But you know what i think Çeviri Türkçe
1,092 parallel translation
I know you think restoring this cabin is a crazy idea but what if it's not?
Kulübeyi tamir etmem sence çılgınlık. Ama ya değilse?
But if you wanna know what I think I think the only thing that keeps people truly safe and happy is love.
Ama fikrimi sorarsan... bence insanları gerçekten güvende tutan... ve mutlu eden tek şey sevgidir.
You think I don't know... what's going on with you, Don Octavio, but I do.
Neler çevirdiğini bilmediğimi sanıyorsun, Don Octavio, ama biliyorum.
But I think what telethon viewers really want to know is how you got your fantastic powers.
Ben teleton izleyicilerinin sizin harika güçlerinizi nasıl elde ettiğinizi merak ettiğini düşünüyorum.
I know very little about where you come from but from what I've heard I think your kind has a lot to learn.
Geldiğin yer hakkında fazla bir şey bilmiyorum fakat duyduklarıma göre türünüzün öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum.
Well, thank you for your concern but I think I know what I'm doing.
Endişelerin için teşekkür ederim ama sanırım ne yaptığımı biliyorum.
Look, I don't know what's going on here, but I think you both should leave.
Bak, burada neler döndüğünü bilmiyorum, ama bence ikinizde gitmelisiniz.
Honey, I don't know what you think you saw but that was not me.
Tatlım, ne gördüğünü zannediyorsun bilemem... ama o ben değildim.
I know what you think about the wire, but you gotta see it.
Klipler hakkında ne düşündüğünü biliyorum... ama bunu görmen lazım.
I don't. But, you know... in the war, I had time to think about what's important,
Fakat, bilirsin işte savaştayken neyin önemli olduğuna dair düşünecek çok zamanım oldu ; yaşamdan ne istediğim ile ilgili.
I don't think you know what you meant, but I do.
Ne kast ettiğini bildiğini sanmıyorum ama ben biliyorum.
I know how you feel about Lenara but I want you to think about what will happen if you pursue this.
Lenara hakkında ne hissettiğini biliyorum ama bu işi kovalarsan neler olacağını düşünmeni istiyorum.
I know we've had our differences in the past but I'm asking you to put those feelings aside and think of what is best for our people.
Biliyorum, geçmişte bazı fikir ayrılıklarımız oldu fakat bunları bir kenara bırakıp halkımız için en iyi olanı düşünmeni istiyorum.
Look, I don't know what evidence you think you've found, but...
Bak, seni böyle düşünmeye iten, nasıl bir kanıt buldun, bilmiyorum, ama...
Mulder, I know it's not what drew you to this case to begin with, but I think it's very clear what's going on here.
Mulder, her şeyden önce, bu davanın sana nasıl göründüğünü bilmiyorum,... ama bana göre burada neler olduğu çok açık.
But I think I know what you've been going through, man...'cause I been through some pretty heavy shit myself.
Biliyorum, sıkıntılısınız. Ben de benzeri şeyler yaşadım.
I think it's basically Caesar thinks Johnnie's a complete idiot... but, you know, what can you do?
Sanırım Caesar, Johnnie'nin tam bir aptal olduğunu düşünüyor ama ne yapabilirsin?
I know you think we're getting what we want now... but it's going to come back to us threefold.
İstediğimizi elde edeceğiz sanırız, ama bize üç katı olarak gelir.
I suppose I could tell you I just saw fresh paw prints out there which make me think they're already thinking about feasting in here, but I don't want to answer you because when you question me, you are saying to me that I don't know what I'm doing.
Sanırım söyleyebilirim ki dışarda taze pençe izleri gördüm bu da bana burada ziyafet düşündüklerini söylüyor, ama sana yanıt vermek te istemiyorum çünkü beni sorguladığında, bana ne yaptığımı bilmediğimi söylemiş oluyorsun.
Some people think we're headed wrong,'cause we listen to records and sing rock songs, but deep inside the battle's hot as hell, and let me tell you what I know quite well, comrade Tito count on us!
Bazı insanlar yanlış yolda olduğumuzu düşünüyor çünkü biz kaset dinleyip rock şarkıları söylüyoruz ama derininde savaş cehennem kadar sıcak çok iyi bildiğim şeyi söylememe izin verin yoldaş Tito bize güveniyor!
I know. I know they can't harm you but I think it can't hurt to have all the information you can about what's going on.
Sana zarar veremeyeceklerini de biliyorum ama ortalıkta dönen şeylerden haberdar olmanın bir zararı olmaz.
I know what you must think, but we're not what we seem. CLIVE :
Ne düşündüğünü biliyorum ama göründüğümüz gibi değiliz
I know that's what the Bajorans think but just between me and you, what really happened?
Bajoranların böyle düşündüğünü biliyorum, ama aramızda kalsın, gerçekte ne oldu?
Look, Dukat, I know you're angry but maybe you ought to think about what you're proposing.
Dukat, kızgın olduğunu biliyorum ama söylediğini düşünsen belki de daha iyi olur.
I don't know what you think you're doing, but i suggest you put that gun down, sir, Or i'm going to have to arrest you.
Ne düşündüğünüzü ve yaptığınızı bilmiyorum, ama silahı bırakmanızı öneriyorum, efendim,... aksi halde sizi tutuklamam gerekecek.
