But i don't mind Çeviri Türkçe
1,258 parallel translation
But I don't mind pushing the Dodge through gang turf because I'm a mighty stegosaurus.
Ama yine de arabamı iterek çetelerin bölgesinden geçirmeye aldırmadım çünkü ben güçlü bir dinozorum.
You know, I don't mind if somebody's funny but I no like the funny business.
Biri komikse aldırmam ama komik işleri sevmem.
I don't mind a phony personality but I gotta draw the line somewhere.
Sahtekâr bir kişiliği olsa aldırmam ama bir sınır da koymam gerekir.
Maybe it is, but listen, I gotta get ready Sidra's coming over so if you don't mind...
Belki de öyledir ama hazırlanmalıyım bak Sidra birazdan gelecek eğer zahmet olmazsa...
I know you're assigned to another area, Scully but you're welcome to come aboard with us on this. That is, if you don't mind working in an area that's a bit more down to earth.
- Başka bir alanda görevlisin biliyorum Scully,... ama eğer dünyaya daha yakın bir alanda bizimle çalışmayı sorun etmezsen bize katılabilirsin.
I don't mind going to see her. But we won't go see the other one. Will we?
Onu görmeyi isterim, ama diğerini görmeye gitmeyeceğiz, değil mi?
But you can't say, "I don't know" because in your mind that means you lose.
Ama, "Bilmiyorum", diyemiyorsun... çünkü sana göre bu, kaybetmek demek.
I hope you don't mind... but all I have is a fifty,.
Umarım 50 $ vermemde... sakınca yoktur ;
I hope y'all don't mind me askin', but uh...
Umarım birşey sormamın mahzuru yoktur...
I hope you don't mind, but Arnold canceled.
Umarım önemsemezsiniz, Arnold bugün gelemiyecek.
- Yes, but I don't think that's the sort of worm they had in mind when they said it.
Evet, ama onların bahsettiği kurdun bu çeşit bir kurt olduğunu sanmıyorum.
I don't mind so much you plowing into my car and calling me names but you go after my child, you're gonna push a button on me and then I'm gonna lose control and kill you.
Arabama bodoslamadan girişmen, bana küfretmen... umurumda değil... ama çocuğuma bulaşacak olursan, tepem atar... sonra kontrolümü kaybeder ve seni öldürürüm.
Yeah, but I don't know anything about high finance. I'll get to use my mind, right?
Evet ama ben yüksek finans ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
I hope you don't mind my asking, but I feel I should.
Umarım canını sıkmaz ama sana bir sorum var.
Skateboarders I don't mind, though they dress like idiots, but when I see rollerbladers, I want to grease the front of my car with them.
Aptalca giyinmelerine rağmen kayakçıları umursamam,.. ama patencileri gördüğümde onları ezesim geliyor.
Well, I don ´ t have any flowers, I wouldn ´ t mind seeing the black underwear, but under the circumstances, I don ´ t think we should move in together.
Şey, Hiç çiçeğim yok, seni siyah iç çamaşırlarıyla görmekle ilgilenmiyorum, ayrıca bu koşullar altında birlikte yaşayabileceğimizi de sanmıyorum.
I don't mind you, but I'm not giving this lot a lift home.
Seni bilmem ama, ben gidiyorum.
Thank you, Doctor, but if you don't mind I would like to go to the Bridge now.
Teşekkür ederim, Doktor eğer itirazınız olmazsa şimdi köprüye gitmek isterim.
Look, I have a suspicious mind, but even I don't want to think that.
O kadar şüpheci olmama rağmen ben bile böyle düşünmek istemiyorum.
It's his TV, and he's kind of tightfisted about it, but I don't think he's gonna mind now.
Televizyon onun ve biraz cimri davranır, ama artık bir sorun çıkaracağını sanmam.
Not that I wanna change your mind, but why don't you wanna go into the swamp? 'Cause we're on the wrong trail.
Fikrini değiştirmek istemem ama neden bataklığa gitmek istemiyorsun?
Well, I hope you don't mind but I had Britt do some checking.
Umarım sakıncası yoktur, Britt'e biraz araştırma yaptırdım.
I don't know about the rest of you, but I've made up my mind.
Sizleri bilmem ama ben kararımı verdim.
I don't mean to impose, but would you mind reading something of mine?
Zahmet vermek istemiyorum ama benimkileri de okuyup fikir verebilir misiniz?
I hope you don't mind that I've been eavesdropping, but I have something important to contribute.
Kulak misafiri olmamdan dolayı umarım kızmamışsınızdır, ama ben de, bu konuda bir katkıda bulunmak istiyorum.
In your mind you don't, but the things I'm saying you actually go do, this is fantastic.
Kafanda yapmıyorsun, ama gerçekte onun için çok şey yapıyorsun. Bu gerçekten harika.
I don't mind the illness but being a burden on other people saddens me.
Dilenci gibi itilip kakılmak.
