English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ B ] / But what are you gonna do

But what are you gonna do Çeviri Türkçe

208 parallel translation
I don't think he likes it much, but what are you gonna do?
Bunu pek sevdiğini sanmıyorum ama... Ne yapabilirsin ki yani?
But what are you gonna do, John?
Fakat sen ne yapacaksın, John?
- All right, but what are you gonna do?
- Pekala, ama ne yapacaksın?
But what are you gonna do?
Ama ne yapabilirsin ki?
But what are you gonna do about it?
Ama bu konuda ne yapabilirsin?
You got no gripe there, but what are you gonna do if you can't make these payments?
Hiç sızlanmaya hakkın yok. Peki ya ödeyemezsen nolacak?
That sounds great for you, but what are you gonna do for me?
Bu senin için harika görünüyor ama benim için ne yapacaksın?
Yeah, it's a crummy system, but what are you gonna do?
Evet bu kötü bir sistem, ama ne yapacaksınız ki?
But what are you gonna do?
Ne yapabiliriz ki?
But what are you gonna do here all alone?
İyi ama orada yapayalnız ne yapacaksın?
But what are you gonna do if you stay?
Burada ne yapmayı planlıyorsun?
Oh, David. But what are you gonna do?
David, ama ne yapacaksın?
But what are you gonna do?
İyi ama ne yapacaksın?
But what are you gonna do about this drunken Rodney?
Öğretmeni hapse atabilirsin. Buffanoyu cızlatabilirsin.
Just out of curiosity, I mean, don't hit me again, or anything... but what are you gonna do when you get there?
Sadece meraktan soruyorum. Yani bana, yeniden vurmanı istediğimden değil, ama oraya vardığında ne yapacaksın?
I was hoping they'd give me one of those steel claws, but what are you gonna do?
Bana şu çelik pençelerden vereceklerini umuyordum ama ne yaparsın.
But what are you gonna do without me?
Ama bensiz ne yapacaksın?
Yes, it would be nice if he'd buy American, but what are you gonna do?
Evet. Amerikan arabası alsa iyi olurdu ama ne yaparsın?
Yeah, he's cute, but what are you gonna do with an accountant?
Evet, hoş çocuk ama bir muhasebeciyle ne yapacaksın?
But what are you gonna do?
Ama elden ne gelir?
I'm gonna dream-walk him to give him the plan... but what are you gonna do? We haven't got him yet.
Onu henüz kurtaramadık.
But what are you gonna do?
Ama ne yaparsın?
But what are you gonna do at this party?
Partide ne yapacaksın ki?
He's sweet, but what are you gonna do?
Çok sevimliydi ama ne yaparsın?
I know, but what are you gonna do when he asks you for your number?
Biliyorum. Ama telefon numaranı isterse ne yapacaksın?
Well, I'm sorry about that too. But what are you gonna do?
Ben de özür dilerim ama ne yapabilirim ki işte?
Fine, but what are you gonna do about work?
Tamam ama ne iş yapacaksın? Kesinlikle...
- Maybe so. But what are you gonna do if Lana shows up on your doorstep?
Ya eğer baban veya Lana, Kapının önünde belirirse ne yapacaksın?
But what are you gonna do?
Ayrıca sen ne yapacaksın ki?
But what are you gonna do?
Ama sen ne yapacaksın?
But what are you gonna do?
Ama insanın elinden ne gelir?
But what are you gonna do?
Ne yapacaksın? Pes mi ediyorsun?
Yeah, I know, but what are you gonna do?
Evet, biliyorum, ama ne yapacaksın?
I know, but what are you gonna do with it?
Biliyorum, ama ne yapacaksın bununla?
I don't know what you two people are gonna do... but I'm gonna take a bath.
İkinizin ne yapacağını bilmiyorum... ama ben banyo yapacağım.
Yeah, but what are we gonna... do about you-know-what?
Evet ama biz onu ne yapacağız ne olduğunu biliyorsun.
Yeah, but what are you gonna do?
Doğru ama elden ne gelir?
But in the end, you're gonna see clear to who and what you are and what you're here to do.
Fakat sonunda, kime ve kim olduğunu ve ne yapman gerektiğini açıkça göreceksin.
But I know what you guys are gonna do.
Ama sizin ne yapacağınızı biliyorum.
But every single time I shake my magic eight ball and ask it "Are we gonna be best friends?" - Do you know what it says? - No.
Ama ne zaman sihirli topumu sallayıp biz kanka olacak mıyız diye sorsam, ne diyor biliyor musun?
But what the hell are you gonna do for us?
Ama siz bizim için ne yapacaksınız? Buraya çuvalla para ödüyoruz!
But what do you think the senior partners are gonna do to you when I turn up missing?
Ama ben ortadan kaybolduğum zaman Büyük Ortaklar'ın sana ne yapacağını sanıyorsun?
But family... What are you gonna do?
Ama aile işte... naparsınız?
But I'll tell you what we are gonna do.
Ama sana ne yapacağımızı söyleyeyim :
But it's the only church we've got, so what are you gonna do?
Ama sahip oldugumuz tek kilise o, e, ne yapacağız?
Yeah, yeah. I mean, everybody's schedules are so crazy, but... so, what are you gonna do with this place?
Evet, evet.Demek istediğim herkesin programı yoğun, ama... burayı ne yapacaksın?
Okay, but the voters are gonna wanna know what you're gonna do once you're elected.
Peki ama seçmen seçildiğinde ne yapacağını bilmek ister.
But what I do know is that if Fibonacci testifies next month, you and I are gonna be neighbours.
Ama şunu biliyorum, Fibonacci önümüzdeki ay ifade verirse, ikimiz komşu olacağız.
But, hey, what you are you gonna do when you get there?
Oraya gidince ne yapacaksın? Tru?
- I don't know what happen to you, but you remember something, and if you don't tell me what it is I'm gonna have to assume that you are guilty of murder, do you understand that?
- Sana neler olduğunu bilmiyorum ama bir şeyler hatırlıyor da bana anlatmıyorsan senin cinayetten suçlu olduğunu düşüneceğim.
Look, I know you feel bad, but, you know, what are you gonna do?
Bak, kendini kötü hissettiğini biliyorum, peki ne yapacaksın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]