Cairo Çeviri Türkçe
797 parallel translation
The police will never find you in his Cairo establishment
Polisler sizi asla bu Kahire kurumunda bulamazlar.
Are we really in this dreadful, modern Cairo?
Gerçekten de şu korkunç modern Kahire'de miyiz?
I returned to Cairo.
Kahire'ye dönmüştüm.
I think it's a dirty trick, this Cairo Museum keeping everything we've found.
Bulduklarımızı Kahire Müzesi'nin alması pis bir numara.
We open on a street in Cairo.
Kahire'de bir sokakta başlarız.
Will you come in, Mr. Cairo?
Içeri buyrun Bay Cairo.
Will you sit down, Mr. Cairo?
Oturun Bay Cairo.
Now, what can I do for you, Mr. Cairo?
Evet, sizin için ne yapabilirim Bay Cairo?
By the way, I saw Joel Cairo tonight.
Bu arada, Joel Cairo'yu gördüm bu aksam.
I've got to talk to Joel Cairo.
Joel Cairo'yla konusmam lazim.
I want to leave a message for Joel Cairo.
Joel Cairo'ya bir mesaj birakmak istiyorum.
You get your business with Cairo over with then we'll see how we stand.
Sen Cairo'yla isini halledince oturup kendi durumumuzu degerlendiririz.
Come in, Mr. Cairo.
Buyrun Bay Cairo.
That is Mr. Joel Cairo.
Bu da Bay Joel Cairo.
Cairo was an acquaintance of Thursby's.
Bay Cairo'nun Thursby'yle tanisikligi var.
Go ahead, Cairo.
Hadi Cairo.
- My name is Joel Cairo, Hotel Belvedere.
- Adim Joel Cairo. Otel Belvedere.
What's the hurry, Cairo?
Ne acelen var Cairo?
Well, you've had your talk with Cairo.
Cairo'yla konustun.
Then we found out that Joel Cairo intended to desert us taking the falcon with him and leaving Floyd and me nothing so we did exactly that to him.
Sonra Cairo'nun bizi atlatmayi planladigini fark ettik. Sahini kendisi alacak, Floyd'la bana hiçbir sey birakmayacakti. Biz de aynisini ona yaptik.
I want to talk to Mr. Cairo. Joel Cairo.
Bay Cairo'yla görüsmek istiyorum.
Cairo.
Cairo.
It might have been Cairo.
Cairo olabilir.
Maybe it depends on Joel Cairo.
Mesela Joel Cairo'ya.
- Cairo didn't either?
- Cairo da mi söylemedi?
Cairo didn't say he did or he didn't.
Cairo bilip bilmedigini söylemedi.
Give them Cairo.
Onlara Cairo'yu verin.
There certainly is something in what Mr. Cairo said....
Bay Cairo söylediklerinden birinde çok hakli.
Cairo, as you must have surmised, contacted me after he left police headquarters last night or morning.
Tahmin edeceginiz gibi Cairo... dün karakoldan çikar çikmaz beni aradi.
Mr. Cairo is a man of nice judgement.
Bay Cairo çok mantikli bir adamdir.
Mr. Cairo and Wilmer and I went to call on Captain Jacoby.
Bay Cairo, Wilmer ve ben, IKaptan Jacoby'yi bulmaya gittik.
That fellow Cairo's in with him, too.
Su Cairo da onunla birlikte.
the boy's guns, one of Cairo's and a $ 1,000 bill I was supposed to be bribed with and this black statuette here that all the fuss was about.
çocugun silahlari, Cairo'nun silahi... bana rüsvet olarak verilen 1.000 dolarlik bir banknot... ve tüm bu gürültüye yol açan siyah heykelcik.
Don't tell me she ran off to Cairo with her teeth chattering.
O geveze ağzıyla Kahire'ye gittiğini söyleme sakın.
You take Cairo
Kahire'yi alırsınız.
I am now marching on towards Alexandria and Cairo.
Şimdi İskenderiye ve Kahire'ye doğru ilerliyoruz.
- Yes, Your Excellency. - Cairo. I rather like to think of myself as a vulture who flies ahead of the Stukas limping a little.
Bu aksaklığımla daha çok Stuka'ların önünde uçan akbaba gibi görmek isterim kendimi.
They're sending you to Cairo, sir.
Seni Kahire'ye gönderiyorlar.
I limp into British Headquarters in Cairo, with this club foot of mine.
Kahire'deki İngiliz Karargâhı'na bu yumru ayakla topallayarak gireceğim.
Gentlemen, I have before me North Africa, from Tripoli to Cairo.
Beyler, önümde Kuzey Afrika, Trablus'tan Kahire'ye kadar olan kısım...
El Agheila, Benghazi, Sidi Barrani, Sidi Halfaya, Matruh, El Alamein. Alexandría. Cairo.
Al Agheyla, Bingazi, Sidi Barrani, Sidi Halfaya, Matruh, Al Alameyn İskenderiye ve Kahire var.
- And yet you expect to take Cairo?
- Yine de Kahire'yi almayı düşünüyorsunuz?
I have my reservation at Shepheard's Hotel in Cairo
Kahire'deki Shepheard's Oteli'ne rezervasyon yaptırdım.
Wouldn't want to have any bad luck with Cairo.
Kahire'de uğursuzluk olsun istemem.
- Between this spot and Cairo.
- Burayla Kahire arasında.
Thursday Alexandria, Sunday Cairo.
Çarşamba İskenderiye, Pazar Kahire.
When I think there will be swastikas on the mosques in Cairo.
Ben düşününe kadar Kahire'deki camilere gamalı haçlar asılmış olacak.
A highly respectable group of German scientists arrive in Egypt to dig for tombs between the Libyan border and Cairo.
Çok saygın bir Alman bilim adamı grubu Libya sınırı ile Kahire arasında lahit kazısı yapmak için Mısır'a gelmişlerdi.
After I've taken Cairo, I shall send a postcard to No. 10 Downing Street with the correct solution.
Kahire'yi aldıktan sonra Downing Sokağı, 10 numaraya doğru halini postalayacağım.
You're leaving for Cairo this evening.
Bu akşam Kahire'ye yola çıkacaksın.
In Cairo, aside from your routine business, you will keep your eyes open.
Kahire'de normal görevinin yanı sıra gözlerini açık tutacaksın.