek yerken silahını çıkarmıyorsa... bunun bir nedeni vardır.
He's only a-a marine... but he is a good man, brave and very, very honest.
O sadece bir asker, ama iyi bir adam, cesur ve çok dürüst.
He was a good man... but he lived as if he were a stranger here.
İyi bir adamdı ama burada sanki bir yabancıymış gibi yaşadı hep.
A man made a good offer, but he said I'd need help.
Adamın biri iyi bir teklifte bulundu ama yardıma ihtiyacım varmış.
He may be weak, but he's a good man at heart.
Zayıf olabilir, ama özünde iyi biri o.
He'll never set the world on fire, but he's a good man.
Laf aramızda dar görüşlü biri de olsa şüphesiz mert biri.
He's a good man, but I feel nothing for him.
O iyi bir adam ama onun için bir şey hissetmiyorum.
He's a good man. A little skeptical, cynical, but he knows his business.
Biraz şüpheci, alaycıdır ama işini bilir.
But he's a nice man, a good catch
Ama iyi bir adam, uygun bir eş
Your uncle is misguided, perhaps, but he's a good man.
Amcanız belki yanlış fikirlere kapılmış, ama o iyi biri.
He's a good man, but your sin is great...
O bir din görevlisi, seninse günahın büyük...
Major Ryder's a competent man and a good officer, but I get the feeling he's hitting the panic button too prematurely.
Binbaşı Ryder iyi bir adam ve iyi bir subaydır ama çabucak panik olmaya hazır gibi hissediyorum.
I may not know him well, but it seems he's a good man.
Çok iyi tanımasam da, iyi bir adama benziyor.
But he's a good man, really.
Ama sahiden iyi bir adam.
Your brother's a good man, but he's awful pushy, you know?
Biliyor musun, kardeşin iyi biri, ama bazen çok zorlayıcı oluyor.
Yes, of course, he's a good man. But the fact is we need younger pastors.
Tabii ki iyi insan ama gerçek o ki genç papazlara ihtiyacımız var.
My husband is a good man, Father, but he's not a big churchgoer.
Kocam iyi bir adamdır Peder, ama kiliseye fazla gelmez.
But the fact is, he's a good man.
Ama doğrusu, iyi adamdır.
People think him a silly man, Larry but he's a good man and a generous one.
İnsanlar onu gülünç bulur, Larry ama o iyi bir insandır çok da cömert.
It appears that he's a man of good birth, an excellent education but he has hereditary tendencies of the most diabolical kind.
İyi biri olarak doğduğu açık. Mükemmel bir eğitim almış. Ama içinde, en şeytani suçları işlemeye karşı genetik bir eğilim var.
He's a good man, but he's out of control.
İyi bir adam ama şu anda kontrolden çıktı.
He was a good man, but somehow good things never came to him.
İyi bir adammış ama nedense başına iyi bir şey gelmezmiş.
He's a good man, but got a temper.
iyi adamdır, ama çabuk öfkelenir.
But you think he's a good man?
İyi birisi diyebilir misin peki?
He's a good man and a fine officer but it will be a controversial choice.
İyi biridir ve yetenekli bir subaydır ama bu seçim tartışmalara yol açacak. Sormak istediğim- -
Look, I know that he's a friend of yours and no one can deny that he's done a lot of really good things but you're 10 times the man he is.
Bak, onun arkadaşlarından biri olduğunu biliyorum ve kimse onun çok iyi şeyler yaptığını inkar edemez ama sen onun olduğundan 10 kat daha erkeksin.
I know that he's a good man, but this hate is making him an obsessed killer.
Onun iyi bir adam olduğunu biliyorum ama bu nefret onu takıntılı bir katil yapıyor.
But I think she's clinging on to the idea that he was a good man. Which he was.
Ama sanırım onun gerçekten iyi bir adam olduğu düşüncesine sıkı sıkıya yapışmış durumda.
Ben may have made some mistakes, but he is a good man.
Bir iki hata yapmış olabilir. Ama o iyi bir insan.
Have you ever been with a man... and he's doing everything and it f eels good... but somehow you just can't manage to- - Come?
Daha önce hiç, herşeyi yapan çok iyi hissettiren, sen gelmeden asla durmayan bir erkekle tanıştın mı?
And so, I endorse Angelo Bertelli in this race not just because he's a good man, of and from this district but because he represents a change.
Bu yüzden, bu yarışta Angelo Bertelli'yi destekliyorum. Sadece iyi bir adam olduğu yahut hemşerimiz olduğu için değil değişimi temsil ettiği için.
But he's a very good man.
Ama çok iyi bir adamdır.
You know, not that I would encourage it, but the way he was looking at it, that's good, right? He's like a little man.
Bak, onu teşvik etmek için değil ama küçük bir adam gibi bakıyordu.
He's a good man basically, but...
Aslında iyi bir adam, ama...
I'd ask you to just do this for me... but he's a good man.
Bunu benim için yapmanı senden isterdim... ama o iyi bir adam.
He's a good man, but he's got to be more careful.
O iyi bir adam ama daha dikkatli olması gerekir.
I may not always know what He's thinking, but I know that inside, you're a good man.
Birisi onun ne düşündüğünü bilemez ama ben senin içinde... iyi bir adam olduğunu biliyorum.
Bad gambler, but he's a good man.
Kötü bi kumarbaz ama iyi bir adam.
And he's a good man, and all, but don't talk to him about Jesus.
Ona İsa hakkında bir şey söyleme.
He plays stiff every now and then, but he's a good man.
Sert gibi görünüyor ama iyi adamın teki.
I've not met your father, but I'm told he's a very good man, very brave man.
Babanla tanışmadım, ama çok iyi biri olduğunu söylediler. Çok cesur biri.
Lana I know this is hard to understand but when a grown man gets himself involved with a 14 year girl he's not a good guy and there are the laws against what he's done to you.
Lana, bunun anlaşılması zor bir şey olduğunun farkındayım. Ama 14 yaşındaki bir kızla ilişki kuran yetişkin bir erkek iyi biri değildir. Sana yaptığı şeyi yasaklayan kanunlar var.
My husband is a good man, but he's full of dreams.
Kocam iyi bir insandır, ama rüyalarda yüzüyor.
CHANDRA : I know what you're thinking. But he's a good man.
Ne düşündüğünü biliyorum ama o iyi bir insan.
- He's a good man and he loves me, but....
- İyi bir adam, beni de seviyor, ama...
The M.E. Is a good man, Horatio, but I think he might have missed something.
O adlı tabip iyi adamdır. Ama bir şeyi gözden kaçırmış olabilir.