English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Can you tell me something

Can you tell me something Çeviri Türkçe

338 parallel translation
Louisa, can you tell me something?
Louisa, bana bir şey söyleyebilir misin?
- Can you tell me something?
- Şuna cevap versene.
It's very interesting, Can you tell me something about it?
Çok ilginç.. Bununla ilgili bir şey söylemek ister misin?
Can you tell me something about that?
Bana bundan bahseder misin?
Yeah? - Can you tell me something, jock?
- Bana anlatır mısın çük kafa?
Can you tell me something, love?
Bana söyleyebilir misin tatlım?
Mom, can you tell me something about love?
Anne, bana aşk hakkında bir şeyler söyleyebilir misin?
Julie, tell me, something that only you can tell me... does Pres still love you?
Julie, söyle bana, ki bu sadece senin söyleyebiliceğin birşey Pres hala seni seviyor mu?
And every time you call me up and tell me something I can print -... you got five dollars.
Başka bir kadına âşık oldum ve onsuz yaşayamam.
Mr. Mazard was a very rich man, and you can't tell me you didn't get something off him.
Bay Mazard, zengin bir adamdı. Ondar hiçbir şey koparmadığınızı söylemeyin bana. Şunu da unutmayın.
- Something you can't tell me?
- Söyleyemeyeceğin bir şey mi?
If it's in the line of duty, you can tell me to do something and I'll do it.
Eğer görevle ilgiliyse, söylediğin her şeyi yaparım.
Now, if you know something, why can't you tell me?
Bildiğin bir şey varsa neden bana söylemiyorsun?
If you're saying all this because you don't want to tell me the truth, because you're hiding something from me, then maybe I can understand.
Bana doğruyu söylemek istemediğin, bir şey sakladığın için böyle konuşuyorsan, seni anlayabilirim.
Oh, please, can't any of you tell me something about Jenny Cole?
Hadi ama lütfen, biriniz bana Jenny Cole hakkında bilgi verebilir mi?
I can tell you something that helped me.
Bana yardımı olan bir şeyi anlatayım.
Why can't you tell me something more detailed?
Neden bana daha ayrıntılı şeyler anlatmıyorsun?
You mean to tell me you work at something you can't make a living off so you gotta take a job to make enough money to go on working at work you can't live on?
Ekmek parası kazanamadığın bir iş yaptığını söylüyorsun. Bu yüzden yeteri kadar para kazanıp para kazanmadığın işi yapmak için başka bir iş bulmak zorundasın.
Can you tell me something...
Söyler misiniz...
You can tell me absolutely anything, but you're hiding something.
Neden bana herşeyi söylemiyorsun? Benden sakladıklarını.
Have I done something terrible to you? Please tell me.
Canınızı yaktıysam, lütfen söyleyin.
Why don't you marry me, so you can tell me something?
Neden benimle evlenmiyorsun o zaman anlatabilirsin?
Why don't you marry me so you can tell me something?
Neden benimle evlenmiyorsun o zaman anlatabilirsin?
From now on, if something's bothering you, come tell me about it.
Şu andan itibaren, canınızı sıkan bir şey varsa gelin bana anlatın.
If it's something serious, you can tell me.
Eğer ciddi birşeyse, bana söyleyebilirsiniz.
I can sense that you have something to tell me
Hissediyorum, bana anlatacak bir şeylerin var.
Is there something you can tell me about Gabbar?
Bana Gabbar'la ilgili anlatacağınız bir şey var mı?
SO YOU CAN JUST FEEL FREE TO CALL HER BY HER NAME. BUT WOULD YOU TELL HER SOMETHING FOR ME?
Eğer dediğiniz gibi hissediyorsa, muhtemelen Marcia'dır.
Surely you can tell me something about that. No.
Bana bu konuda bir şeyler söyleyebileceğiniz muhakkak.
Can you tell me something about him? My son, my son was no good.
Bana ondan biraz bahsedebilir misin?
Now let me tell you something. He's a rat fuck and a punk.
Bak sana ne diyeceğim, o piç, sıçan kılıklı serserinin tekidir.
I know there's something bothering you, but you never tell me.
Canını sıkan bir şey olduğunu biliyorum! ama bana söylemiyorsun!
Go on, go after a goddess if you want to, but let me tell you something.
Devam et, istiyorsan bir tanrıçanın peşinden git, ama sana birşey söyleyeceğim.
So until you can tell me something that makes one ounce of sense, then we're all going home, and that's all there is to it.
Bu yüzden sen bana birşey anlatana kadar tek gerçek bu sonra hepimiz eve gideriz, ve orada olacak hepsi bu.
If something is bothering you, you can tell me about it.
ey sizi rahats? z ediyor bunu bana anlatabilirsin.
Kelly, honey, let me tell you something.
Galiba ondan hoşlanıyorum. Kelly, canım sana bir şey anlatayım.
I mean, if there's something wrong with that, I want you to tell me. You can... No.
Yani, eğer varsa, bana söylemeni isterim.
You can tell me right now. is there something wrong with that?
Bunda yanlış bir şey mi var?
If something's bothering you, tell me!
Bak. Canını sıkan bir şey varsa, ne olduğunu söyle bana!
Let me tell you something. I can't remember when I've liked a guy as much as I like you, but the truth ofthe matter is... you're a wimp.
Hiç kimseyi senin kadar sevmedim ama sen korkağın tekisin.
Let me tell you something about over there. lt hurts. lt's lonely.
Dur, sana orası hakkında bir şey söyleyeyim. Canını yakar. Yapayalnız.
Let me tell you something right now and you can print this in stone and don't you ever forget it ;
Şimdi size bir şey söyleyeceğim bunu taşa kazıyabilirsiniz ve asla unutmazsınız :
Is something the matter? Because, if something's wrong you can tell me. What's wrong with you?
Senin ne derdin var?
You decide you got something to tell me, I can be reached through the Sheriff's office.
Bana anlatacak bir şeyin olduğuna karar verirsen bana şerif aracılığıyla ulaşabilirsin.
Uh, listen, can you tell me where I can get something to eat round here?
Baksana, buralarda bir şeyler yiyecek bir yer var mı?
Let me tell you something, Guy, and learn from this- - if they can't start a meeting without you, well, that's a meeting worth going to, isn't it?
Sana bir şey söyleyeyim Guy ve bundan ders al. - Eğer sen olmadan toplantıya başlanamıyorsa o zaman bu gidilmeye değer bir toplantıdır.
I can tell you something that I wish somebody told me when I was your age
Sana bir şey söyleyeceğim. Bunu keşke senin yaşındayken biri bana da söyleseydi.
Let me tell you something. You better fix it. You better make it right again.
Onunla aramızı düzeltsen iyi olur çünkü yapmazsan canını yakacağım.
You know, if something's wrong, Jackie, you can tell me.
Bişeyler yolunda gitmezse Jackie, bana anlatabilirsin.
Let me tell you something, I was born here.
Dokunmadı mı? O tavırları her gün canımı yakıyor.
Because if there was something hypothetically bothering you you would tell me.
Çünkü eğer herhangi bir şey canını sıkıyor olsaydı bundan bana bahsederdin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]