Buy you a drink Çeviri Türkçe
1,611 parallel translation
I'll buy you a drink.
Sana içki aldım.
Can I buy you a drink?
Size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Can I buy you a drink?
Sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
Can I buy you a drink?
Bir içki ısmarlayabilir miyim?
Buy you a drink?
Bir içkiye ne dersin?
You won't even let me buy you a drink?
Bir içki ısmarlamama bile izin vermeyecek misin?
Buy you a drink?
Pislik. Bir içki ısmarlayabilir miyim?
Steve. I was gonna offer to buy you a drink anyway.
Steve... Neyse, içecek bir şeyler ısmarlayabilir miyim?
When I saw you for the first time, dancing, about a month ago, by the way, I was desperate to buy you a drink.
Seni ilk gördüğümde, dans ediyordun. Bir hafta önce... Sana bir içki alabilmek için, her şeyi yapabilirdim ama kendi kendime ;
Come in I'll buy you a drink
Gel, sana bir içki ısmarlayayım.
Can I buy you a drink?
Size bir içki alabilir miyim?
Come on, I'll buy you a drink.
Hadi, sana içki ısmarlayayım.
- Come on, giraffe boy, I'll buy you a drink.
Gel bakalım, zürafa çocuk. Sana bir içki ısmarlayayım.
Buy you a drink?
Sana bir içki ısmarlayayım mı?
If I didn't have paperwork, I'd buy you a drink.
Kağıt işleri olmasaydı sana bir içki ısmarlardım.
If you would like, may I buy you a drink to thank you?
Eğer arzu ederseniz, teşekkür olarak size içecek ikram edebilir miyim? Hayır...
How about I buy you a drink?
Bir şey içmeye ne dersiniz? Benden.
Can I buy you a drink?
Sana içki ısmarlaya bilirmiyim?
Let me buy you a drink. What do you say?
Sana bir içki ısmarlamama izin ver...
Can I buy you a drink?
Sana bir içki alabilir miyim?
Why don't you let me buy you a drink?
Neden size bir içki almama izin vermiyorsunuz?
Buy you a drink?
İçki mi ısmarlayayım?
So, can I buy you a drink?
Sana bir içki ısmarlayabilir miyim?
- Can I buy you a drink?
- Sana bir içki ısmarlayayım mı?
- Let me buy you a drink.
- Sana bir içki ısmarlayayım.
Can I buy you a drink, Mr. Thomas?
Size bir içecek söyleyeyim mi, Bay Thomas?
- Let me buy you a drink. - No.
- Sana bir içki ısmarlayayım.
Come on, I'll buy you a drink.
Gel haydi. Sana bir içki ısmarlayayım.
I'll buy you a drink?
Size içki ısmarlayayım mı?
Now I'll buy you a drink at a very, very nice place.
Şimdi de sana güzel bir yerde bir içki ısmarlayacağım.
You could always buy me a drink... if you want to talk.
Her zaman bana içecek bir şeyler ısmarlayabilirsin. Eğer konuşmak istersen.
If you get it wrong, just buy me a drink.
Yanlış kartı seçersen, bir içki ısmarlarsın, olur biter.
Can I buy you guys a drink? Say thanks.
Teşekkür etmek için size bir içki ısmarlayayım mı?
Buy me a drink. Maybe I'll tell you.
Bana bir içki ısmarlarsan belki söylerim.
Buy me a drink and maybe I'll tell you.
Bana bir içki ısmarlarsan belki sana söylerim.
Buy you a drink?
Bir içki ısmarlayayım mı?
Come on, I'll buy you guys a drink to celebrate.
Gelin size biraz kutlama içkisi ısmarlayayım.
If he was, do you think he'd let you buy me a drink?
Öyle olsaydı, sence bana içki ısmarlamana izin verir miydi?
well, why don't you buy your gun a drink (? )
O zaman neden silahına bir içki ısmarlamıyorsun?
So listen, can I buy you a drink?
Dinle.
You should probably buy everybody a drink.
Bence herkese içki ısmarlasan daha iyi olur.
SO UNLESS YOU HAVE AN EXTRA THOUSAND BUCKS LAYING AROUND TO BUY US A NEW REFRIGERATOR, PLEASE, JUST DRINK IT.
Yani bize buzdolabı alabileceğin fazladan bin doların falan yoksa lütfen sütünü iç.
Well, sit down and buy me a drink while you decide.
İyi o zaman, düşünürken bana bir içki ısmarla.
You're supposed to buy me a drink.
BANA İÇKİ TEKLİF ETMELİSİN.
- Can I buy you a drink?
Bir içki alır mısınız?
You can buy me a drink.
Bana içecek bir şey alabilirsiniz.
How about you buy me a drink?
Bana bir içki ısmarlar mısın?
Why don't you buy me a drink, darling?
Tatlım, bana neden bir içki ısmarlamıyorsun?
I'll buy you a cool drink
Soğuk bir şey içmeye ne dersin?
You bring your girlfriend to a brothel and you won't even buy her a drink?
Kız arkadaşını bir genel eve getiriyorsun, ve ona bir içki bile ısmarlamıyorsun.
- But you have to buy me a drink. - No, I'm sorry.
- Ama bana bir içki ısmarlaman lazım.