I hope you don't mind, but I'd like to give it to someone I know I can trust.
Umarım alınmazsın ama bunu güvenebileceğim birine vermek istiyorum.
He has other thing in his mind, but I don't know what.
* Aklından bir şeyler geçiyor, ama henüz anlamış değilim.
I hope you don't mind my asking, but how was he?
Kızmazsan bir şey soracağım. Nasıldı, iyi miydi?
I don't know what's on your mind, Chris, but I do know a champion when I meet one, and I'm here to see that you fight like one.
Aklında ne var bilmiyorum ama bir şampiyonu görür görmez tanırım. Onlar gibi dövüşmeni görmek için buradayım.
You know, I don't mind lying about the check being in the mail... or that some kid's the new Jackson Pollock... but I just don't think $ 7.50 an hour covers whatever this is.
Biliyor musun, postadaki çek ile iligili ya da Jackson Pollock tarzındaki şu yeni çocuğa söylediğim yalaların bir mahsuru yok ama saatte 7.50 dolar için bu saçmalığın fazla olduğunu düşünüyorum.
I don't mind scrap merchants but others might.
Diğerleri olabilir ama hurda tüccarlarını umursamam.
I hope you don't mind the rush to get you off station... but the doc says that injection's gonna wear off soon.
Sizi üsten kovarmış gibi oldu ama doktor ilacın etkisinin kısa zamanda geçeceğini söyledi.
I hope you don't mind, but I'm up against a deadline so I asked Dr. Carter to contribute to an article I'm writing.
Umarım sorun olmaz. Teslim tarihim yaklaşıyor. Dr. Carter'dan, bir makalede yardım etmesini istedim.
I hope you don't mind, but I sketched out a rough profile.
Umarım alınmazsın ama, kabataslak bir profil çıkardım.
Look, Seska, I don't mind feeding you information, but if you're planning some kind of attack...
Bak Seska, sana bilgi vermekten rahatsızlık duymuyorum, ama bir çeşit, saldırı planlıyorsanız...
Mr. Corben, I hope you don't mind me asking but after all these months, I just gotta know :
Bay Corben, umarım sormamda sakınca yoktur ama bu kadar aydan sonra, sadece şunu bilmem gerek :
But if you don't mind, I think I'll set out right now.
Ama, eğer senin için sakıncası yoksa, sanırım hemen şimdi yola çıkacağım.
Well, I hope you don't mind, Doctor... but I'm gonna try some other approaches at this point.
Maria'yı sevdiğini biliyorum Joseph. Onu senden alacak değilim.
But as long as I'm not on the floor, I don't mind.
Yerde yatmadığım sürece sorun değil.
I don't mind saying hello at stations, but I don't like saying good-bye.
İstasyonlarda merhaba demek sorun değil ama hoşça kal demeyi sevmiyorum.
You'll think I'm cracked, but if I don't want to go mad I must keep my mind busy, and not think.
Çatlattığımı düşünüceksin, ama çıldırmak istemiyorsam aklımı meşgul etmeliyim ve düşünmemeliyim.
Now, as the bride's parents, I don't mind paying for the wedding, but could you please stop busting all them plates?
Gelinin ailesi olarak, düğün masraflarını ödemeyi kafama takmıyorum. Ama şu tabakları kırmaktan vazgeçer misiniz lütfen?
But I don't know anything about your mind.
Senin kafandakini de bilmiyorum.
I don't mind being short, fat, and ugly, but the pay sucks!
Kısa boylu şişman ve çirkin olmak umurumda değil ama parası bile kötü!
I hope you don't mind, but I'll be taking Annie with me as a little extra insurance.
Umarım sakıncası yoktur. Annie'yi de yanımda götürüyorum.
Critical, last time I checked, but I'd like to notify the families before they hear about it on Geraldo, if you don't mind.
Son baktığımda durumu kritikti. Sence sorun değilse Geraldo'dan öğrenmeden aileleri uyarmak isterim.
By the way, Beth and I were talking, and I don't know what you guys had in mind for tonight, and sorry if this sounds kind of forward, but we would like to avoid an awkward, uncomfortable situation
Beth'le konuşuyorduk. Bu akşam için aklınızdan ne geçiyor bilmiyoruz. Biraz cüretkâr olabilir ama bunu şimdi açıklığa kavuşturursak kendimizi garip hissetmez, rahat oluruz.
Well, I was saving my breakfast until later, but I don't mind sharing.
Sonrası için kahvaltımı saklıyordum... Fakat paylaşmayı düşünmüyorum.
Hey, Milos, I don't mind rolling over here but could you lighten up on the "not a man" stuff?
Hey, Milos, dalganı geçebilirsin, ama erkek olmadığımı söyleme.
but i can't 1234
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but in the end 317
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm 401
but it 307
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i am 338
but i didn't 584
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm 401
but it 307
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i am 338
but i didn't 584