English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But i can't remember

But i can't remember Çeviri Türkçe

574 parallel translation
I don't remember anything, but... I can't say that I didn't'cause I don't- - I don't know what happened.
Hiçbir şey hatırlamıyorum ama yapmadım diyemem çünkü ne olduğunu bilmiyorum.
But I can't remember what her face looked like.
Ancak yüzünü hatırlamıyorum.
"But I can't remember."
Ama hatırlamıyorum.
But right now I can't even remember having been in love with you.
Fakat şu anda sana olan aşkımı hatırlayamıyorum.
I'll do as you say, Mr. Carton but remember now, we can't trust nobody.
Söylediğiniz gibi yapacağım Bay Carton ama şimdiden söyleyeyim, kimseye güvenemeyiz.
Lennie, you can't never remember nothin that happens but you remember every word I say, don't you.
Hiç bir zaman hiç bir şeyi hatırlamazsın da benim söylediklerimi tek tek hatırlarsın değil mi?
Hidin'out, but I just can't remember where.
Saklanıyor ama nerede olduğunu hatırlayamıyorum.
I can't remember all their darned names there was so many, but they all done the same thing.
İsimlerini hatırlayamıyorum bile öyle çoktular, ama hepsi de aynı şeyi yaptı.
Yeah, I remember that crazy act, but I can't remember the name.
Evet, o çïlgïn gösteriyi hatïrlïyorum ama adïnï hatïrlamïyorum.
All these years, I... I've tried to remember, but I can't.
Tüm bu yıllar boyunca hatırlamaya çalıştım ama yapamıyorum.
I don't know why, but he's wanted me dead ever since I can remember.
Sebebini anlamış değilim ama tek bildiğim beni ölü olarak görmek istediği.
I can't remember what happened, but I seem to have been carried away.
Ne olduğunu hatırlamıyorum, ama sanırım biraz fazla ileri gittim.
I can't remember, but she's written a number of books.
Hatırlayamadım ama çok romanı var.
- I can't. But remember I love you.
Yapamam, ama seni sevdiğimi unutma.
I can't remember what I said to Mr. Burgoyne, but believe me, it's been distorted.
Bak, Mr. Burgoyne'a tam olarak ne dediğimi hatırlayamıyorum, ama inan bana, bu iş saptırıldı.
Another book that I read by Mickey Spillane, I can't remember the name of it, but he finds this red-headed doll on the streets and he gives her some dough because he feels sorry for her.
Mickey Spillane'in okuduğum başka bir kitabında, adını şimdi hatırlayamıyorum, sokaklarda kızıl saçlı bir afet buluyor ve onun için üzüldüğünden kıza biraz mangır veriyor.
You know, I probably knew their names then, but I can't remember one of them now.
O zaman adlarını biliyordum ama şimdi aklımdan çıkmış.
I can't even remember him, I admit, but I miss him.
Hatırlamasam bile onu özlüyorum.
No, I can't come with you to see the cherry trees... but I shall remember that you asked me.
Hayır, seninle kiraz çiçeklerini görmeye gelemeyebilirim... ama bana söylediklerini unutmayacağım.
I? I'm writing my memoirs, but I can't remember everything that happened.
Anılarımı yazıyorum, ama her şeyi hatırlayamıyorum.
Forgive me but I can't remember everything that goes on.
Bağışlayın ama, olan herşeyi hatırlayamam.
I can't remember, but it's wrong!
Ama yanlış.
I can remember knowing I was frightened... but I can't remember actually being frightened, or how I felt.
Korktuğumu bildiğimi hatırlıyorum... ama gerçekten korktuğumu, neler hissettiğimi hatırlayamıyorum.
But for my tenth, I really can't remember.
Ama onuncu yaş günümde bir şey aldığınızı hatırlamıyorum.
I know the name but I can't remember the face. - Oh, California sometime.
İsmi biliyorum ama yüzü hatırlamıyorum.
I was like a genius in elementary school, but now my grades stink and I can't remember things.