She's a very special woman. Look, I don't know who you are or what you think you do... but I need you to do me a kind favor and stay away from my wife.
Kim olduğunu, ne yaptığını zannettiğini bilmiyorum ama bana bir iyilik yapıp karımdan uzak durmanı istiyorum.
"I can't believe I'm doing this to you on the night before your wedding but I think you need and deserve to know what you're marrying into."
"Mike, bunu sana düğününden bir gün önce yaptığıma inanamıyorum ama sanırım kiminle evlendiğini bilmeye hakkın var."
I don't know what you think you're up to. little girl... but I'm gonna put a stop to it right now.
Neyin peşinde olduğunu bilmiyorum, küçük kız ama artık buna bir son veriyorum.
Hi, I know this looks weird, but it's not what you think.
Merhaba, bunun garip göründüğünü biliyorum ama düşündüğünüz gibi değil.
You know, I used to think that the Vorlon planetkillers were scary but now, I don't even know what I'm looking at.
Vorlon Gezegen Katillerinin korkunç olduğunu düşünürdüm ama şu anda neye baktığımı bile bilmiyorum.
I don't know what you think you're doing, but go back and get rid of her.
Ne yaptığını bilmiyorum ama git ve hemen kurtul ondan.
Now, Bart, son I don't know what you think you saw, but let me assure you...
Şimdi Bart, evlat... Ne gördüğünü sandığını bilmiyorum ama seni temin ederim ki...
You know what? I think I'll go. But I think that you should stay here, Jo.
Kalkıp bir duş almanı en iyi bowling gömleğini giymeni ve gidip kız arkadaşından özür dilemeni istiyorum.
I know this is not strictly by the books, but do you think I could talk to you about Helen? What's the matter with her?
Bu pek kitaba uygun olmasa da, Helen hakkında bir soru sorabilir miyim?
I know you think you know what you're saying... but you're not saying it.
Ne söylediğini bildiğini sandığını biliyorum ama bunu kabul etmiyorsun.
You know... I can't help but think about what happened in that bungalow.
Biliyor musun, o kulübede olanları sık sık düşünüyorum.
Not to insult you, but... I don't think men know what love is.
Hakaret değil, ama erkekler aşkın ne olduğunu bilmez.
Ah, that's what they call it, but you know, I think it's really more a good opportunity for a writer to keep working.
Ah, öyle diyorlar ama bilirsin, bu daha çok bir yazarın çalışmaya devam etmesi için gerçekten iyi bir olanak.
- But? - Yes, you can count on it. - You know what I think of that?
Evet sonuçta öyle olacağına güvenebilirsiniz.
Will, I think I know what you've been thinking. But this is all my fault.
Will, sanırım ne düşündüğünü biliyorum ama hepsi benim hatam.
- Whoa. I know you think otherwise because that's what that Armani-wearing, chardonnay-slugging trust-funder told you, but...
- Ooo senin başka düşündüğünü sanıyordum çünkü bu bir Armani chardonnay-slugging sana anlatmıştım güven birikimi fakat
Yeah, we actually might be willing to consider buying this car, but first I think we're gonna need to see a little flexibility on your end, you know what I mean?
Bu arabayı almayı düşünüyor olabiliriz ama önce sizin verebileceğiniz en düşük fiyatı görmemiz gerekiyor. Ne demek istediğimi anladınız mı?
Listen, Charlie, I know this is going to sound crazy, but what would you think if I told you that I'd found a way for us to live forever?
Dinle, Charlie. Kulağa delice geleceğini biliyorum ama sonsuza kadar yaşayabilmemizin bir yolunu buldun desem ne düşünürsün?
I didn't know what to think, but, you know...
Ne düşüneceğimi bilmiyordum, ama biliyor musunuz...
Oh, this girl right here keeps feeding people little weenies, but I think she want a weenie herself, if you know what I'm saying.
Oh, şurdaki kız, insanları küçük weenies (? ) lerle besler, ama sanırım aslında kendine bir weenie (? ) istiyor, ne dediğimi anlıyorsunuz değil mi?
But if you think I'll let you walk out without seeing what's in this box, then you don't know Henry A Follett.
Ama eğer içinde ne olduğunu görmeden senin bu kutuyla çıkıp gitmene izin vereceğimi düşünüyorsan,... Henry A Follett'i hiç tanımamışsın demektir.
I know he loves me, but... - I think I disappoint him. - So what do you want me to do?
Beni sevdiğini biliyorum fakat, um sanırım onu hayal kırıklığına uğratıyorum.
It was pretty tough, but, you know what, I think they respected me for it.
Oldukça serttim ama bunun için bana saygı duydular bence.
But you know what? I think I have finally pinpointed my problem.
Ama biliyor musun, galiba sonunda sorunumu tespit ettim.
I don't know what you think she's done but if you so much as touch her, I swear, I'll kill you!
Onun ne yaptığını düşündüğünüzü bilmiyorum, ama, eğer ona dokunursanız, yemin ederim sizi öldürürüm!
Look, uh, I don't know how to do this... without seeming unduly hurtful... which I'm not inclined to be... but, uh... I think I oughta tell you bluntly what I think of your new work.
Seni kırmadan bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ki bunu yapmak istemem ama sanırım senin kitabın hakkındaki fikirlerimi dobra dobra söylemeliyim.