Can we do this another time Çeviri Türkçe
62 parallel translation
- Can we do this another time?
- Bunu başka bir zaman yapabilir miyiz?
- Can we do this another time?
- Başka zaman konuşabilir miyiz?
- Can we do this another time?
- Bunu sonra yapsak? - Hayır, Iütfen.
- Can we do this another time, please?
- Başka zaman yapabilir miyiz lütfen?
Can we do this another time!
Şey bak, bunu başka bir zaman yapabilir miyiz?
Can we do this another time, Vivian?
Başka bir zaman yapabilir miyiz bunu, Vivian?
- Look, can we do this another time?
Bunu sonra konuşsak olur mu?
Can we do this another time?
Bunu... Başka bir zaman halledebilir miyiz?
Can we do this another time?
Bunu başka zaman yapabilir miyiz?
Max, can we do this another time?
- Max, şunu başka zaman yapabilir miyiz?
Look, can we do this another time?
Bak, bunu daha sonra yapabilir miyiz?
Can we do this another time?
Bunu başka bir zaman yapabilr miyiz?
Can we- - can we do this another time?
Bunu... Bu konuşmayı başka zaman yapsak olur mu?
- Can we do this another time?
- Bunu başka bir zamana erteleyebilir misin?
- Marilyn, can we do this another time?
- Marilyn, başka zaman görüşelim mi? - Affedersiniz.
Can we do this another time?
Bunu başka bir zaman yapabilir miyim?
Can... can we do this another time?
Bunu daha sonra yapalım mı?
Look, mate, can we do this another time because I've just started a new job?
Dinle dostum, bu muhabbeti başka zaman yapabilir miyiz çünkü daha yeni bir işe başladım?
Can we do this another time?
Başka zaman yapsak olur mu?
- Can we do this another time? - Do what?
- Bunu başka sefere yapabilir miyiz?
No, if we can just do this another time.
Bunu başka zaman konuşsak.
We can do this another time.
Bunu başka bir zaman da yapabiliriz.
Can't we do this another time?
Bunu başka zaman yapamaz mıyız?
- We can do this another time. - No.
Başka zamanda yapabiliriz.
Can't we do this another time, Mr. Greenway?
Bunu başka bir zaman yapamaz mıyız Bay Greenway?
Can't we do this another time?
Bunu başka bir zaman yapamaz mıyız?
We can do this Interview another time.
Görüşmeyi başka zaman yapabiliriz.
You know, we can do this another time.
- Neyse, sonra devam ederiz. Sonra da olur.
Look, if you want, we can do this another time.
Bak, eğer istersen bunu başka bir zaman yapabiliriz.
Maybe we can do this another time.
Belki başka zaman yapabiliriz.
- We can do this another time and...
Bunu başka bi zaman yapabiliriz.
We can do this another time.
Başka zaman yaparız.
Mrs. Connor, we can do this again at another time.
Bayan Cannor başka zaman devam edebiliriz.
We can do this another time.
- Bunu daha sonra da yapabiliriz.
Honey, we can do this another time.
Daha sonra da yapabiliriz, hayatım.
We can do this another time.
Bunu başka bir zamanda yapabiliriz.
She's just heart-broken. if we can just do this another time?
Kızcağız çok kötü durumda. Başka bir zaman görüşürüz, olur mu?
We can do this another time. We're doing this now.
- Başka bir zaman yapabiliriz onu.
We don't have the money to do this another time look, I can tell you right now, she does not know anything.
Başka bir zaman yapmak için paramız yok. Ben size şu anda söyleyebilirim. O hiçbir şey bilmiyor.
Can we just do this another time?
- Bunu başka zaman yapsak olur mu?
Honestly, we can do this another time.
Cidden, başka zaman da yapabiliriz.
- We can do this another time.
- Başka zaman ayarlayabiliriz.
Oh, God, they're forcing us off, but you know, we can just do this another time if that works.
Tanrım, bizi çıkarıyorlar. Ama başka zaman yapabiliriz.
We can do this another time.
Başka zaman konuşabiliriz.
We can do this another time since we live next door.
Nasılsa komşuyuz, başka zaman da konuşabiliriz.
Can we just do this another time?
Bunu başka bir zaman yapsak olmaz mı?
We can do this another time.
Başka bir zaman devam ederiz.
Cami, we can do this another time.
Bu konuşmayı daha sonra yapabiliriz Cami.
- We can do this another time.
- Başka zaman da konuşabiliriz.
I-If you're not into this, we can do it another time.
İstemiyorsan başka zaman da evlenebiliriz.
I'm... we can do this another time.
Başka zaman yapabiliriz.