İlkokulda bir dahi gibiydim. Ama şimdi notlarım çok düştü ve unutkanlık başladı.
Since then I've been trying, but I can't remember.
Deniyorum, fakat hatırlayamıyorum.
But what if I don't remember, if I can't remember it?
Peki, ya onu hiç hatırlayamazsam?
It's on the tip of my tongue but I can't remember.
Dilimin ucunda ama söyleyemiyorum.
I can't remember all your letters... but you once wrote...
Benim değil! Bütün mektuplarını hatırlayamam ama bir keresinde şey yazmıştın...
It's funny, I can't seem to remember that party but I do remember you.
Tuhaf aslında. Partiye dair pek bir şey hatırlayamıyorum. Ama seni kesinlikle hatırlıyorum.
I can't remember his name, but I called him something like Piren.
Adını hatırlamıyorum çünkü ona sürekli "Pirén" derdim.
I'm trying to remember, but I can't.
Hatırlamaya çalışıyorum ama hatırlayamıyorum.
I can't remember but I've got it written down some where.
HATIRLAYAMIYORUM, AMA BİR YERE YAZMIŞTIM
We can't tell what's in the cards, but I want you to know that wherever you are, wherever I am, I will always remember you, men.
Kaderimizde ne var bilemeyiz ama bilmenizi istiyorum ki her nerede olursanız olun, her nerede olursam olayım sizi hep hatırlayacağım.
I'm not exactly a department store, but I sell enough that I can't remember who bought a scarf one, two, three months ago, or who knows when.
Ben mağaza gibi satış yapmamki.... Seyyarım ben.. Kimin bu fuları aldığını nereden hatırlarım ki...
That's OK. Last night we talked about something important, but I can't remember what.
Biliyorsun dün akşam önemli bir şey konuştuğumuzu hatırlıyorum, ama bugün bunun ne olduğunu hayatım hakkı için, hatırlayamıyorum.
Okay, Twist, but... if this thing blows up, remember, I can't do you no good downtown.
- Tamam Twist, ama eğer bu iş patlarsa, unutma, burada sana yardım edemem.
I thought it was terrific at the time... but I can't remember much about it now.
İzlerken harika bir film olmuş desem de şimdi film hakkında çok şey hatırlamıyorum.
I'm sure I saw something important that night but I can't remember what exactly!
O gece çok önemli bir şey gördüğüme eminim... Ama ne olduğunu tam hatırlamıyorum kahretsin ki!
I remember something a bit muddled but I can't remember what I wanted to say.
Bir şeyler hatırlıyorum ancak... Ne demek istediğimi hatırlayamıyorum. Muhtemelen saçmalıyordum.
Excuse me, I know you, but I can't remember where.
Pardon, sizi bir yerden tanıyorum, ama nereden?
It's odd, I know I loved you but I can't remember how it felt or who I was.
Tuhaf. Seni sevdim, biliyorum ama o duyguyu veya kim olduğumu hatırlayamıyorum.
I'm sorry I can't remember the exact dates but I hope this card will take care of them all.
Kesin tarihleri hatırlayamadığım için kusura bakmayın. Bu kart hepsinin yerine geçsin.
Equations are no trouble, but I can't remember how to write my own name.
Denklemler sorun değil ama adımı nasıl yazacağımı unutuyorum.
I can't remember where I got'em, but I got'em, know what I mean?
Onları nereden bulduğumu hatırlamıyorum, ama buradalar, tamam mı?
I can't remember the title, but it impressed me.
Başlığını hatırlamıyorum, ama beni etkilemişti.
I can't remember who you are..... but you are someone very important to me.
Ama benim için çok önemli birisin.
But when I wake up, I can't remember everything.
Ama uyandığımda, hepsini anımsamıyorum.
Some reason for it, but for the life of me I can't remember what it was.
Bir sebebi vardı ama, Tanrı aşkına hatırımda kalmamış.
Well, that I should know the painting, that I've seen it before, but I can't remember what it means.
O resmi daha önce görmüşüm de hatırlamalıymışım gibi, ancak anlamını çıkartamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]