Candlelight Çeviri Türkçe
301 parallel translation
- Yes, does she know the Candlelight Club?
- Mum Işığı Kulübünü biliyor mu?
Remember, darling, the Candlelight Club?
Hatırladın mı, sevgilim? Mum Işığı Kulübü?
You know, you look better by candlelight.
Biliyor musun, mum ışığında daha iyi görünüyorsun.
It makes them weak, by candlelight.
Mum ışığı onları zayıflatıyor.
In church, by candlelight, flickering shadows?
Kilisedeki mum ışıklarının cılız gölgesinde mi?
Don't you think eating by candlelight is romantic?
Mum ışığında yemek yemek romantik değil mi sence?
Candlelight, mint sauce and cranberries.
Mum ışığı, naneli sos ve kızılcıklar.
By candlelight, I suppose, in the cheap, erotic fashion of young men with cheap, erotic minds!
Yemek mum ışığındadır herhalde, basit, erotik kafalı erkeklerin, basit erotik tarzında!
With candlelight to preen your hair
Mum ışığında saçlarını düzenleyen
Well, he wrote her every day for two years from the trenches... by candlelight, during battles.
O da 2 yıl boyunca her gün çılgınlar gibi kıza mektup yazmış... Siperlerden, ambalaj kağıtlarının üzerine, mum ışığında.
For intimate dining, candlelight is a romantic must.
Güzel bir yemek için, mum ışığı romantizmin gereğidir.
But by candlelight it's softer.
Ama mum ışığında daha yumuşak.
And you look lovely in the candlelight.
Mumu ışığındaysa çok güzelsin.
And Robespierre who turns white when the word force is used doesn't he sit at high-class tables making cultural conversation by candlelight?
Ya güç kelimesi kullanılınca bembeyaz kesilen Robespierre mum ışığında kaliteli masalarda oturup, kültürel sohbetler yapmıyor mu?
- Catch'em by candlelight.
- Hele mum ışığında.
Do you know what one million candlelight per square inch can do to your optic nerves?
Bunun senin optik sinirlerine ne yapabileceğini biliyor musun?
I intend to continue the search, foot by foot, inch by inch, by candlelight if necessary, until the last possible moment.
- Yapmak mı? Gerekirse mum ışığında bile aramaya devam edeceğim, son dakikaya kadar.
I would like for us to have one night, candlelight, soft guitars...
Seninle bir gece dışarı çıkmak istiyorum. Mum ışığı, gitar nağmeleri...
Gold and silver and candlelight.
Altın, gümüş ve mum ışığı.
♪ I can see us on an April night ♪ Looking out across a rollin'farm ♪ Having supper in the candlelight
Bizi bir Nisan gecesinde görebiliyorum,... sürülmekte olan tarlaya bakıyoruz,... mum ışığında akşam yemeği yiyor,... sonra da kol kola yürüyoruz,
Candlelight, it was beautiful.
Mum ışığı ne kadar güzeldi.
I kind of like dinner by candlelight.
Mum ışığında akşam yemeğini severim.
I love eating by candlelight.
Mum ışığında yemek yemeye bayılıyorum.
Candlelight, wine and a fireplace.
Mum ateşi, şarap ve şömine.
And candlelight.
Ve mum ışığını.
Dad, Billy is doing homework by candlelight.
Baba, Billy ödevini mum ışığında yapıyor.
We're prettier by candlelight
Mumları yakın. Size hayran oldum biliyor musunuz?
The candles. Did you order the candles? What a thought--a candlelight procession with no candles.
Sen mum sipariş ettin mi?
And we'll have that candlelight procession in about an hour.
Bir saat kadar sonra da mum ışığı töreni yapılacak.
You just won a candlelight dinner for two, but I can see there's only one of you.
İki kişilik akşam yemeği kazandınız, ama anladığım kadarıyla yalnızsınız.
I would like to come to a candlelight dinner.
Claudine, üzgünüm minik kurdum vaktim yok.
I looked in and there's candlelight and I saw her with her arms around another woman.
İçeri baktım, mum ışığı vardı karımı bir kadına sarılmış halde gördüm.
And somebody suggested that we have candles... that there be no artificial light, but candlelight.
Birisi de mum yakmamızı önerdi yapay ışıklandırma olmaksızın, sadece mum ışığı.
No, please don't Leave the candlelight
Hayır, bırak kalsın. Mum ışığı kalsın.
I can type by candlelight.
Mum ışığında yazabilirim.
But I'm already having a candlelight dinner with Siletski.
Ama bu akşam yemeği için Siletski ile randevum var.
I don't think I can sit cross-legged by candlelight, holding hands with you and Lester, listening to Charlie Mingle.
Mum ışığında bacak bacak üstüne atıp, seninle ve Lester'la elele Charlie Mingle dinleyeceğimi hiç sanmıyorum.
YES. AND SO, TO COMMEMORATE THAT SPECIAL EVENT TOMORROW NIGHT YOU AND I ARE DINING BY CANDLELIGHT
Evet... ve bu özel olayı kutlamak için yarın akşam sen ve ben, Golden Dove'da mum ışığında yemek yiyeceğiz.
- Then eat by candlelight.
- Yemeği mum ışığında yiyin.
We don't intend to run an operating... room by candlelight, do we?
Ameliyathanede mum ışığında çalışmayacağız, değil mi?
Candlelight's prettier, anyway.
Mum ışığı çok daha güzel zaten.
Between the music, the candlelight and the drinks, it feels like we're in some exotic place.
Müzik, mum ışığı ve içki, insan kendini egzotik bir yerdeymiş gibi hissediyor.
This candlelight dinner and, you know, too much wine.
Daha dün gece Dr. Jay'le mum ışığında yemek yedik ve
Yes, indeed, we aim to please While the candlelight's still glowing
Evet, gerçekten, amacımız rahatlatmak Mum ışıkları hala parıldarken...
There will be music... romantic candlelight... provided by myself.
Müzik olacak romantik mum ışığı ben ayarlayacağım.
One whiff of this and your boss will ask you to stay after work for a candlelight staff meeting for two.
Bir damlası bile patronunuzun sizi, mum ışığında iki kişilik bir yemeğe davet etmesini sağlayacaktır.
I wanna make love by candlelight.
Mum ışığında sevişmek istiyorum.
Music, intimate restaurants, candlelight joints and stuff.
Müzik, sıcak restoranlar, mum ışıklı yerler falan.
You look very pretty in candlelight.
Mum ışığında çok güzel görünüyorsun.
A limousine comes through the gate... past demonstrators holding a candlelight vigil.
Bir kapıdan limuzin ile... mum taşıyan göstericilerin yanından geçer.
- Candlelight?
Bay romantiğe ne oldu?