But i can't be sure Çeviri Türkçe
255 parallel translation
You'll tell me that you can't do it... that you can't live without him, but I'm sure... 15.000 will be enough?
Bana bunu yapamayacağınızı onsuz olamayacağınızı söyleceksiniz ama 15,000'in yeterli olacağından eminim!
It won't be the same, sure, but it'll be close. I can just say I am and see what happens.
Aynı şey olmaz kesinlikle, ama gerçeğe çok yakın olacak.
I can't be sure of that, but the way things look to me, I think so.
Bundan emin olamam, ama bana göre öyle.
Well, I can't be sure but I believe the answer is yes.
Emin olamam ama inanıyorum ki cevap evet.
Seems like I seen him in Skagway, but I can't be sure.
Sanırım onu Skagway'da gördüm ama emin değilim.
Ike's old man has a big ranch there, but I can't be sure.
Ike'in babasinin orada büyük bir çiftligi var ama emin degilim.
Probably close to the IP, but I can't be sure.
Hedefe yakın olmalıyız ama emin olamıyorum.
There's one other small detail... but I can't be as sure about it.
Başka bir ufak detay daha var ama bu konuda tam emin olamıyorum.
I've just seen something and by all that's holy, I just can't be sure, but I think it's Ian Bellows.
Bir şey gördüm ve Tanrı adıyla emin olamasam da sanırım Ian Bellows'du.
- Can I go with you? - Sure, but I'll... Be home much quicker if you don't.
- Elbette, ama sen... olmazsan daha çabuk evde olurum.
I can't be sure, but I think so.
Emin değilim, ama sanırım öyle.
I've heard they're in Hoxne, about four miles yonder, but I can't be sure.
Hoxne'da olduklarını duydum, altı kilometre ötede ama emin değilim.
I do not recall the company name but I didn't sell it to no one else, that you can be sure of.
Şirketin adını hatırlamıyorum ama başka hiç kimseye satmadığımdan emin olabilirsiniz.
I can't be late, but sure.
Geç kalmamam lazım ama önemli değil.
I think so, but without this compass, I can't be sure.
Sanırım, ama bu pusula olmadan bilemem.
I don't mean to be an alarmist bell but, when the horde finds out about this they sure send a fore squad after us you're right you better come with us Adam they'll be after you too
Korku çanı habercisi olmak istemem ama Horde bunu öğrendiğinde, peşimizden bir ekip yollayacaktır. Haklısın. Bizimle gelsen iyi olur Adam.
Well, I can't be sure, but I thought I heard a woman's voice.
Emin değilim ama bir kadın sesi duydum sanmıştım.
But I can't be sure.
Ama emin olamıyorum.
But I can't be sure.
Ama emin olamam.
Mrs. Teale, this ain't easy for me... and I'm sure it must be a lot harder for you... but something, be it Indians, or thieves, or nature... has taken your husband.
Bayan Teale, bu benim için kolay değil... ve eminim ki sizin için çok daha zordur... Kızılderililer, hırsızlar ya da doğa, her neyse... kocanızın canını almış.
'I can't be sure what, but some kind of disaster's happening.
Bu konuda bir şey bilmiyorum. Fakat çok korkunç bir şeyle ilgili.
I can't be sure, but it looks like over 50 children detained.
Emin değilim ama 50 den fazla çocuk tutuklanmış.
I can't be sure that it would, but what have you got to lose?
Bunun olacağı garanti değil. Ama kaybedecek neyin var?
I can't be too sure of the chronology here but...
Buradaki zamanlamadan pek de emin olamıyorum ama her neyse.
I can't be sure yet, but this looks like the original Victorian glass.
Emin değilim, ama galiba bu cam Victoria döneminden kalma.
I think it's still far, but I can't be sure.
Sanırım uzakta ama, emin de değilim.
Well, I can't be sure, of course but my guess would be Klingons.
Emin olamam elbette ama tahminimce Klingonlar.
Captain, I can't be sure, but I think I wasjust taken over by the alien.
Kaptan, emin olamıyorum ama, sanırım yabancı tarafından biraz önce kontrol edildim.
- Sure I can, but it won't be true.
Söyleyebilirim, ama doğru olmayacak.
