Can't you see i'm busy Çeviri Türkçe
134 parallel translation
- Can't you see I'm busy?
- İşim var, görmüyor musun?
Can't you see I'm busy?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?
You can see I'm busy, can't you?
Meşgul olduğumu görüyorsunuz, değil mi?
Can't you see I'm busy talking to someone? I want to talk to you, Doris.
Meşgulüm, biriyle konuştuğumu görmüyor musun?
- Go away. Can't you see I'm busy?
- Gidin çocuklar.Meşgulüm.
Can't you see that I'm busy with this lady?
Bu bayanla meşgulüm görmüyor musunuz?
- Can't you see I'm busy?
- İşim var görmüyor musun?
I'm busy, can't you see? Look.
Meşgulüm, şuraya baksana.
- Can't you see I'm busy?
Çok meşgul olduğumu görmüyor musun?
Can't you see I'm busy?
Görmüyor musun, meşgulüm.
Can't you see I'm busy?
- Meşgul olduğumu görmüyor musun?
Can't you see I'm busy?
İşim olduğumu görmüyor musun?
Can't you see I'm busy?
Meşgul olduğumu göremiyor musun?
Luther, can't you see I'm busy?
Luther, meşgul olduğumu göremiyor musun?
Can't you see I'm busy?
Görmüyor musunuz, şu an çok meşgulüm.
Can't you see I'm busy getting ready for the festival? !
Görmüyor musun festivale hazırlanıyorum, yeterince meşgulüm.
Susan, can't you see I'm busy?
- Meşgul olduğumu görmüyor musun?
- Can't you see that I'm busy?
İyi de şimdi, meşgul olduğumu göremiyor musun?
- Can't you see I'm busy?
- Meşgul olduğumu görmüyor musun?
- Can't you see I'm busy?
- Görmüyor musun meşgulüm.
Can't you see I'm busy?
Meşgulüm işte.
Oh can't you see I'm busy, where was I?
- Oh, meşgulum görmüyor musunuz, nerde kalmıştık?
Don't bother me now. Can't you see I'm busy?
Orasını boş ver şimdi, işim var şu an.
Captain Kirigin, can't you see I'm busy?
Yüzbaşı Kirigin, meşgul olduğumu göremiyor musunuz?
Can't you see I'm busy?
Meşgulüm, görmüyor musun?
- Can't you see I'm busy here?
- Burada meşgul olduğumu görmüyor musun?
Fetch me the aloe, Saleh my sweet one. Can't you see I'm busy?
Salih, canım, içeriden getirir misin?
You can see I'm busy, can't you?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?
Can't you see I'm busy?
Ne? meşgulüm işte!
- Can't you see I'm busy?
- Görmüyor musun, meşgulüm.
- Jack, wasn't Herb terrific tonight? - Can't you see I'm busy, Dan?
Herb harikaydı, değil mi?
Can't you see I'm busy?
Görmüyor musun meşgulüm.
- Can't you see I'm busy?
- Gördüğün gibi meşgulüm.
Can't you see I'm busy here?
Burada meşgul olduğumu göremiyor musun?
- Victor, can't you see I'm busy?
_ Victor, görmüyor musun meşgulum?
Can't you see I'm busy?
Meşgulüm.
- Can't you see I'm busy?
- Buraya gel. - Görmüyor musun?
- Can't you see I'm busy fixing my hair? - Your hair's beautiful.
- Saçımı düzeltmekle meşgulüm.
Haven't I told you I'm busy and can't see Mastronardi?
Sana çok meşgul olduğumu ve Mastronardi'yi göremeyeceğimi söylemedim mi?
Can't you see I'm busy saving our children!
- Şimdi olmaz. Çocukları kurtarmakla meşgul olduğumu görmüyor musun?
- Jesus, can't you see I'm busy?
- Tanrım, görmüyor musun meşgulüm?
Can't you see I'm a little busy here?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?
Can't you see I'm busy here.
- Meşgul olduğumu görüyorsun.
You're so busy thinking up crazy ways to punish people, you can't see how much I love my kids.
İnsanları cezalandırmak için çılgınca yollar bulmakla o kadar meşgulsünüz ki çocuklarımı ne kadar sevdiğimi göremiyorsunuz.
Can't you see I'm busy?
Görmüyomusun meşgulum?
Can't you see I'm busy?
- Görmüyor musun, işim var.
Can't you see I'm busy?
Meşgul olduğumu görmüyor musun? .
I can see how busy you are... so I won't detain you.
Ne kadar meşgul olduğunuzu görebiliyorum, o yüzden sizi alıkoymayacağım.
Can't you see I'm busy, Michael?
görmüyormusun meşgulum, Michael?
Can't you see I'm busy here?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?
What? Can't you see I'm busy?
Meşgul olduğumu görmüyor musun?