We believe they may have fallen to the Vorlon advance, but we can't be sure for I guess, 10, 12, hours.
Vorlonlara yenik düşmüş olmalarından şüpheleniyoruz ama bir 10-12 saat daha kesin bir şey söyleyemeyiz.
I'm absolutely positive me, my copilot and those two kids were abducted, but I can't be absolutely sure it happened.
Ben kesinlikle pozitifim. Ben, yardımcı pilotum ve o iki çocuk kaçırıldık. Ama bunun gerçekten olduğundan emin olamıyorum.
Well, I can't be positive but I'm pretty sure the captain's being held in a staging area here on Solis Planna.
Tam olarak emin değilim ama kaptanın Solis Gölü kıyılarında askeri bir binada tutulduğunu sanıyorum.
Can't be sure, but I think he's protesting the Vietnam War. [Singing Continues ] - [ Ends]
Emin olamıyorum, fakat sanırım Vietnam Savaşı'nı protesto ediyor.
I can't be sure, but I think there's more going on here than just a simple "hello."
Emin değilim. Fakat oraya giden şeylerin bir "merhaba" dan fazla olduğunu düşünüyorum.
I think I have an idea what it may be designed for... but as long as it's sitting dead in space, I can't be sure.
Bu şeyin ne için tasarlanmış olabileceği konusunda fikrim var ama öylece durduğu sürece doğruluğundan emin olamam.
- Once she was on Nightline and I can't be sure, but I think he was touching himself. He's got something for that woman.
O kadına karşı bir şeyler hissediyor.
I wasn't even sure I could be a pod person but now I'm enjoying it because you made the aliens come alive.
Ben koza insanı canlandırabileceğim konusunda şüpheliydim ama artık bu işi zevkle yapıyorum çünkü siz uzaylılara can verdiniz.
Of course, I can't be sure... but I really believe that, this time,
Elbette, emin olunamaz... ama bu kez inanıyorum...
You know we can't be sure,... but I need to be.
Tamamıyla emin olamayız.
I can't be sure, but is there a little game-playing going on here?
Dinle, emin değilim ama bir takım oyunlar döndüğünü düşünüyorum.
I can't be sure, because it went by so fast, but if I were playing odds, I would say that it was Daisy.
Emin değilim, çok hızlı geçti, ama eğer yanılmıyorsam, bu Daisy olmalı.
But I can't be sure that you have remained safe until I see you again.
Ama seni tekrar görene dek güvende olduğundan asla emin olamam.
I can't be sure, but this planet is years away..... from any known Goa'uld home world - even with fast ships.
Emin olamam, ama bu gezegen bilinen en yakın Goa'uld ana gezegeninden yıllar uzakta - hızlı gemilerle bile.
Can't be sure, but I don't think so.
Olamayız, ama sanmıyorum.
Ma'am, there- - There hasn't been a reward established, but I'm sure something can be done.
Bayan, Hayır bir ödül koyulmadı.
You can never be sure what a wild animal will do, but I should have known all along that JoJo wouldn't abandon me.
Vahşi bir hayvanın ne yapacağına asla emin olamazsınız, ama en başından bilmeliydim ki JoJo beni asla terk etmez.
Looks similar to Phoenician letters, but I can't be sure.
Fenike harflerine benziyorlar, fakat emin değilim.
But how can I be sure you aren't gonna change your mind?
Ama fikrini değiştirmeyeceğinden nasıl emin olacağım?
I can't be sure, but I think that my client just called me a fool in court.
Emin değilim ama galiba müvekkilim mahkemede bana aptal dedi.
I know you can't be sure of anything in life, but looking at you now with your puppy-dog eyes and your shiny shoes that I know you can't wait to get out of, that we were meant to be together.
Hayatta hiçbir şeyden emin olunamayacağını biliyorum ama şu anda, köpek yavrusu gözlerin ve çıkarmak için sabırsızlandığını bildiğim parlak ayakkabılarınla sana bakarken bizim birlikte olmamızın kader olduğunu biliyorum.
I mean, sure, I'm good lookin', but I can't be trusted.
Yani yakışıklıyım o sorun değil ama bana da güvenilmez ki.